Başbakanı ben mi dinleyip internete verdim?

  • GİRİŞ23.07.2014 10:58
  • GÜNCELLEME23.07.2014 10:59

Siz nerden tanıyorsunuz, bu emniyet müdürlerini?

Nerden tanıyorsunuz ki, kefil oluyorsunuz?

Her biri için ayrı ayrı savunmalar hazırlıyor, “harama el uzatmadıkları/kanuna aykırı hiçbir iş yapmadıkları” iddiaları eşliğinde meydan okumalarına destek veriyorsunuz?

Nerden tanıyorsunuz ki, ulusal haber ajansı olma iddiasındaki haber servislerinizi, gözaltına alınan emniyet müdürlerinin özel ajansı gibi kullandırtıyorsunuz?

Sözüm, paralelcileri savunan internet sitelerine..

Paralelcileri savunan gazete ve televizyonlara!

İstanbul İstihbarat Daire eski Başkanı Ali Fuat Yılmazer, birkaç aydır, altın madencisi patronun ulusalcılardan kotardığı televizyona çıkıp, meydan okuyordu..

“Gelsinler gözaltına alsınlar beni.”

Dün gözaltına alındı..

Bu sefer de söylediği şu: “Şu mübarek Ramazan’da bu zulmü reva görenleri sana havale ediyoruz Allah’ım.”

Gözaltına alınmak zulüm ise, niye meydan okudun Ali Bey?

Meydan okuduysan, şimdi niye “zulüm” diyorsun?

Ali Fuat Yılmazer nerde gözaltına alınmış?

Uskumruköy’e, orman içine yapılmış bir villada.

Maaşı kadar kirası olan bir villada..

Ne diyelim?

Sonradan Gezici oldular..

Orman içinde villada yaşamak, onlara helaldir deyip, geçelim..

İstanbul Başsavcısı, daha önce yaptığı açıklamalarda, binlerce kişinin dinleme mağduru olduğunu belirtip, Başbakan ve bakanların bile mağdur olduğunu açıklamıştı.

Başsavcı, dün de operasyonla ilgili yazılı açıklama yaptı...

Selam terör örgütü adı altında, dinlemedikleri kimseyi bırakmayan savcı Adem Özcan, anında cevap yetiştirdi: “Başbakan veya herhangi bir bakan dolaylı olarak da bir dinlemeye takılmadı. Sadece birkaç siyasi olabilir. Onlarda dolaylı olarak dinlemeye takılmıştır. Bu açıklama tamamen iftira niteliğinde.”

Varsayalım, Adem Bey kesinlikle illegal bir uygulamaya izin vermeyen, dikkatli bir savcı..

Bilerek, Başbakan veya bakanların dinlenmesine de onay vermeyecek bir kişi..

Ama, kendisinden habersiz, polislerin böyle bir dinleme yapmadığından nasıl emin olabiliyor?

Kendisi ile paralel görev yapan diğer savcıların, Başbakan ve bakanları dinlemediğinden, nasıl emin olabiliyor?

Ki, başsavcıya “iftira” suçlamasında bulunuyor?

İkinci bir savcı daha, benzer açıklama yapmış..

Adı Adnan Çimen..

Demiş ki: “Sayın Başbakan’ı, bakanları ya da MİT Müsteşarı’nı dinlediğimi ispat etsinler derhal istifaya hazırım. Hodri meydan.”

Bu savcılar, dinleme denilen şeyi, eline telefon alıp, paralel saplama yapıp, oturup saatlerce dinleme yapma olarak anlıyor olmalılar..

Heeyy Adem savcı. Adnan savcı..

Hepimiz bilmiyor muyuz.

Montajlı da olsa..

Başbakan ile Adalet Bakanı’nın görüşmeleri internete sızdırıldı..

Adem Bey dinletmedi ise..

Adnan Bey dinletmedi ise..

Şimdi gözaltına alınan emniyet müdürleri dinletmedi ise..

Affedersiniz, kim dinletti, kim dinledi; Adalet bakanı ile Başbakan’ın görüşmesini.

Ben mi dinledim/dinlettim?

Ben mi montajladım?

Ben m internete sızdırdım?

Hakkari’nin eski Emniyet Müdürü, gözaltılarla birlikte hemen Samanyolu Haber’e bağlanıyor.. Diyor ki: “Gözaltındaki arkadaşlarıma sesleniyorum. Hepsiyle gurur duyuyorum. Suçsuzsunuz.”

Yaşar Büyükanıt, “Tanırım, iyi çocuktur” demişti bir astsubay için..

“İyi çocuktur”un tekrarını yaşıyoruz.

Birileri; aynı ekipten olmalılar ki, gözaltına alınanlara kefil oluyor..

Oysa herkesten önce emniyet müdürleri bilirler ki..

Gözaltı aşamasındaki bir olayda, kimin ne yaptığını bilebilmek mümkün değildir.
Kimseye suçlu denilemeyeceği gibi, “kesin suçsuzdur” da denilemez..

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat