Günlerdir merakla beklenen soru cevabını ‘şimdilik’ buldu.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’nın iptali davasında karar çıkmadı, duruşma 24 Ekim’e ertelendi.

Mahkeme, CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptali istemini reddeden Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gerekçeli kararının istenmesine hükmetti.

Tedbir talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığını değerlendirildi.

Yanı sıra; 21 Eylül’de gerçekleştirilecek (gerçekleştirilirse) CHP 22’nci Olağanüstü Kurultayı ile ilgili Çankaya İlçe Seçim Kurulu’ndan delege listesi ve birleştirme tutanaklarının kurultay sonrası istenmesine karar verildi.

Karar Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ‘olumlu’ bulundu.

Olumlu bulmakla birlikte mahkemenin ‘idare ettiği’ vurgulandı.

CHP’ye göre; aslında tümden ‘reddedilmeli’ ve delilleriyle sunulan şaibe iddaları değerlendirmeye dahi alınmamalı idi…

Çünkü CHP’nin mevcut yönetimine göre; yargının çalışma mekanizmasında davalı CHP veya aktif görevdeki bir mensubu ise, savcılık yapılan şikayetlere otomatik olarak ‘takipsizlik’ vermeli.

Bağımsız yargı ancak böyle olabilir.

Şikayetçisinin, iddia sahiplerinin, tanığının, şüphelisinin CHP’li hatta birçoğunun ‘değişimci’ olduğu davalarda; ortalığa dökülen ses kayıtları, dekontlar, görüntüler olmasına rağmen bu konunun savcılıklar ve asliye hukuk mahkemeleri tarafından değerlendirmeye alınması yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına gölge düşürüyor!

Bir kişi CHP’de yönetici ise bahsi geçen konularla ilişkilendirilebilir mi canım?

Mümkünatı var mı?

Hele hele yolsuzluk iddiaları…

Akıl alır gibi değil.

Ekrem İmamoğlu’nun uzun süre danışmanlığını yaptıktan sonra son yerel seçimde CHP’den İBB meclis üyesi yapılan Ertan Yıldız’ın itirafları içinde yer alan yıllık 200 milyon dolarlık bir kamu zararının araştırılması, soruşturulması…

Sonra Emirgan’daki villalar…

Yurtdışına kaçırıldığı iddia edilen paralar…

Aziz İhsan Aktaş’ın CHP’lilere verdiğini itiraf ettiği rüşvetler…

Reklam panolarından usulsüz biçimde elde edilen gelirlerin İmamoğlu İnşaat’a aktarılması…

AVM sahiplerinden tehditle 5 milyon avro istenmesi…

KİPTAŞ’ta yapılan skandallar…

Yahu bu konularla ilgili soruşturma açılır mı?

Ne var yani birkaç yüz milyarın iç edilmesi de olay mıdır?

Şüphelisi CHP’li ise değildir.

Olmamalıdır.

Delegelerin yakınları belediyelere ve belediye şirketlerine işe alınmış.

Olabilir…

Kamu imkanları siyasi kariyer için harcanmış.

Harcansın tabii, yakışır…

Çünkü CHP’li yöneticilere göre CHP iktidara yürüyor.

Bu bakıştan hareketle CHP ve CHP’liler yargılanamaz.

Yargılanmamalı…

CHP’liler istediğine istediği gibi hakaret edebilmeli…

Diploma konusunu mevzubahis dahi yapmıyorum.

CHP’li olmak zaten tüm mevkiler için en geçerli diploma değil mi zaten?

Hatta bir yasa çıkmalı ve ‘CHP’liler yargıdan muaf olmalı…’

Bağımsız ve tarafsız yargı ancak bu şekilde inşa edilebilir.