Terör biterse “oylar gider” diye korkuyorlar!
- GİRİŞ21.11.2025 09:10
- GÜNCELLEME21.11.2025 09:10
1514’teki “Çaldıran Savaşı” ile Osmanlı egemenliğini benimseyen Kürtler, asırlar boyunca hiç sorun yaşamadı.
“Kürt sorunu”nun temeli ise Osmanlı’nın bölünmesinin başlangıcı olarak kabul edilen ve Kürtlere “bağımsız devlet kurma” fikrini empoze eden Sevr Anlaşması ile atıldı.
“Ulus devlet” olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde, CHP'nin altı okunun “resmi ideoloji” olarak dayatılmasıyla, “Kürt sorunu” iyice görünür hale geldi.
Laik rejime boyun eğmekte direnenler “isyancı” olarak yaftalanırken, kimi aşiretlerin evleri top ateşine tutuldu.
“Müslümanlıkta ısrar eden” bir kavim olan Kürtlere yönelik uygulanan bu baskı ve asimilasyon politikası, zamanla onları “yok” saymaya evrildi.
“Kürtleri dönüştürme” fikrinden asla taviz vermeyen müesses nizamın temsilcileri, “Aslında Kürt diye bir milletin olmadığını, karda yürürken ‘kart-kurt’ sesi çıkardıkları için bu insanlara ‘Kürt’ denildiğini” yıllar boyunca ciddi ciddi dillendirdi.
1960’ların sonuna doğru harekete geçen TKP kökenli Musa Anter, Mehdi Zana, Tarık Ziya Ekinci gibi bazı isimlerin, “geri kalmışlık”, “sömürü” ve “ezilmişlik” sloganlarıyla başlattıkları “Doğu Mitingleri” ise büyük yankı uyandırdı.
1970’lerin başında kurulan “Devrimci Doğu Kültür Ocakları” ile ilk defa “Halklara özgürlük” gibi ifadeler dolaşıma sokularak, bölgede “ayrımcılık” tohumları ekilmeye başlandı.
Bu kıpırdama hareketleriyle paralel şekilde devreye alınan sert tedbirler nedeniyle cezaevlerinde yaşanan zulümler, Kürt diline yönelik yasaklar ve rejim eliyle gerçekleşen bazı istenmeyen hadiselerin sonucu olarak, 1978 yılının sonunda PKK kuruldu.
Takvimler 90'lı yılları gösterdiğinde ise Erdal İnönü SHP’si, PKK’nın siyasi uzantısı HEP ile seçim ittifakı yaparak; Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Selim Sadak gibi isimleri Meclis’e soktu.
Bu isimler “dokunulmazlık zırhı” sayesinde çeşitli ülkeleri gezerek, “Kürt sorunu” adı altında PKK’yı “uluslararası arenaya” taşıdı.
Bu tür uygulamalarla PKK’nın elini iyice güçlendiren ve 28 Şubat sürecinde dindar insanları, eli kanlı teröristlerden daha tehlikeli gören malum zihniyet yüzünden iyice dallanıp budaklanan bu sorun, içinden çıkılmaz hale geldi.
PKK terörü yüzünden binlerce ocağa “evlat” ve “kardeş” ateşi düştü.
AK Parti iktidarının kararlı duruşu ve savunma sanayinde gerçekleşen atılımlarla terörün beli kırılırken, PKK’nın sürekli ismi değiştiren siyasi uzantılarıyla “Sosyalist Enternasyonal”den “kardeş” olan CHP, sırf Başkan Erdoğan’ı devirebilmek adına geçmişe dayanan ittifakı yeniden canlandırdı.
23 Mayıs 2011’de Hakkâri’de, tek bir Türk bayrağının bile olmadığı meydanda konuşan CHP yöneticileri, sırf bu birlikteliğin sürmesi için iktidara gelmeleri halinde; “yerel yönetimlere özerklik vereceğini” vaat etti.
Bu yarım asırlık kirli ittifak, 7 Haziran 2015 seçimlerinde alınan göstermelik başarıyı, “Birlikte iyi salladık” klişesiyle kutladı.
2019 yerel seçimlerinde ise “Atatürk posterleri” ile “PKK paçavralarının” birlikte açıldığı mitingler ve Kandil’in açık desteği sayesinde, İstanbul ve Ankara dâhil çok sayıda büyükşehir belediyesi CHP’ye geçti.
Seçim mitingleri sırasında, “Koyu bir HDP’li olarak arkanızdayız? Canla başla seninleyiz” diyerek destek açıklamasında bulunan PKK sempatizanlarına;
“Sağ olun, sizi mahcup etmeyeceğiz” şeklinde “sevgi dolu(!)” sözcüklerle karşılık veren..
“Bese Hozat, Duran Kalkan, Cemil Bayık ve Khebat Andok” gibi PKK elebaşlarının destek açıklamaları sonrası,
“HDP’nin desteği var. Bunu sahada da yaşıyorum” sözleriyle, verilen siyasi desteği açıkça itiraf eden…
Hatta!
“HDP ile beraber olmanız Atatürk’ün partisine hiç yakışmıyor” diyerek kendisine tepki gösteren samimi bir Atatürkçüleri bile, “Sen mi karar veriyorsun buna” sözleriyle azarlayan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın başarısı hakkında konuşan HDP’nin o dönem Eş Genel Başkanı olan Sezai Temelli de;
“Yavaş da İmamoğlu da bilecek ki, seçilmişse HDP’nin oylarıyla seçilmiştir” sözleriyle, verdikleri desteği itiraf etti.
PKK’ya yakınlığıyla bilinen Amed Dicle isimli sözde gazeteci de, “Afrin’in bedeli İstanbul oldu. Her biji İstanbul” şeklindeki skandal paylaşımıyla CHP’nin zaferinden duyduğu sevincini dile getirdi.
Seçimden sonra…
Selvi Kılıçdaroğlu, Dilek İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş da bu ittifakın bir nişanesi olarak birlikte yemek yedi…
Başta İBB olmak üzere CHP’li belediyelerin tüm imkânları Kandil’in militanları için seferber edildi.
Dağdan inenler işe alınırken, belediyeye ait kitapçılarda örgüt bülteni mahiyetindeki kitaplar satıldı.
“Bay Kemal”in yerine gelen CHP’nin emanetçi Genel Başkanı Özgür Özel de 40 yıllık bu sinsi ittifak sürsün diye elinden geleni yaptı.
Gerektiğinde Türkiye’ye “işgalci” iftirası atan Pervin Chakar gibi örgüt sempatizanlarının elini öpen Özel’in, “Kent Uzlaşısı” kılıfıyla piyasaya sürdürdüğü yeni ittifak modeli sayesinde CHP, 2024 seçimlerinde ciddi bir başarı elde ederek tam 47 yıl sonra ilk kez birinci parti oldu.
Halktan gizlenmeye çalışılan bu işbirliği CHP’lilerin bilinçaltına nasıl sirayet ettiyse, yılların “Ülkücüsü” Mansur Yavaş bile yaşanan bu hengâmede PKK elebaşı Abdullah Öcalan için “Apo Bey” ifadelerini kullandı.
“PKK ölmesin, 40 yıllık hikâye devam etsin ve 2028 seçimlerinde bu defa cumhurbaşkanlığı kendilerine geçsin” diye didinen CHP’liler…
Hayatının en büyük siyasi riskini alarak tam 40 yıldır kanla yazılan terör hikâyesinin bitmesi için “PKK’ya fesih çağrısı” yapan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla iyice “boşa” düştü.
Ufukta sandık göründüğünde, “oy” uğruna miting meydanlarında PKK işaretini yapmakta sakınca görmeyen CHP'liler, sıra terörü bitirmek için atılan bu tarihi adıma gelince ipe un sermeye ve Cumhur İttifakı’nı “Kandil’le iş tutuyor” yalanıyla karalamaya başladı.
“Terörsüz Türkiye” sürecinin başarılı olmaması için elinden geleni yapan CHP’lilerin bugün de İmralı'da tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı ziyaret edecek komisyona takoz olması bekleniyor.
Ziyaret konusuna olumlu yaklaşan ve büyük bir riski göze alan AK Parti ve MHP’nin aksine, biraz da Ulusalcı- Kemalist kesime şirinlik yapmak adına şimdilik renk vermeyen CHP’nin, bugün sabah olağanüstü gündemle toplanacak MYK sonrası kararını açıklaması bekleniyor.
CHP adına konuşması beklenen Özel’in, (biraz da tekaüt generallerin baskısıyla) oylama yapılması halinde “hayır” oyu kullanacaklarını ve İmralı heyetine üye vermeyeceklerini söylemesine kesin gözüyle bakılıyor.
Çünkü terör biterse, CHP’nin Kandil’e vaat edeceği bir şeyin kalmayacağını ve asırlık ittifakın tehlikeye gireceğini çok iyi biliyorlar!
Yorumlar10
-
Bayram bey
10 dakika önce
Şikayet Et
CHP raydan çıkmış tozu dumamı birbirine karışmış
Dış güçlerin emri altına gimiş bir vaziyette onlar için
Memleket toprağının şehitlerin hiç bir önemi yok
Önemli olan Türkiye cumhuriyetini nasıl batırırız
Beğen
Cevapla
-
Cihad
11 dakika önce
Şikayet Et
Taşı gediğine koymuşsunuz...
Beğen
Cevapla
-
ORTAKLIK
15 dakika önce
Şikayet Et
PKK ile ortaklık yapıyorlar CHP ana ortağı ve iyi parti zafer partisi ve diğerleri pkk lıları belediyelere yerleştirdiler şimdide mızıkçılık yapmaya çalışıyorlar anlayana aşk olsun!PKK nın ittifakları acaba neden böyle davranıyor et ile tırnak gibiyiz diyordu özgür özel CHP nin içi HDP li devşirmelerle dolu!naz yapıyorlar
Beğen
Cevapla
-
BAYBURT SEVDALISI
16 dakika önce
Şikayet Et
Reisnerdebizoradayız
Beğen
Cevapla
-
İbrahim
20 dakika önce
Şikayet Et
Tam bir özet olmuş. CHP kapatılmalı
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle