Böyle olur, Koç gazeteciliği!

  • GİRİŞ27.11.2023 10:33
  • GÜNCELLEME27.11.2023 10:33

Dindar bir hedef yakaladılar mı, suçlu bile değil, kusurlu bir hareketi olan kişiyle birlikte..

Amcasının oğlundan başlarlar.

Dayısının oğlundan, gelinine, damadına, ebesine, ninesine kadar ortaya saçıp, üzerinde tepinirler..

Ama Koç sözkonusu olduğunda..

Yazamazlar..

İddiayı daha yazmadan, cevabı yayınlarlar.

 

Hayır, abartmıyorum..

Aynen böyle oluyor..

Hatta dahası var..

Koç ile ilgili yazıyı daha yazmadan, cevabı yayınlayan Cumhuriyet’in Murat Ağırel’i, bir de meydan okuyor:

 

“Yazım, ‘Bu soruları Ali Koç’a, Fenerbahçe’ye sorabilir misin?’ diyenlere cevap... Herkese her şeyi belgeleriyle sormaya devam edeceğiz. Cevap verebilenler bir yana veremeyenler diğer yana ayrılacak.” 

Koçum benim..

Birazcık dini hassasiyeti olan birisiyle ilgili kıytırıktan bir konu olduğunda..

Önce yarım sayfa iftiraları döktür..

Sonra gelen tekzip yazısını salla..

Gidip mahkemeden karar alsınlar.

 

Yine yayınlama.. Karara itiraz et..

İtiraz sonrasında da aleyhine karar çıkınca..

İftira içerikli yazının birinci sayfasındaki anonsunu atlayıp, iç sayfaya açıklamayı sıkıştır..

Sıkıştırdığın tekzip yazısının altına üstüne, yine eski iftiralarını ekle..

Ama Ali Koç’a sıra gelince..

Daha iddiayı yazmadan.

Yazamadan..

Hatta aleyhinde yazman gereken Ali Koç’u övme sadedinde, “Galatasaray Başkanvekili Erden Timur futbolda temiz eller operasyonu çağrısı yaptı, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç hakemlerin içinde bir İzmir çetesi olduğunu anlattı” ifadelerinle, hedef tahtasına koyman gereken adamın propagandasını yap..

Sonra eleştiriler biraz artınca.

İddiayı yazmadan, Ali Koç’un cevabını yayınla..

Hem de..

Ali Koç sana tenezzül etmeden, cevabı yollasın.

“Cevapları yayınla.. Ama benim adımı karıştırma” desin..

“Ama Ali bey, nasıl olacak bu?” diyerek, saatlerce düşün..

Sonunda “Ali Koç ve çevresi iddialara yanıt verdi” saçmasapan başlığı ile çözümü bulduğunu zannedip, durumu kurtar....

“Ali Koç ve çevresi de ne demek” diye bir dakika düşünsen, düştüğün çukurun farkına varacaksın ama..

Koç’un adamı olmak işte böyle oluyor..

Öyle ki, Ağırel’in içinde de ukde kalıyor olmalı ki, kendisi yazıyor:

“Futbol yazarı olmak gerçekten zormuş.” 

Bu girizgahdan sonra, olayın kendisine gelelim..

Dilan Polat ismi üzerinden, hayali faturalar ve kaynağı belirsiz paralarla ilgili operasyon, günlerdir tartışılıyor..

Dilan Polat isimli bayanın, milyonlarca liralık görgüsüzlükleri, sonunda cezaevi ile noktalandı..

Ama görgüsüzlük ve hayali faturaların, kara para aklamanın tek ayağı yok.

Böyle bir karanlık işe girene, pastayı tek başına yeme imkanı verilmez..

Dilan Polat’ta da öyle olmuş..

Spor etkinliklerini birebir takip etmediğim için, Dilan Polat hangi klüplere reklam vermiş, kime sponsor olmuş bilmem..

Murat Ağırel’e yollanan, Fenerbahçe adına Ali Koç’un yaptığı açıklamadan öğreniyoruz:

“Dilan Polat markası ile kadın voleybol takımı tayt arkası sponsorluğu için 21.07.2023 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Akabinde Engin Polat For Men markası ile erkek voleybol takımının forma kol sponsorluğu için 24.08.2023 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.”

Ohhh, ne güzel iş..

Adamlar hayali faturalarla kasayı doldursunlar.

Sonra Ali Koç başkanlığındaki klübe sponsor olup, kamuoyunda kendilerini aklasınlar..

Sponsorluk anlaşmalarında daha devamı da var ama..

Kısa keselim..

Engin Polat’ın, Fenerbahçe Kongre üyesi bile olduğunu hatırlatalım..

Kim aracı olmuş.. Nasıl kongre üyesi olmuş.. Her isteyen böyle kongre üyesi olabiliyor muymuş?

Sorular, sorular..

Sorular çok da, bunları kim soracak?

Cumhuriyet gazetesinin yazarı mı?

Hadi ordan canım..

O sadece, soruyu sormadan, kendisine gönderilen cevabı yayınlar..

Hatta verilmeyen cevapları da, haklı bir mazeretmiş gibi, “Sarı Lacivertliler sponsorluk sözleşmesindeki gizlilik maddesi gereği maddi olarak ne kadarlık bir anlaşma yapıldığını açıklamadı” diyerek, meşruiyet kazandırarak yayınlar..

Adam ve kadın (Engin ve Dilan Polat) milletin kasasından milyonlarca lirayı uçurmuş..

Uçurduğu paraların bir kısmını, Ali Koç’un başkanı olduğu klübe sponsor adı altında aktarmış..

Ne kadar aktarmış, hangi şartlarla aktarmış, ödemeyi nasıl yapmış, bakiye ödemeler ne zaman yapılacakmış sorularına ise..

Yani milletin parasının ne olduğuna ilişkin ise..

“Gizlilik maddesi” gereği, Ali Koç beyefendi, açıklama yapamıyormuş..

Yarın savcı sizi çağırıp, “Kaç milyon TL aldınız” dediğinde de, “Gizlilik maddesi var” mı diyeceksin, Koç!

Murat Ağırel, “Ha öyle mi, Ali bey.. Gizlilik maddesi var ise, tabii milletin parasının ne miktarda klübe aktarıldığını söylememekte yerden göğe kadar haklısınız” dediği gibi, savcının da aynı cevabı vereceğini mi sanıyorsunuz?

Sanki her şey güllük gülistanlık..

Alnını teri ile kazanılan bir para var.

O para ile sponsorluk anlaşması var.

Dolayısı ile “Sözleşmede gizlilik maddesi var. Şimdi açıklarsak, ayıp olur” diyorlar..

Beyler, o para, milletin parası..

Neyi açıklamıyorsunuz..

Neyin gizliliğinden bahsediyorsunuz?

Suçun gizliliği mi olur?

Suç parasının aklanmak üzere aktarıldığı yerler, “gizlilik” gerekçesi ile gerçeklerin üstünü örtebileceklerini mi sanıyor..

Bu vesile ile savcılıktan da rica edelim..

Tutuklanan Polat’lardan Ali Koç’un başkanlığındaki klübe verilen değerli evrak vesair ne var ise..

İstenmeli..

Şu an sponsorluk askıya alınmış.

Ama korkarım, ödemeler devam ediyordur..

O ödemelere bari, devletten kaçırılan vergilere karşılık, el koyun da..

“Gizlilik” muhabbeti ile suç eşyasını saklamaya kalkan yılların işadamları, “neyin gizli, neyin aşikar olduğu”nu öğrensinler..

Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat