CHP’nin müstemleke zihniyeti
- GİRİŞ14.10.2025 08:34
- GÜNCELLEME14.10.2025 08:34
Cumhuriyet Halk Partisi, Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık ruhunu taşıdığını iddia eden bir parti olarak, tarihsel misyonunu Özgür Özel'in genel başkanlığında adeta yerle bir ediyor.
Genel başkanlık kampanyasında "değişim" ve "yurtdışında Türkiye partisi" olma vaadiyle ortaya çıkan Özel, bu sözleri unutmuşçasına Türkiye'yi yabancı başkentlerde karalamaya, neredeyse müdahale dilenmeye başladı.
Brüksel ve İspanya ziyaretlerindeki rezaletler, İngiltere Başbakanı'na yönelik zavallı sitemleri ve Jöntürk özentiliği, CHP'yi Atatürk'ün partisinden çok, Osmanlı'nın altını oymaya çalışan zihniyetin mirasçısı haline getiriyor.
Özgür Özel'in "değişim" vaadi, CHP tabanını heyecanlandırmıştı.
Özel, yurtdışında "Türkiye partisi" olacaklarını, Türk diasporasını kucaklayacaklarını ve ülkenin çıkarlarını savunacaklarını söylüyordu.
Ancak bu vaatler, koltuğa oturur oturmaz unutuldu.
CHP, Özel'in liderliğinde, Türkiye'yi Avrupa başkentlerinde şikayet eden, yabancı güçlerden medet uman bir muhalefet partisine dönüştü.
Brüksel'deki Avrupa Sosyalist Partisi (PES) toplantısında Özel, Türkiye'yi "yanlış yolda olan" bir ülke olarak resmetti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirirken Avrupa'dan destek dilendi.
İspanya'da ise Başbakan Pedro Sanchez'e Türkiye'nin "baskı kuşatması" altında olduğunu anlatarak, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını masaya yatırdı.
Yabancı liderler kendisini pek ciddiye almasa da bu tavır açıkça Türkiye'yi yabancılara jurnal eden bir tavırdır.
Özel'in "Avrupa'nın parçası olacağız" sözleri, bağımsız bir ülkenin muhalefet liderinden çok, bir sömürge valisinin yalvarışlarını andırıyor.
Daha da utanç verici olan, Özel'in İngiltere Başbakanı Keir Starmer'a yönelik aciz sitemiydi hatırlarsanız...
Ekrem İmamoğlu'nun davasıyla ilgili BBC'ye konuşan Özel, İngiliz İşçi Partisi'nin sessizliğini eleştirerek, "Kardeş partimizin İmamoğlu'nun tutuklanmasına sessiz kalması bizi kırdı. Terk edilmiş hissediyoruz" demişti.
Bu sözler; bir muhalefet liderinin değil, yabancı bir başkentten icazet bekleyen bir figürün ağlamaklı serzenişlerinden başka bir şey değildir...
Türkiye'nin iç meselelerini İngilizlere taşıyıp, "Niye sesiniz çıkmıyor?" diye sızlanmak, CHP'nin bağımsız bir siyasi aktör olmaktan çıktığını, adeta bir "müstemleke partisi" gibi hareket etmeyi amaçladığını gösteriyor.
Bu, Özgür Özel'in liderliğindeki CHP'nin, Türkiye'nin egemenliğini hiçe sayarak yabancı müdahalelere kapı aralayan bir zihniyete teslim olduğunun kanıtıdır.
Özel'in bu kepazeliği taçlandıran açıklaması ise, "Biz Jöntürkleriz" çıkışı oldu.
Saraçhane mitinginde, "Biz Jöntürkler'in, İkinci Meşrutiyet'in neferleriyiz. Onlar Damat Feritçiler" diyerek partisini Jöntürklerle özdeşleştirdi.
Bu, tarihsel bir cehaletten çok, bilinçli bir ihanet göstergesi miydi?
Bilemiyorum…
Jöntürkler, Osmanlı'nın çöküş döneminde İngilizlere yaltaklanan, onların himayesine sığınarak güç devşirmeye çalışan bir gruptu.
1909'da İngiliz Büyükelçisi Lowther'i karşılamak için at arabasının atlarını söküp arabayı kendileri çeken Jöntürkler, bu aşağılık hareketle İngilizlere ‘sadakatlerini’ sunmuştu.
Almanya Büyükelçisi'ne aynı muameleyi yapmayı reddetmeleri, onların seçici İngiliz muhipliğini de gözler önüne serer.
Özel'in Jöntürkleri övmesi, CHP'yi bu mandacı, yabancı hayranı zihniyetle özdeşleştiriyor.
Bu, Atatürk'ün CHP'sine de demokrasi kültürü son derece gelişmiş olan Türk Milleti’ne de yapılmış en büyük hakarettir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tam bağımsızlık üzerine kurulmuştu.
Milli Mücadele, yabancı güçlerin müdahalesine karşı bir başkaldırıydı.
O günkü irade tarafından; "Ne bir dost, ne bir düşman, sadece Türk milleti" diyerek, yabancı başkentlerin gölgesinden kurtulmak hedeflenmişti.
Türkiye'yi yabancılara şikâyet etmek, müdahale talep etmek, Atatürk'ün "Büyük Türk milleti, yabancı başkentlerin hiçbir müdahalesine geçit vermeyecektir" sözüne de ihanet etmektir.
CHP, Özgür Özel'le birlikte, adeta bir "yabancı muhipler cemiyeti"ne dönüşmüş durumda.
Bu tutum, sadece Atatürk'ün mirasına değil, Türk milletinin egemenlik iradesine de bir hakarettir.
CHP'nin yurtdışındaki bu aciz tavırları, Türkiye'yi küçük düşürüyor, bağımsız bir devletin muhalefet partisini sömürge memuruna çeviriyor.
Özgür Özel'in liderliğindeki CHP, Jöntürklerin mirasını diriltmeye çalışıyor; ama unutulmasın ki Jöntürkler, Osmanlı'yı batıran zihniyetin temsilcileriydi.
CHP; bu yolda devam ederse, sadece kendi tarihine değil, Türkiye'nin geleceğine de zarar verecek.
Son olarak; teknik olarak cumhurbaşkanı adayı olma imkânı bulunmayan Ekrem İmamoğlu için açılan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi sosyal medya hesabından Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen, (artık hangi özelliklerinden dolayı layık görüldü ise!) kaybettiği seçim sonrasında Amerika’nın darbe yapması gerektiğini ifade eden Venezuela’nın Başkan Adayı Maria Corina Machado’nun tebrik eden ve ‘özgürlük savaşçısı’ ilan eden; sonrasında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ‘federasyon’ gündemini yeniden gündeme getiren Ersin Tatar’ın rakiplerini destekler mahiyette paylaşımlar yapıldı.
Önce Venezuela’daki küresel yapının elemanına selam çakıldı, sonra ise Kıbrıs üzerindeki emellerine…
CHP’nin Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi tarafından yapılan paylaşımda Türkiye’nin Mavi Vatan’daki haklarının sıkıntı yaşaması temenni ediliyor.
Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında bir çözüm günümüz konjonktüründe hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne hem de Türkiye’ye herhangi bir avantaj sağlamaz.
Bunun da ortak bir devlet bakışı olması gerekirdi.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı açıkça; “Biz ülkeyi yönetirsek küreselcilere ciddi alan açacağız” demiyor mu?
Bu; değişim değil, çöküştür.
Ferhat Murat / Haber7
Yorumlar20