Davutoğlu’nun bindiği uçak, kokainle yakalanmış!
- GİRİŞ19.11.2022 09:13
- GÜNCELLEME19.11.2022 09:13
Durun canım, kızmayın hemen.
Kokainin sahibi Davutoğlu değil..
Davutoğlu, sözün sahibi..
Kendisinin de bindiği devlete ait bir uçak.. Bunu kendisi beyan ediyor..
Burası çok önemli, altını çizerek yazmış olalım..
Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde.
Iskartaya çıkarılıyor..
Sonrasında..
“Türk Hava Kurumu’nun uçakları gibi, boş boş durmasın” diyerek..
Satışa çıkarılıyor..
Şimdi “bir işadamına” dersem..
Adamı tanımıyorum..
Onun için de işadamı demiyorum..
“Parası olan herkese, işadamı denmez, denilmemeli” çünkü..
Uçağı bir kişi satın alıyor..
O “bir kişi” uçak taşımacılığı yaptığını iddia ediyor.
Bu arada bir İspanyol uçağı bir seyahat için kiralıyor..
Bunlar kendisinin anlatımı.
Doğrudur, yalandır, sorumlusu kendisi.
Zaten doğru olmadığına kanaat getirilmiş ki, tutuklanmış..
İspanyol turistin seyahati sırasında, uçakta kokain bulunuyor..
Uçak devletten çıkmış.
Satılmış..
Devlette şu makamda bu makamda kişilerin makam araçlarının binlercesinin satıldığı gibi..
Şu kişi almış, bu kişi almış..
Mülkiyet geçtikten sora, o ulaşım aracında yaşanan olaylardan, eski malikin bir sorumluluğu olabilir mi?
Bunu cevaplamanız için, profesör olmanıza, “Stratejik derinlik” kitabının yazarı olmanıza..
Bu kitabınızı 77 dile çevirerek bastırmış olmanıza gerek yok..
Hayatında köyünden dışarı çıkmamış olan Hayri amcaya sor..
“Sen eşeğini bana satarsan, ben o eşek üzerinde kaçak bir şey taşırsam, sen sorumlu olur musun” diye..
Hayri amca cevap verir, “De git oradan, Aklını mı yitirdin sen?”
Ama bu ülkede başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu, gözünü öyle bir hırs bürümüş ki..
Çıkmış basın toplantısı düzenlemiş..
Basın toplantısında, “gözümü yaşartan iki olaydan birisi” diyerek anlattığı şey de şu:
“Üzerinde ay yıldız olan bir uçak kokainle yakalandı. Ve bu ülkede bu gündem olmamışsa eğer bu ülkede bu gündem olduktan sonra İçişleri Bakanı yerinde oturuyorsa, cumhurbaşkanı sesini kesmişse, hiç kimse milli haysiyetten ve onurdan bahsedemez arkadaşlar!”
O uçak, satıldıktan sonra da ay yıldız taşıyorsa, onun anlamı, Abdullah Öcalan’ın taşıdığı kimlikteki ay yıldızdan öte bir şey olamaz..
Tecavüzcü şu şahsın, bu şahsın taşıdığı kimlikteki ay yıldızdan başka bir önemi olamaz.
Teröristin ve tecavüzcünün suçunu, kimliklerindeki ay yıldıza mı yükleyeceğiz?
Bu kadar mı düştün, sayın Davutoğlu?
Anlamıyor musun?
Dün sosyal medyada, onlarca değişik örnek veriliyor..
“Arabanı satsan.. Sonra o araba ile uyuşturucu taşınsa..” örneğinden başlayın..
“Evini satsan.. Hatta kiralasan.. Sattığın evde veya kiraya verdiği halen senin mülkiyetinde olan evde, uyuşturucu imal edilse.. Şu ahlaksız iş yapılsa.. Bu suç işlense.. Eski malik veya kiraya verdiği halde, şu anki malik mi sorumlu olur?”
Ki Ahmet Davutoğlu’nun ağzından, “Hiç kimse milli haysiyetten ve onurdan bahsedemez arkadaşlar” cümlesi çıkabiliyor?
Ve kendisini dinleyen partililer de, “Bu ne saçmalıyor” diyeceklerine..
Bir de bu cümleyi alkışlıyorlar?
Hangi Gelecek Partili isme sorayım?
Televizyon ekranlarına çıkıp, ekonomi konusunda bilgiç bilgiç konuşan İbrahim Mustafa Turhan’a mı?
Düne kadar Tayyip Erdoğan’ın peşinde dolaşırken, birdenbire Erdoğan düşmanı olan Selçuk Özdağ’a mı?
Anayasa profesörü Serap Yazıcı’ya mı?
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında AK Parti’nin İstanbul İl Başkanı koltuğunda oturup, halkı “sakin olmaya” davet ederek, kime hizmet ettiğini bir türlü açıklığa kavuşturmayan Selim Temurci’ye mi?
Tamam buldum, parti sözcüsü Serkan Özcan’a soralım..
Buyurun cevaplayın sayın Serkan bey..
“Türk CDS’i kaç puan!”
Pardon ya..
Ben de kafayı yemeye başladım..
Serkan beyi televizyonlarda izlerken..
CDS ne kadar önemli bir şeymiş de..
Ben onlarca yıldır, CDS’den habersiz yaşamışım diye kendime hayret ediyordum..
Şimdi onun etkisi ile sormuş oldum, “Türk CDS’i kaç puan” diye..
Serkan bey 4 ay önce paylaşmış: “CDS’den bize ne diyen en hafif tabirle söylüyorum kara cahildir!”
O zaman kara cahilliğimizi açık etmeyelim..
CDS’i unutup, Serkan beye soralım:
“Ay yıldızlı uçaklarla, ay yıldızları da silinmemiş iken.. Ankara’da polis özel harekat bombalandı.. Şimdi ortağınız olan altılı masa, KHK’lıları göreve iade sözü veriyor.. Ne dersiniz bu işe?”
Örnekleri çoğaltabiliriz..
Ama köyünden dışarı çıkmamış Hayri amcaya haksızlık etmeyelim..
“Hırs, insanı deli eder.. Gözünü karartır.. Aklını başından alır.. Bu bir bilgi eksikliği değildir.. Bu bir şeytani haslettir” diyelim, Davutoğlu’nun kendisine soralım..
“Bu ülke adına utanç duyduğum bir olayı anlatmak istiyorum” diyerek başlayıp..
“Milli haysiyet”le bitirdiğin konuşmanda satılmış bir uçak dolayısıyla utancından bahsediyorsun da..
ABD’nin oyununa gelerek, “Esed”i deviriyoruz” diyerek küçük de olsa payın olan Suriye’deki istikrarsızlığın sonucunda, Taksim’e gelenlerin patlattığı bombada ölen 6 kişi için, bahusus iki çocuk için gözyaşı akıtıp, “bunda benim de bir küçük sorumluluğum var” utancı yaşadın mı?
“Davutoğlu, Türkiye’nin en çapsız Dışişleri Bakanı’dır!” hakaretini sana reva gören Kemal Kılıçdaroğlu ile ittifak yapmaktan, seni Başbakanlık koltuğuna oturtan Tayyip Erdoğan’ı CHP ile birlikte yıkmaya çalışmaktan utanç duydun mu?
Erdoğan ile birlikte siyaset yaparken senin için “stratejik takoz” hakaretini manşetinden yapan Sözcü gazetesinin, şimdi senin her açıklamanı birinci sayfalarından överek vermelerinden utanç duydun mu?
Devam edemeyeceğim..
Allah hepimize akıl fikir ihsan eylesin..
Hırs ile gözümüzü kör etmesin..
Üç kuruşluk dünyada makam-mevki peşinde koşturmasın..
Hele hele oturduğumuz koltuklara, tekrar oturabilmek için, bize o koltukları altın tepsi içinde ikram edenlere ihanet etme yanlışına düşürmesin..
Amin.. Amin. Amin..
YENİ AKİT
Yorumlar9