CHP’nin yeni orkestra şefi Mansur, çalmıyor ama çaldırıyor!
- GİRİŞ26.09.2025 09:33
- GÜNCELLEME26.09.2025 09:33
Başta CHP’liler olmak üzere neredeyse bütün solcular;
İnsanları “yokluk” ve “kuyruk”lara mahkûm eden…
Türk siyasi hayatına “Güneş Motel entrikaları” ile “Mebus Pazarı” kavramlarını sokan…
“Başbakan Yardımcılığı” ve “Başbakanlık” yaptığı dönemlerde, 15 bankanın hortumlanmasına, gariban vatandaşın sırtına “50 milyar dolarlık borç yükü”nün yüklenmesine sebep olan…
“Devleti zarara uğratma", “görevi kötüye kullanma” gibi suçlardan Yüce Divan'da yargılanan ve “suçları sabit görüldüğü” halde cezaları ertelenen Mesut Yılmaz ile Güneş Taner, Koray Aydın ve Cumhur Ersümer gibi zat-ı muhteremlere “kabinesinde” yer veren Bülent Ecevit hakkında ısrarla;
“Ecevit dürüsttü, çalmadı, çırpmadı” goygoyu yapmayı tercih ederler.
Doğrudur…
Ecevit gerçekten çalmamış, çırpmamış, ihalelerden pay kapmamış olabilir.
Onun dürüstlüğünü veya çalıp çırpmadığını tartışacak değiliz…
Fakat merhum Ecevit, iyi bir “orkestra şefi”ydi!..
Malumunuz “Orkestra şefleri kendileri çalmaz ama saz arkadaşlarına çaldırırlar!”
Ecevit’in kendisi belki “çalmadı” ama yönettiği orkestra, iktidarda olduğu her dönem acayip “çaldı!”
Maalesef!
Son günlerde başkentte yaşanan yolsuzluk operasyonları, “CHP’liler yeni orkestra şefini buldu mu?” sorusunu akıllara getirdi.
Malumunuz…
İki dönem yönettiği Beypazarı’nda ismi “mucizevi başkan”a çıktığı halde, “10 yılda kocaman ilçede bir tuvalet bile yapamadığı” öne sürülen…
2019 yerel seçimlerinde ise Ankaralılara “58 km metro hattı” projesi vaat ettiği halde 6 yılda “0” km metro yapan…
“Yol yaparak ulaşım sorununu çözemezsiniz” diyerek “yeni yol yapımı işine” hiç bulaşmayan…
İşçilere doğru düzgün zam vermediği gibi personelin SGK primlerini dahi ödemeyerek, Ankara’yı “en çok prim borcu olan belediye” yapan…
Adeta emlakçı gibi hareket ederek 6 yılda, toplamda 60 milyar TL tutarında devasa bir taşınmaz satışı gerçekleştirdiği ifade edilen CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başı, şu sıralar “konser vurgunu”yla dertte…
İş bilmezliğiyle belediyeyi iflasa sürükleyen ve çorba dağıtarak, heykel açılışı yaparak göz boyamaya çalışan Yavaş’ın, seçmeni konsolide etmek için düzenlediği toplamda 32 konserde, 154 milyonluk yolsuzluk olduğu Masak ve Sayıştay incelemesi ile bilirkişi raporlarıyla tescillendi.
İşte bu somut veriler eşliğinde harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı ile eski Kültür Etkinlikleri Şube Müdür Vekili’nin de olduğu 13 kişi hakkında gözaltı kararı verdi.
Bir dönemin ağır “Ülkücü” ağabeylerinden olan ve siyasi kıvraklığı sayesinde “CHP’nin potansiyel cumhurbaşkanı adaylığına” kadar yükselen Mansur Yavaş, önce;
“Sahneleri gördünüz. Bunların hepsi ayrı bir bedel. Bunlar otomatik robot. Cumhuriyet Bayramı'na bu yakışır denip en büyük konser yapılmış” diyerek, konserlere yapılan devasa harcamaları savundu.
Sahne kurulumu sırasında 146 kişinin 15-20 gün yevmiye usulü çalıştığını ve bu işçiler arasında “günlük 20 bin lira ile 100 bin lira civarında para alanlar olduğunu” belirterek, minareye kılıf uydurmaya çalıştı.
Açıklamaları kendisini de tatmin etmemiş olmalı ki bu defa “Benim konserle ilgili savunacak hiçbir şeyim yok. Pahalı yapmışlarsa cezasını çekerler, pahalı yapmamışlarsa da aklanırlar” diyerek, kendi sorumluğunda gerçekleşen ve bizzat iştirak ederek sahnede göbek attığı konserlerdeki vurgunlarla “alakasının olmadığını” savundu…
Ardından, bir “tuvalet” bile inşa etmediği Beypazarı Belediye Başkanlığı sırasında 1 tane bile soruşturma geçirmediğini referans göstererek…
Sözü, altı yıldır birkaç köprülü kavşak dışında somut hiçbir eser üretmediği ama ne hikmetse kasası sıfırlanan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde “çalıp-çırpma” işlerine hiç bulaşmadığına getirdi.
Adeta “yeni sürüm bir Bülent Ecevit”i andıran Yavaş,
“Hayatım boyunca çocuklarıma haram yedirmedim” savunmasını yaptı.
Yahu!
Zaten hiç kimsenin “Mansur Yavaş konser paralarını almış, çocuklarına yedirmiş” dediği yok ki…
Ortada Masak ve Sayıştay incelemesiyle tespit edilmiş ve bilirkişi raporuyla tescillenmiş “154 milyonluk” bir vurgun var ve bu parayı götürenler Yavaş’ın işe aldığı ve yetki verdiği “saz arkadaşları…”
ABB’nin “orkestra şefi” konumunda olan Yavaş, o sırada arkasını döndüğü ve olan biteni görmezden geldiği için emrindeki adamları, içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan Ankara’nın parasını hiç etmiş.
Yani!..
Her orkestra şefi gibi Yavaş da “çalmamış” ama “çaldırmış…”
Üstelik bu vurgunlar sadece konserlerle sınırlı değil..
Sırada 2022 ve 2023 yılında gerçekleşen “karton bardak ve “çöp torbası” ihaleleri ile ilgili soruşturmalar var.
Muhtemelen Mansur Yavaş, bu ihalelerde de suçu üzerine alınmayacak ve yolsuzluktan
Mezarlıklar Dairesi Eski Başkanını sorumlu tutacaktır…
Zaten suçlamaları kabul etseydi..
Silivri’de yatan Ekrem İmamoğlu gibi kendisi de şimdiye kadar çoktan Sincan cezaevinin yolunu tutardı.
Dolayısıyla!..
Mansur Yavaş’ın kendisi belki “çalmıyor” ama yönettiği orkestra, iki dönemdir Ankara’da çok iyi “çalıyor!”
Maazallah…
Mansur Yavaş ve saz arkadaşları Türkiye’yi yönettiğini düşünün…
İşte o zaman milletçe “Yandım anam” türküsünü söyleriz!
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar27