“Diktatör” diyorlar..

“Ülkenin tüm işleri, bir kişinin iki dudağının arasında” diyorlar..

Benzeri cümlelerle..

“Hukuk devleti olamadığımızı” iddia edip..

Bu sebeble “ülkeye yatırım gelmeyeceği”ni dillendiriyorlar..

“Varsa yoksa, yandaş 5 müteahhit” diyorlar..

“AK Parti kendi zenginini oluşturdu.. Eski dönemlerden ne farkı var ki?” diyorlar..

“Sadece bürokrasi kadroları değil, iş dünyasında da, her yer kendi yandaşları ile doldu” diyorlar..

Bu çerçevede söylenenleri çok iyi biliyorsunuz..

Şu yazıyı okurken bile.

İster sabah saati olsun, ister akşam saati..

Açın herhangi bir sözde tarafsız kanalı..

Halktv falan demiyorum..

Tarafsız geçinen Habertürk’ü..

Veya CNN’i..

Veya NTV’yi..

Yukardaki söylemlerin ya aynıları ile ya da bir fazlası ile karşı karşıya kaldığınızı göreceksiniz..

Ve bu Türkiye’de..

Önceki gün, ihracat rekoru kıran şirketlere ödül töreni vardı..

Törenin en önemli isimlerinden birisi kimdi biliyor musunuz.

Önce kim olmadığını söyleyeyim.

Yukarda dillendirilen, sabahtan akşama kadar AK Parti’ye küfretmek için dillendirilen iftiraların hiçbirisinde merkeze oturtamayacağınız bir isim..

Ne diktatöre oy veren.,

Ne “iki dudak arasından çıkan sözlerle zengin edilmiş olan”.

Ne 5 müteahhitin arasından..

Ne.. Ne.. Ne..

Kim o?

Diktatör diye tanıtılan Tayyip Erdoğan’ın sokak hareketleri ile devrilmesi için, Gezi olayları sırasında Divan otelini isyancılara açan..

Gezi isyanının en cafcaflı günlerinde, “Ha gayret. İki gün daha devam ettirirsek, Birleşmiş Milletler, Türkiye’deki yönetime el koyacak” diye mavalların uydurulduğu günlerde, Koç Üniversitesi’nde imtihanları iptal ettirip, “Geziye gidenler, daha sonra imtihana girebilirler” diye karar alan..

Son mahalli seçimlerde, AK Parti’nin adayının karşısındaki kişiye uçak tahsis eden Koç grubu.

Hem de bir şirket ile değil.

İhracatta ilk 10’a giren şirketler arasına, 4 isimle temsil edilen, Koç grubu.

Ford Otosan en çok ihracat yapan şirket olmuş.

Arçelik 6’ncı olmuş.

Tofaş 8’inci ve Tüpraş da 9’uncu sırayı almış.

Hani Ford Otosan’ın AK Parti dönemindeki yenilenmelerini öne çıkararak, sanki sıfırdan Erdoğan döneminde büyük işlere imza attığını söyleyecek değilim.

Arçelik için, hakeza..

Tofaş’ın da, AK Parti döneminin fabrikaları arasında olduğunu iddia edecek değilim..

Ama..

TÜPRAŞ, AK Parti döneminde özelleştirilen ve Koç tarafından alınan bir şirket.

Ne diyorlardı?

Yandaş şirketlere, devletin imkanları peşkeş çekiliyor..

Koç, yandaş şirketler arasında mı yer alıyor?

Bırakın yandaşlığı, tarafsız bile diyemezsiniz..

Açıktan açığa, CHP’yi destekleyen bir holding..

AK Parti döneminde TÜPRAŞ’ı alıyor..

Ama bazı utanmazlar..

“AK Parti yandaş şirketleri ihya ediyor” diyorlar..

Tabii ki özelleştirmeden muhalif bir grubun bir şirket alması ile ne kimse siyasi iktidarın işadamlarına eşit uzaklıkta olduğunu ispat etmiş olur.

Ne de..

Her şeyin dört dörtlük güzellikte olduğunu ispat etmiş olur..

Ama devam edelim, ülke gerçeklerine..

Koç Holding, tüm muhalifliğine rağmen..

Ülke genelindeki ihracatta ilk 10’a 4 şirket birden sokuyorsa..

Bu ülkede, “her şey baştaki ismin iki dudağının arasında” nasıl dersiniz?

O bahsettiğiniz kişi, yine sizin iftiralarınız içinde yer alıyor..

“Bir kelimelik” değişikliklerle, yandaşlara milyonlar kazandırıyor..

Böyle bir algı oluşturuyorsunuz.

O söyledikleri de yalan, onlar da iftira ama..

Bir anlığına, bunun mümkün olduğunu düşünelim..

O zaman, o “iki dudağı arasından çıkan sözlerle ülkeyi yöneten” kişi, kendisine muhalif olan, hatta iktidardan uzaklaştırmak için sokaklara dökülenlere açık açık destek veren grubun, ihracat rekoru kırmaması için, kanunlarda iki kelime değişiklik yapsa..

O rekorları kırmalarının önüne geçemez mi?

“Geçsin” demiyorum.

“Geçmediği için, yanlış yapıyor” demiyorum..

Ama..

Bu tür suçlamaları yapanların ahlaksızlıklarını ispat için söylüyorum..

Diktatör dedikleri Tayyip Erdoğan..

Gerçekten ülkeyi keyfi olarak yönetiyor ise..

İstese..

İki kelimelik değişikliklerle..

Koç’un ihracat ödülü aldığı dört şirketinin dördünün de sonunu getiremez mi?

Diyebilirsiniz ki, onunla birlikte, ülke de batar.

Ulan hınzır herifler.

Ülke zaten battı demiyor musunuz?

Hatta.

Dört şirketi ile birden ödül alan o holdingin başındakiler, “Türkiye bir batağın içinde” açıklamalarını, değişik tarihlerde yapmadılar mı?

Eee?

Batan bir ülkeye sahip isek..

Koç niye ihracatta rekor kırıyor ki?

Kırmasına niye fırsat veriliyor ki?

Koç Holding’in durumu, çok net olarak bize gösteriyor ki..

Suçlamaların tamamı yalan. Tamamı iftira..

İhalelerin yandaşlara verildiği palavralarının tamamı, bir algı operasyonu..

Ülkenin bir çıkmazda olduğu, muhalif bir şirketin dört firması ile ihracattta rekor kırması bir yana.

Türkiye’nin genel olarak da, ihracatta tüm zamanların rekorunu kırması ile de sabit..

Bunları hatırlattığmızı için, muhalifler utanır mı?

Suçlamalar yapanlar, birazcık iftiralarından geri adım atarlar mı?

Dört şirketi ile birden ödül alan holding, yaptığı muhalefetten azıcık pişmanlık duyar mı?

Hiç sanmam..

Bunların çizgilerini, ideolojileri belirler..

Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru kırılır.

En büyük payı, muhalif holding alır.

Ama bu utanmazlar, “Ülkede hukuk yok” diye, tepinirler..

Ağzından emziği alınmış bebek gibi, ciyak ciyak bağırırlar..

Bir gün gelecek..

Onların ağızlarından o emziklerini, gerçekten alacağız..

O ideolojik militanlıkları sebebi ile attıkları iftiraların, yalanların, hakaretlerin, küfürlerin hepsinin hesabını soracağız.

İşte o zaman.. Gerçekten ciyak ciyak bağıracaklar.. 

Ama..

O ciyaklamalar için, kimse bunlara yardıma koşmayacak! Koşamayacak. 

Yeni Akit Gazetesi