KAAN savaş uçağı: Siyaset ötesi bir bağımsızlık manifestosudur

  • GİRİŞ03.10.2025 08:49
  • GÜNCELLEME03.10.2025 08:51

Türkiye, tarihinin en iddialı savunma sanayii projelerinden birini hayata geçiriyor        KAAN 5. Nesil Savaş Uçağı. Bu proje yalnızca bir savaş platformunun ötesinde, bağımsızlık vizyonumuzun gökyüzüne taşınmış hâli ve gelecek nesillerin  özgürlük garantisi olacaktır.”

Kısaca, KAAN sadece bir uçak değildir. Gökyüzünde yükselen bağımsızlık bayrağının göndere çekilmesidir

Son dönemde KAAN hakkında çeşitli eleştiriler gündeme geldi. “Motoru hazır değil”, “gövdesi yeterince dayanıklı mı?”, “uluslararası akreditasyonu nasıl sağlanacak?”, aviyonikleri,  gibi sorular sık sık kamuoyuna yansıdı. Hatta maksatlı polemiklere neden oldu . Bu eleştirilerin yapıcı olanları  doğal kabul edilebilir. zira büyük projeler şeffaf şekilde tartışılmalı, sorgulanmalıdır.

Ancak çoğu zaman bu soruların, teknik gerçeklerden koparılarak siyasi ve politik amaçlarla olumsuz bir algı oluşturacak şekilde sunulması, resmin bütününü gölgelemektedir. Bu konuda kamuoyu ile paylaşılacak  bilgiler  sadece yetkili kurumlar tarafından  yapılmalıdır 

Bağımsızlığın Sembolü

Turbofan TF 35000 Yüksek İtkili  JET  Motoru ,                           

KAAN’ın kalbi olan F35000, TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) ve TRMotor iş birliğiyle geliştirilen yerli bir motor.. Bu  konu, en çok tartışılan başlıklardan biri oldu. Evet, ilk prototip uçuşlarında yabancı motor kullanılacaktır.

Bu durum bir eksiklik değil, bir mühendislik gerçeğidir. Dünyadaki tüm 5. nesil uçak projeleri (ABD’nin F-35’i, Güney Kore’nin KF-21’i, Çin’in J-20’si) başlangıçta hazır motorlarla uçmak zorunda kalmıştır.

Türkiye’nin farkı, TEI tarafından tamamen milli bir turbofan geliştirme sürecinin başlatılmış olmasıdır. Bu motorun 35.000 libre sınıfında tasarlanmıştır. Motor hazır olduğunda Türkiye yalnızca uçak değil, motor teknolojisi alanında da bağımsızlığa adım atacaktır. Bu yönüyle KAAN, aslında bir “bekleme değil, kazanma süreci” içindedir.   

Bazı kaynaklarda TF35000’in “daha yüksek itki” sunacağı, örneğin F110’dan 6.000 lbf daha fazla itki vereceği yönünde ifadeler geçiyor.

Bazı analizlerde daha yüksek değerler konuşulmaktadır. (örneğin 50.000 lbf seviyeleri gibi), ancak bu kaynaklar resmi olmayan yorumlara dayanmış olsa da ülkemiz adına heyecan vericidir.

Şu unutulmamalıdır, özellikle savunma sanayindeki kritik kuruluşlar, ürettikleri ve           AR-GE’sini yaptıkları ‘’işlemlerin tamamını’’ kamuoyu ile paylaşmayacaklardır.

Gövde ve Entegre Sistemler Mühendisliğin Vitrini

KAAN’ın gövdesi, düşük görünürlük (stealth) tasarımı, yüksek manevra kabiliyeti, kompozit malzemeler ve gelişmiş aerodinamik yapısıyla dikkat çekmektedir. Bu, daha önce Türkiye’nin tek başına geliştirmediği bir alana girmenin doğal zorluklarını taşımaktadır. Bu gerçek anlamda savunma sanayinde ortaya çıkan cesur ve gerçek bir meydan okumadır. 

Elbette, gövde tasarımında ve uçuş testlerinde eksiklikler veya iyileştirme ihtiyaçları çıkacaktır. Ancak bunlar başarısızlık değil, mühendislik süreçlerinin doğal sonucudur. “Bu nedenle motor tartışmaları aslında Türkiye’nin mühendislik cesaretini asla gölgelemeyecektir. 

Önemli olan, testlerden çıkan geri bildirimleri doğru okumak , yönetmek ve her prototipi daha da performanslı hale getirmektir.

Akreditasyon, Sadece Uyum Değil, Standartları  Belirlemektir.

Bir diğer tartışma konusu, KAAN’ın uluslararası akreditasyonu. Türkiye uzun yıllardır NATO standartları çerçevesinde görev yapmaktadır ve bu deneyim, KAAN için de geçerli olacaktır.

Ancak burada asıl vizyon, yalnızca standartlara uymak değil, gelecekte standart belirleyen ülkeler arasına girmektir.

KAAN’ın akreditasyonu, önce ulusal süreçlerle sağlanacak, ardından uluslararası sahada kabul görecektir. Bu süreç zaman alabilir, ama bağımsız olmanın  bedeli budur.

BACK-DOOR  Tehlikesi  ve Tedarik Zinciri Riski,                                               Neden Kendi Uçağımızı Yapmalıyız?

Günümüz dünyasında savaş yalnızca silahlarla değil, yazılım ve elektronik sistemlerle de kazanılır veya kaybedilir. Başka ülkelerin ürettiği platformlarda “gizli erişim arayüzleri” (backdoor) veya tedarik zincirinden kaynaklı güvenlik açıkları bulunabileceği defalarca gündeme gelmiştir. Bu risk, kritik anlarda sistemlerin devre dışı bırakılmasına yol açabilir.

Silahı uzaktan devre dışı bırakabilir.  Görev parametrelerini gizlice değiştirebilir. Güncelleme adı altında istihbarat toplayabilir. Kritik anlarda çalışmasını kısıtlayabilir.

Bu nedenlerle KAAN sadece bir tercih değil, zorunluluktur. Kendi platformlarımızı üretmek, güvenliği başka ülkelerin insafına bırakmamak anlamına gelir.

Eleştiriler,  Gelişim İçin Gereklidir

KAAN projesi art niyet olmadan eleştirilebilir, çünkü sorgulanan her nokta daha iyiye ulaşmak için bir fırsattır. Motorun zaman çizelgesi, gövde testleri, yazılım güvenliği Bunların hepsi kamuoyunun da gerektiği kadarını bilmesi gereken meşru sorulardır.

Ancak bu eleştirileri siyasi amaçlarla  “başarısızlık” gibi sunmak, milli savunma sanayimize, mühendislerimizin emeğine hatta savunma sanayimize ciddi zararlar verecektir.

Unutulmamalıdır ki, ABD’nin F-35 programı hâlâ sorunlarını çözmeye çalışıyor, Çin’in J-20’si motor alanında yıllardır dışa bağımlı. Türkiye’nin KAAN projesinde karşılaşacağı zorluklar, bu işin doğasında vardır.

Stratejik Önemi,  Bir Uçaktan Fazlası

KAAN, sadece bir savaş uçağı değildir:

  • Teknoloji sıçramasıdır: Radar, elektronik harp, yapay zekâ tabanlı görev bilgisayarları gibi alanlarda Türkiye’yi ileri taşıyacaktır.
  •                                                                            
  • Ekonomik kazanımdır: Yüzlerce KOBİ ve binlerce mühendis için istihdam ve ihracat potansiyelinin hayata geçmesine neden olacaktır.
  •  
  • Jeopolitik caydırıcılıktır: Bölgesel dengelerde özellikle dünyanın en kaotik bölgesinde yer alan Türkiye’ye stratejik üstünlük sağlayacaktır.

Ekonomi ve İhracat, KAAN’ın kazanç boyutu

KAAN yalnızca savunma ve güvenlik meselesi değil, aynı zamanda ekonomik bir fırsat ve güçtür. Modern savaş uçakları ihracatı, üretici ülkelere hem doğrudan satış geliri hem de uzun dönemli bakım-onarım, lojistik ve yedek parça sözleşmeleri yoluyla sürekli gelir sağlamaktadır.

Örneğin ABD’nin F-35 programı, Lockheed Martin’in ve tedarik zincirinin ekonomisine yıllık onlarca milyar dolarlık katkı sağlıyor,  programın resmi verilerine göre F-35 programının Amerikan ekonomisine yıllık yaklaşık 72 milyar USD ekonomik etkisi olduğu bildirilmektedir ve programın ömür boyu maliyet/tahmini değerlerinin trilyon doları bulduğu (MSAR raporlarıyla tartışılan) tahminleri vardır. Bu ölçek, bir successful ihracat stratejisinin ülke sanayisine sağlayacağı potansiyel getiriyi göstermektedir.

 “Analist tahminlerine göre, küresel askeri uçak pazarı bugün yaklaşık 45–55 milyar USD seviyesindedir ve 2030’lara gelindiğinde 70–80 milyar USD’ye ulaşabileceği öngörülmektedir.”

Elbette bu pazara dahil olmak ,bundan  rahatsızlık duyan  çevrelerin olması  çok doğaldır.

Bu rezistans ne kadar yüksekse bu alanda doğru yolda olduğumuzun bir işareti olarak kabul edilmelidir.

KAAN’ın ihracat başarısı, benzer biçimde Türkiye’ye doğrudan döviz geliri, yan sanayi siparişleri ve uzun vadeli bakım/lojistik gelirleri getirecektir. Bu yüzden projenin stratejik ve ekonomik yönleri birlikte ele alınmalıdır.

Savaş uçağı üreten ülkeler  :

“Bugün savaş uçağı üreten ülkeler, bu platformları sadece güvenlik için değil, aynı zamanda milyarlarca dolarlık ihracat ve bakım-onarım gelirleri için de kullanmaktadır. Eurofighter, Rafale, Gripen, Güney Kore’nin KF-21 programı bu gerçeğin en somut örnekleridir. Türkiye’nin KAAN projesi de benzer şekilde yalnızca bir güvenlik yatırımı değil, aynı zamanda uzun vadeli ekonomik bir güç kaynağı olacaktır.”

  • Eurofighter Typhoon (İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya ortaklığı): Şimdiye kadar 680+ adet üretildi, toplam program maliyeti 100 milyar €’yu geçti, ihracatla on milyarlarca € gelir elde edildi.
  •  
  • Rafale (Fransa – Dassault): Hindistan, Mısır, Yunanistan gibi ülkelere satışıyla 2024 itibarıyla Fransa’ya 30+ milyar €’luk ihracat kazandırdı.
  •  
  • Gripen (İsveç – Saab): Daha düşük maliyetli ama yüksek teknoloji ürünü; Brezilya ve Macaristan satışlarıyla Saab’ın cirosunda büyük pay sahibi.
  •  
  • KF-21 Boramae (Güney Kore): Henüz seri ihracat başlamadı ama Endonezya ortak; Kore hükümeti 2030’lara kadar milyarlarca $ gelir öngörüyor.
  •  
  • J-20 (Çin): İhracata kapalı ama Çin’in savunma sanayii gelirlerini milyarlarca $ artıran prestij projesi.

Sonuç, Gökyüzünde Milli Bir İrade

KAAN, eleştirilerin ötesinde bir bağımsızlık manifestosudur.
Bugün hakkında tartışmalar yapılabilir, eksiklikleri konuşulabilir, zorlukları gündeme gelebilir.

Ama yarın gökyüzünde süzüldüğünde, bu uçak yalnızca çelik ve motordan ibaret olmayacak, Türk milletinin iradesini, bağımsızlık tutkusunu ve mühendislik azmini temsil edecektir.

 

Kaynakça 

  1. TEI — TF35000 Turbofan Engine, program ve teknik açıklamalar.
  2. Army Recognition (2025). Indigenous Turkish TF35000 Engine To Power KAAN.
  3. Reuters (2024). Turkey’s KAAN fighter jet conducts first flight.
  4. AP News (2025). Turkey, Indonesia in talks for KAAN fighter jet export.
  5. DefenseNews (2023). Turkey’s national fighter jet program and motor dependency analysis.
  6. Janes Defence Weekly (2024). Fifth-generation fighter development challenges: Turkey’s KAAN in focus.
  7. NATO CCDCOE (2022). Supply Chain Security in Defense Systems.
  8. UNIDIR (2023). Cybersecurity of Weapons Systems: Supply Chain Risks.
  9. RAND Corporation (2021). Global Military Aircraft Development Timelines and Lessons.
  10. ASELSAN ve TUSAŞ resmi basın bültenleri, KAAN sistem entegrasyon süreçleri
  11. F-35 resmi ekonomik etki sayfası (program sitesi) — yıllık ~72 milyar USD etki. f35.com
  12. DOD / MSAR ve tartışmaları — F-35 ömür boyu maliyet/tahminleri (trilyonlar düzeyinde tartışma). DVIDS+1
  13. Lockheed/tedarik zinciri ve teslimat haberleri (2024 teslimatları, şirket gelirlerindeki pay).Reuters+1

Yorumlar6

  • Şevket KESKİN 51 dakika önce Şikayet Et
    Ağzına sağlık kalemin dert görmesin inşallah Şu an kenetlenme zamanı bir birimizi yeme zamanı değil
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ahmet 1 saat önce Şikayet Et
    Keşki sadece yetkililer konuşsa da milletimizin aklı karışmasa
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Sapka 1 saat önce Şikayet Et
    Birakin motoru uretim hazir hale getirmeyi, motor uretmek icin firisim yapanlara bile sapka cikariyoruz.En azindan devamli kaos iretenler gibi degiller
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Sefiller 1 saat önce Şikayet Et
    Sefiller, kendileri teknik bisey uretmenin zorlugu ve asamalarini bilmeme kompleksinden oturdugu yerden, üretenleri elestiriyor, zaten bilseler ve kasitsiz olsalar alkislayacaklar.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Devam 1 saat önce Şikayet Et
    Binlerce ucak ve arac motoru uretsek bile,.yine disardan motor almaya devam etmek zorundayiz, Eldeki ucak ve araclarin motoru bozuldugununda oraya uyacak yedeknmotor ancak ureticisinden alinir, baska devletlerde boyle yapiyor, sirf kendi ucagini ve aracini kullanmiyor, kullansa bile motor teknolojisindeki gelismeleri takip icin numune almak zorundayiz
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat