Gülen sayesinde bir solcu daha, çok oyla HSYK’da

  • GİRİŞ30.09.2014 10:59
  • GÜNCELLEME30.09.2014 10:59

Kişilerin sadece liyakatleri ve kendi başarıları ile kazanılan bir konum olsa..

Danıştay üyeliği.. “Birileri”nin takdiri ile değil de..

Bilgisini, tecrübesini, başarısını ispat eden herkesin gelebileceği bir statü olsa..

En azından, kendisini ispat edenlerin büyük çoğunluğu için, bu statü elde ediliyor olsa..

Yargıtay ve Danıştay’da, HSYK üyeliği için yapılan seçimlerde cemaatin belirleyici rolünü, Pensilvanya’nın başarısı olarak yorumlayabilirdik..

Ama “iki dereceli seçim” dediğimiz..

Seçmenin birilerini kendisine adeta vekil olarak atayıp..

O vekillerin, seçilecek kişileri belirlemesinde..

 Her zaman hile.. Desise.. Tilkilik.. Kurnazlık.. Üçkağıtçılık.. Hesapçılık.. “Sağ gösterip sol vurma” mümkündür..

İlk derecedeki seçmenlerin istediklerinin tam aksi yönde sonuçların ortaya çıkması, her zaman için mümkündür.

Yargıtay ve Danıştay’da da, maalesef bu olmuştu.

Hileye başvuran. Tilkilik yapan. Tezgahlar kuran paralel yapı..

14 bine yakın hakim ve savcının iradeleri dışında, 10 kişilik ikinci seçmen ekibini, tümü ile kendi grubundan oluşturmuştu..

O sayede, Yargıtay’a 160, Danıştay’a da 51 üyenin hemen hemen tamamını, hakedenler değil, kendi gruplarından isimleri seçmişlerdi. 

Şimdi, o belli grubun seçtiği HSYK üyelerinin, Pensilvanya’dan belirlenen isimler olduğuna bakıp, “Gördünüz mü, hükümetin yargı camiasında tabanı yok” yorumlarının yapılması, ne derece doğru?

“Hükümet kaybetti” diyebilirler..

“Hükümet oyuna gelmiş, Yargıtay ve Danıştay’da olması gereken oranda temsil edilmemişler” denilebilir.

“Gülen grubu tilkilik yapmış, birlikte çalıştıkları hükümet mensuplarına kazık atmışlar, Yargıtay ve Danıştay üyelerini kendi gruplarından seçtirmişler” denilebilir.

Ama, “HSYK seçimleri gösteriyor ki, Pensilvanya’ya yönelik operasyona, yargı camiası karşı çıkıyor” yorumu yapılamaz..

Hangi seçim, yargı camiasının düşüncesini ortaya koyar?

14 bine yakın hakim ve savcının oy kullanacağı 12 Ekim’deki seçim..

Buyursunlar, gerek kendi başlarına. Veya solcularla birlikte olarak..

12 Ekim’deki seçimleri alsınlar..

İşte o zaman, “yargı camiası, Gülen grubuna destek veriyor” diyebiliriz.

12 Ekim seçim sonuçları ortaya çıkmadan..

Yargı camiasının düşüncesi, sadece Yargıtay veya sadece Danıştay’daki seçimlerle ortaya konulmuş olmaz..

12 Ekim seçimleri... Aynı zamanda Gülen grubu için, dürüstlük oylaması..

Tahmin ettiğimiz gibi, Yargıtay ve Danıştay’daki başarılarını, 12 Ekim’deki seçimlerde gösteremezlerse..

Kumpas kurduklarını..

Hakim ve savcıları kandırdıklarını..

Tezgah kurduklarını..

Kendileri ispat etmiş olacaklar..

14 bin hakim ve savcıdan alamadıkları desteği, yüksek yargıdan alıyorlarsa..

Demek ki, hakim ve savcıların geneli ile, yüksek yargıya geçişte, bir hile yapılmış demektir.

O hilenin faili de, Gülen grubudur!

Dün Danıştay’da yapılan seçimde, en çok oyu, bir solcu aldı.

Oysa Danıştay’da, muhafazakar üyelerin çoğunlukta olduğu biliniyordu..

Halkın % 50’si AK Parti’ye oy veriyor.

Halkın % 17’si MHP’ye oy veriyor...

Üzerine ortalama % 3 daha koyun..

Halkın asgarisinden % 70’i muhafazakar partilere oy veriyor..

% 30’u ise, solcu partilere oy veriyor..

Ama bakıyorsunuz.

Yargıtay’da Yakup Ata isimli solcu..

Danıştay’da Taci Bayhan isimli solcu..

En fazla oyu alarak, HSYK üyeliğine seçiliyorlar..

Sizce bu sonuç normal midir?

Mantıklı mıdır?

Hilesiz midir?

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat