1991-1997 arasında bir rivayete göre, Türkiye’de 20 bin faili meçhul cinayet işlenmiştir.

Büyük çoğunluğu güneydoğuda, tam da PKK terörünün misillemesi gibi algılanacak şekilde işlenmiştir..

Bir yandan terör örgütü PKK, askerimize-polisimize, sivil insanlara kurşun sıkmış. Bombalı saldırılarla can almış.

Diğer yandan da, derin devletin derin elemanları, kimi anlatımlara göre askere kurşun sıkanları.. Kimi anlatımlara göre, kendi menfaatine dokunanları. Kimi anlatımlara göre, tam da PKK’nın terörüne gerekçe olması için..

Faili meçhul cinayetler işlemiş..

Bu arada kim vurduya gidenlerin sayısı da, hayli fazla..

Hangi kapsamda kabul ederseniz edin..

Provokasyon amaçlı da diyebilirsiniz..

PKK’nın kendi iç infazı da diyebilirsiniz..

Derin devletin, PKK’lı diye yaptığı bir infaz da diyebilirsiniz..

Nasıl tanımlarsanız tanımlayın, sonuçta bir insan 20 Eylül 1992’de faili meçhul cinayetle öldürüldü..

Adı Musa Anter..

İşte o Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek, “Artık babamın dosyası size emanet” demiş..

Dosyanın Kemal Klıçdaroğlu’na emanet edilmesinin gerekçesini de, şöyle izah etmiş:

“Bugün babam Musa Anter cinayetinin 30 yıllık davanın zaman aşımına uğramadan önceki son duruşması yapıldı. Biliyorsunuz babam 20 Eylül 1992’de öldürülmüştü. 20 Eylül 2022’de 30 senesini doldurmuş olacak. 21 Eylül 2022’de de herhalde son duruşma olacak, karar duruşması. Bu son celsede karar verilmeyerek dava cezasızlık politikasına mahkum edildi. Bugün itibariyle davadan hukuken umudumuzu kesmiş bulunuyoruz” dedi.

Konuşmayı dinleyince..

Tarihi aradan çıkarırsanız..

Sanırsınız ki, AK Parti iktidarında, bir cinayet işlenmiş.

Faili meçhul kalmış.

Faili meçhul cinayete maruz kalan adamın oğlu da, çaresizlik içinde, muhalefet partisinin genel başkanına gidip, “Ne yapalım. İktidar, kendi döneminde işlenen cinayetin faillerini gizleyip, sakladı. Biz de çaresiz kaldık, temsilen de olsa, toplumun unutmaması için, dosyayı muhalefet parti genel başkanına emanet edelim de, bu cinayet zamanaşımına uğrasa bile, hafızalardan silinmesin.”

Verilmek istenilen mesaj bu..

Peki gerçek ne?

Cinayetin tarihinden yola çıkarak anlatalım..

Cinayetin işlendiği tarihte, iktidarda kim var?

Bugünkü HDP’nin o tarihteki versiyonu olan HEP’in seçim ittifakı yaptığı SHP (Bugünkü CHP) ile DYP’nin kurduğu koalisyon hükümeti var..

O tarihte Cumhurbaşkanı Turgut Özal..

Turgut Özal’ı indirmek için, SHP, HEP ile ittifak yaparak seçime giriyor..

DYP de, sırf Özal’ı indirmek için, bu SHP ile koalisyon hükümeti kuruyor..

Dolayısı ile bugünkü 6+1 ittifakının bir örneğini, biz 1991 ve devamındaki süreçte yaşamıştık..

O zaman başarılı olmuşlardı.

Turgut Özal’ı, bir şekilde indirmişlerdi..

Bugün de Tayyip Erdoğan’ı indirmek için, HDP ile o günkü SHP’nin bugünkü versiyonu CHP.. 

O günkü DYP’nin bugünkü versiyonu İP.. 

Ve yanındaki diğer küçük partilerin ittifakı ile.. Harekete geçtiler ama..

Turgut Özal’ı indirmek için kirli ittifakı gerçekleştirenler...

Tayyip Erdoğan’ı indirmekte, Allah’ın izni ile başarılı olamayacaklar. Temennimizi dillendirip, duamızı yapıp, Musa Anter cinayetine dönelim..

Başbakan Süleyman Demirel..

Başbakan Yardımcısı da, Erdal İnönü..

Peki cinayet işlendiğinde, failleri yakalayıp, adalete teslim edecek olan yargının tepesinde kim var?

SHP(CHP)’li Seyfi Oktay var..

Seyfi dede, vazifesini yapıp, cinayet taze iken, savcılar vasıtası ile delilleri toplatıp, katillerin kimler olduğunu tespit etmiş mi?

Hayır..

Şimdi 30 sene sonra, Musa Anter’in oğlu, sanki AK Parti bu işin sorumlusu imiş gibi, CHP’li Adalet Bakanının suçunu örtmek için, dosyayı CHP Genel Başkanına emanet edip, AK Parti’ye gol atmaya kalkıyor..

Daha ilgincini söyleyeyim..

Musa Anter cinayet dosyasının emanet edildiği Kemal Kılıçdaroğlu, o tarihte ne iş yapıyor?

SHP (CHP)+DYP koalisyon hükümetinin kadrolaşması sayesinde, SSK Genel Müdürü koltuğuna oturmuş, keyif çatıyor..

İşe bakın siz..

CHP, DYP ile koalisyon ortaklığı çerçevesinde hükümet olmuş. İlk iş olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu SSK Genel Müdürlüğüne getirmiş.

Getiren de, CHP’li Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay..

Tam da o tarihte Kılıçdaroğlu SSK Genel Müdürlüğü koltuğuna oturarak iktidarın rantını toplarken, Musa Anter cinayeti işleniyor..

30 yıl sonra..

Anter’in oğlu, Kemal Kılıçdaroğlu o cinayet döneminde, iktidarın rantını toplayan birisi değilmiş gibi, dosyayı kendisine emanet ediyor..

Bir bilgi daha aktarayım..

 30 yıl önce, Mehmet Moğultay, Kemal Kılıçdaroğlu’nu SSK Genel Müdürü yapmış..

25 yıl sonra da, Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olarak, Mehmet Moğultay’ın oğlu Ulaş Moğultay’ı, İş Bankası’na yönetim kurulu üyesi olarak atıyor..

Al takke, ver külah.

Bu arada Musa Anter cinayete mi kurban gitmiş..

Olsun, onun da rantını yerler..

“AK Parti bir katili bulamadı” algısı ile “dosyayı CHP Genel Başkanına emanet ediyoruz” derler, olur biter..

Hey gidi hey..

Bugün HDP’liler, dünkü HEP’lilerden ders çıkarmamış olmalılar ki..

CHP ile ittifaka hazırlanıyorlar..

“Güneydoğuda 20 bine yakın faili meçhul cinayet, tam da HEP+SHP ittifakı sonrasında, o SHP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemde işlenmişti” hatırlatmasını, onlar bize yapacaklarına..

Biz onlara yapıyoruz..

“Cellatınıza âşık mısınız” diye de sorarak..

Hem cellatlarına âşıklar..

Hem de, cellatların işine son verenlere düşmanlar..

Onun için diyorum ki, 2023 seçimleri, 1991 seçimlerinin tekrarı olmaz, inşallah..

HDP’nin temsilcisi olduğunu iddia ettiği Kürt vatandaşlarımız, kendi cellatları ile ittifak yapılmasına onay vermezler..

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in oynamak istediği oyunu görürler, “Aynı delikten iki defa ısırılmayız” derler..

İnşallah!

YENİAKİT