Etrafındaki şakşakçıların gazı ile, Cumhurbaşkanlığı adayı için havaya giren Kemal Kılıçdaroğlu, her fırsatta kendini ön plana çıkartmak üzere gürültü kopartan açıklamalar yapıyor.

İçi boş, ama gürültüsü yüksek açıklamalar..

Sonuncusu da, borsadaki yükseliş ve inişlerle ilgili..

Daha bir ay önce, “piyasa dolandırıcılığı yaptı”ğı için SPK’nın ceza verdiği bir kadını allayıp, pullayıp dürüst işkadını diye bize takdim eden Kemal Kılıçdaroğlu..

Şimdi esip gürlemiş: “Küçük yatırımcıyı soyanları isim isim biliyorum, SPK’yı son kez uyarıyorum, manipülatörleri temizlemeli!”

Bir ay önce, mafya babası Sedat Peker üzerinden, SPK yetkililerini suçlayan açıklamalarda ana merkezde duran kişi kimdi?

Tam da küçük yatırımcıyı dolandıran bir isim..

Mine Tozlu Özeren..

Ne yapmıştı bu kadın?

SPK tarafından, küçük yatırımcıyı zarara uğratmak, piyasa dolandırıcılığı yapmaktan para cezasına muhatap olan bir kişi..

Bu kadın aldığı cezayı gizleyerek ne diyordu: “Halka açılmak istiyorum. Ama benden rüşvet istediler”

Bakıyorsunuz, tam da halka açılarak küçük yatırımcıyı zarara uğratmak isteyen bir piyasa dolandırıcı ile karşı karşıyasınız..

Ama bu kadını savunanlar kimlerdi?

Mafya babası Sedat Peker ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

Bazı okurlarımız, “Kadın iddialarda bulunduğu için, hemen kendisine suç uydurulmuş olamaz mı?” diye soracaklar..

28 Mayıs 2021’de medyaya da intikal eden haberi aktarıyorum:

“Mine Tozlu Sineren, Zeynep Aşkın Korkmaz, Haluk Tuna Kılıboz, Ferhan Aral, Onur Hazar, Funda Seçkin hakkında ‘Pay satın alma işlemleri üzerinden Şirket’in ilişkili tarafları lehine faiz hariç toplam 5.000.000 TL tutarında zarara uğratılması’ nedeniyle Sermaye Piyasası Kanunu’nun 110’uncu maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 39’uncu maddesi gereğince SPK suç duyurusunda bulunma kararı aldı.”

Medyaya intikal etmeyen, ama aynı suç duyurusunda yer alan ikinci sahtekarlık ise, SPK kararında şöyle ifade edilmiş:

“Muhtelif muhasebe hileleri yapılarak Şirket’in 2017-2019 dönemine ait finansal tabloların gerçeği yansıtmayan şekilde düzenlenmesi sebebi ile, SPK’nın 112. maddesinin 2. fıkrasına aykırı davranılması”

Ne imiş?

Mafya babasının muteber iş kadını dediği kadın..

CHP’lilerin, rüşvet talep edilen ama boyun eğmeyen dürüst iş insanı dediği Mine Tozlu..

Bu güzellemelerin yapılmasından tam 1 yıl iki ay önce, savcılığa verilmiş..

“Pay satın alma işlemleri üzerinden alavere dalavere yapılmış. Şirketin ilişkili tarafları lehine, abidik-gubidik işlemlerle 5 milyon yürütülmüş. Hileli işlemlerle finansal tablolar gerçeğe aykırı düzenlenmiş.. Şirketin mali durumu 5 ise, hile yapılıp 35 gösterilmiş. Küçük yatırımcı aldatılmış. Suç duyurusunda bulunuyoruz” mealinde savcılık müracaatı yapılmış. 

Bir ay önce küçük yatırımcıyı böylesine vahim işlemlerle dolandıranların (Mine Tozlu Sineren) avukatlığını yapanlar..

Şimdi, son üç hafta içinde borsadaki değişkenlikler üzerinden, aslan kesilip, “Küçük yatırımcıları koruyacakları” ilanında bulunuyorlar.

Kim inanır size, Kemal bey?

Ayinesi iştir kişinin, lafına bakılmaz..

Sen küçük yatırımcıyı dolandıran bir kadına kalkan olmadın mı?

O kadının kendisine daha fazla dolandırıcılık yapmasına fırsat vermeyen bürokratları “rüşvet istemekle suçlaması”na hoparlörlük görevi yapmadın mı?

Şimdi sen, neyin efelenmesini yapıyorsun?

Ha, elinde gerçekten, Mine Tozlu Sineren gibi diğer hilekarlar var da, onlar hakkında SPK henüz daha bir tespitte bulunmamış ise..

Sen bu isimleri biliyor isen..

Açıkla..

Neyin şantajını yapıyorsun?

Neyin tehdidini yapıyorsun..

Yoksa yine, Mine Tozlu Sineren’in iftiralarında yaptığınızın benzerini mi tezgahlıyorsunuz?

Küçük yatırımcıyı dolandıranlar..

Tespit edildiklerini anladıkları için..

Hedef şaşırtmaca için, böyle şantajvari açıklamaları, Kemal beye yaptırarak, cezadan kurtulmak mı istiyorlar?

Kılavuzu karga olanın, burnu pislikten kurtulmaz, demiş atalarımız..

Hakkında piyasa dolandırıcılığı suçlaması olan bir kadını kılavuz alan CHP, o iftiraların üzerinden 1 ay geçmiş olmasına rağmen, burunlarına sürtülen pisliği temizleyemediler..

“Rüşvet verildi ile başladılar..

“12 milyon TL” dediler.

Sonra “istendi” dediler..

Sonra “Ben rüşvet vermem ki”ye çevirdiler..

Sonra, “benimle görüşmedi” dediler..

İş anlaşıldı ki, rüşvet teklif etmek üzere bürokratlarla görüşmek isteyen dürüst iş kadını rolüne giren muhtereme, aldığı cezanın zaten yargıda olması sebebi ile ve aracı kılmaya çalıştığı kişilerin karanlık ilişkileri sebebi ile randevu verilmemiş. Randevu verilmediği için de dürüst iş kadını diye tanıtan Mine Tozlu Sineren, bürokratlara iftira atmış. İftiranın borazanlığını da, mafya babası ile CHP’liler yapmışlar..

Dün itibari ile Kılıçdaroğlu’nun açıklamasındaki, “Son kez SPK’yı uyarıyorum” tehdidi de, yine boş bir tehdit..

“Türkiye tarihinin en büyük borsa manipülasyonlarına şahit oluyoruz. Küçük yatırımcı soyuluyor. Piyasada yatırımcının buharlaşan parası dün itibariyle 5-5,5 milyar dolardı. Aracı kurumların teminat açığı şeklinde ortaya çıkan batıkları ise 3-4 milyar lirayı buldu” diyen Kemal bey, failleri biliyorsa, neyi bekliyor?

Cart-curt edeceğine, o isimleri açıklasa ya..

Piyasa dolandırıcısı Mine Tozlu’nun lafları ile, dürüst bürokratları suçlarken, beklemedi..

Direkt suçladı..

Üzerinden bir ay geçti. Suçlamalarını ispatlayamadı..

Tam aksine, suçlamanın kaynağı, her gün bir geri adım atıp, şimdi ortalıkta toz oldu.

Kimbilir belki de..

Kapalı kapılar ardından, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kucağına üflenenler, tam da o kadının yeni iftiralarıdır..

Tam bu noktada, birçok defa farklı görüşleri savunduğumuz için çeliştiğimiz Özgür Demirtaş’ın önerisini de önemli buluyorum..

Diyor ki Özgür Demirtaş: “Borsada (ve tabii ki VIOP’ta) yapılan işlemleri açıklayın. Gerekiyorsa isimleri gizleyin, isimler yerine barkod koyun. Kimin küçük yatırımcıyı batırdığını 1 günde bulayım. Yazacağım kısa bir kod bile, kimin türev piyasasında pozisyonla banka hisselerinden kazandığını belirler.”

Belki şu an, bu yapılmıştır bile..

Belki Özgür Demirtaş, borsaya güven kaybolsun, borsaya talep azalsın, borsa değer kaybetsin diye bu teklifi yapıyordur..

Ama üç haftalık kısa bir süre içinde, % 25’lere varan bir değer artışı, sonrasında bunun büyük kısmı geri alındığı tabloda, birileri hep çıkarken almışlar ve zirvede satıp, çıkmışlar ise..

Özellikle de bu çakallık, para baronlarının at oynattığı bankacılık sektöründe yaşanmış ise..

Bu araştırma yapılmalı..

Ve gerçekten böyle düşük iken büyük miktarlı alım, zirvede iken büyük miktarlı satışa ilişkin tespit var ise..

Bu ortaya çıkarılmalı..

YENİAKİT