Şu Meral Akşener, ne karanlık bir siyasetçi imiş..

Yıllarca kendisini, “Ben ve ailem hep ülkücü idi, eşim ise evlenmeden önce Maocu.. Evlendikten sonra eşim de ülkücü oldu” diye tanıttı..

Biz de şaşıp kalıyorduk..

Kendisini 7 yaşından beri 5 vakit namaz kılan bir siyasetçi, milliyetçi bir isim olarak tanıtan Akşener, nasıl olur da, darbeci generallerden korkar. Onların tehditlerinin hesabını sormaz..

28 Şubat’ta, “söyle o kadına, gelirsek oraya yağlı kazığa oturturuz” tehdidi, kendisi şikayetçi olsa da, olmasa da yargılamaya tabi olacaktı..

Ama Akşener şikayetçi olursa, darbecilerden hesap sormak daha kolay olacaktı..

Sırf darbeci generaller lehine hüküm çıkması için.. Şikayetçi olmasa bile mahkumiyet kararı çıkması güçlü ihtimal iken..

Safının belli olması için.

Darbeci generallere selam çakmak için..

“Ben şikayetçi değilim” dedi..

Soruldu, “Peki, 28 Şubat’ta olanlar darbe miydi?”

Ona da “darbeydi” diyemedi..

Net bir cevap vermedi.. Konuyu geçiştirdi..

Düşünsenize, bugün Türkiye’yi yönetmeye aday olduğunu iddia eden bir siyasetçi, daha dün diyebileceğimiz bir zaman diliminde, kendisine de karşı yapılmış bir darbeye, “Darbeydi” diyemiyor..

Bu siyasetçinin, siz hangi sözüne inanabilirsiniz ki?

Bu siyasetçi, tehdidi alınca, korkar, siner..

Sorulduğu zaman, “Ben korkmadım. beni kimse tehdit etmedi” der..

Bu parti başkanı, sopayı gördü mü, hemen tornistan eder..

Sorulunca, “Yooo. Ben sopa-mopa görmedim. Ben kendim tornistan yaptım” der..

İşin daha ilginci.. 

Yıllardır kendisini ülkücü, hatta Maocular üzerinden CHP karşıtı bir kimlik ile tanıtan Meral Akşener..

Eşi hariç, kendi ailesini, abisi ile tüm fertleri ile CHP karşıtı bir kimlik ile tanıtan Meral Akşener..

Şimdi ağzındaki baklayı çıkarıyor.

Babasının CHP’li olduğunu, kendisi itiraf ediyor..

Yanlış anlaşılmasın..

Tek parti döneminde, zaten herkes CHP’ye oy veriyordu.

Seçim yapılıyordu evet..

Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmişti, evet.

Ama erkeklerin seçme hakkı yoktu ki, kadınların da olsun..

Veya ayrımcılık yapmayalım, cinsiyetlerden birisine öncelik vermeyelim..

Tersinden de söyleyelim..

“Biz ilk defa getirdik” diye övündükleri kadınların seçme hakkı yoktu ki, erkeklerin de seçme hakkı olsun.

Kadının da erkeğin de seçme hakkı yoktu.

CHP yönetimi bir liste hazırlıyordu.

CHP’nin dışında herhangi bir parti seçime giremiyordu..

Seçmen de..

Erkeği ile kadını ile gidip o listeye oy veriyordu..

Bunun adı da, “seçim” oluyordu..

O dönem için, herhangi bir kişiye, “CHP’ye oy veriyordu” derseniz..

Bunun bir alternatifi yok ki, “Vay canına, CHP’ye oy verdin ha” diyelim..

Adnan Menderes bile, o yılların CHP’lisi iken..

Ve CHP’liler tarafından sonradan idam edilmiş iken..

Başkalarına ne diyebiliriz..

Ama Meral Akşener’in babası, sadece tek parti döneminde değil..

Çok partili hayata geçildikten sonra da..

1960’a kadar, CHP’li imiş..

İfadesi aynen şu:

“Babadan CHP’liyim..”

Hay babana rahmet..

Biz de kara kara düşünüyorduk.

“Kendisini ülkücü olarak tanıtan bu Meral, nasıl olur da CHP ile ittifak yapar” diye..

Şimdi anlaşılıyor..

CHP’lilik, babadan geliyor..

Sadece kendisi değil..

Kocası da CHP’den geliyor..

Maoculuk, zamane söylemi.

Meral hanım kocasını anlatırken, bakın ne diyor:

“Eşim CHP Üst Kurul delegesi bir babanın oğlu, orada ortanın solunun biraz daha soluna geçmiş, o devirde Maocu olmuş.” 

Bunu biz söylemiyoruz..

Meral hanım, kendisi itiraf ediyor..

O zaman sorarlar bu muhteremeye..

“Ülkücü camiada, kocanızla, karınızla sizin ne işiniz vardı?. Niye ülkücülüğü istismar ettiniz?”

Öyle ya..

Eşi ile tanışmasını, evliliğini anlatırken..

“Bir Maocu neferini ülkücü edip evlendim” sözleri ile ülkücü camiada oy devşirmeye çalışırken, “Ben sola transfer olmadım, kocam benim ülkücü kimliğime transfer oldu” istismarında bulunurken, Meral hanım aslında bir takıyye yapıyormuş..

Aslında babadan CHP’li olan, çakma ülkücü kız, yine babadan CHP’li olan görünüşte Maocu bir delikanlıyı da, milliyetçiliğe transfer etmiş gibi anlatılıyor ama..

İşin doğrusu..

Gelinin babası da CHP’li..

Damadın babası da CHP’li..

Şimdi altılı masadaki curcunanın benzeri, dünürlerde de mevcut..

Kayınpederler CHP’li..

Koca Maocu.

Abi ülkücü..

Kızkardeş CHP ile senli benli.

Ve en sonunda, ülkücü kızkardeş, CHP ile resmi ittifakı aşmış, HDP ile de, gayri resmi ittifakın 2019 mahalli seçimlerindeki denemesini, 2023 milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de taşımanın hazırlığını yapıyor..

Bu yolda emin adımlarla ilerlerken..

Bir de açıklama yapmasın mı:

“Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Siz sahip çıkamaz başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir!”

Ne diyelim, Allah mübarek etsin..

Suriye’nin kuzeyinde PKK devletini kurdurmak için, sınır ötesine asker gönderme talebine TBMM’de “hayır” oyu kullanan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Meral Akşener’in bizzat kendi partisinin milletvekilleri “evet” oyu kullandığı halde,  “Aileme de vasiyet ettim, bendedir” diyorsa..

Söz bitmiş demektir..

YENİ AKİT