Aaaa, AYM Başkanı ne dedi?

  • GİRİŞ27.04.2024 08:42
  • GÜNCELLEME27.04.2024 08:42

“Sakalımız yok ki, dinlesinler” diyeceğim de.. Üniversite yıllarımdan bu yana sakalımı kesmedim..

“Sakalımız da olduğu”na göre, o zaman acaba bizi niye dinlemiyorlar?

Tersinden yorumlayalım, belki de “sakalımız olduğu için, inadına dinlemiyorlar..”

“Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında astlık-üstlük ilişkisi yoktur” dedik.. “Her ikisi de yüksek mahkemedir” dedik.

İzah ettik: Anayasa, birisi için (Yargıtay) “son inceleme mercii” demiş.

Diğeri için ise (Anayasa Mahkemesi), “Kararları herkesi bağlar” demiş..

Türkçe bilen her kişi kabul edecektir ki, “Herkes” ile kastedilenin içinde, tabii ki “Son inceleme mercii” de vardır..

Ama, “son inceleme mercii”nin istisnası da olmamalıdır.. İstisnası var ise, zaten o makam “son” olmaz..

Bir madde “son” diyerek, sınır koyuyor.. Diğer madde, “herkes” ile kuşatıyor..

Ve başlıyor tartışma...

Haydi bakalım, çıkın işin içinden, çıkabilirseniz..

Ve bu tartışma üzerinden, ülkeyi kan gölüne çeviren, kamu mallarına zarar veren gezi isyanının organizatörü birisini (Can Atalay’ı) cezaevinden çıkarmak için, Türkiye meşgul ediliyor..

Günübirlik tavır değiştiriyorsanız, rüzgâra göre konum belirliyorsanız..

Bir gün “son inceleme mercii”ni üstün tutarsınız..  Bir gün “Herkesi bağlar” ifadesini üstün tutarsınız..

Biz öyle yapmadık.

“Anayasa’da muğlaklık var, yeni Anayasa ile bu sorun çözülmeli” dedik.

Anayasa Mahkemesi’nin yeni Başkanı Kadir Özkaya da, “Yüksek yargı organları arasında hiyerarşi yoktur” cümlesi ile aylardır tekrarladığımız tespitin benzerini önceki gün Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümünde yapmış oldu..

Anayasa Mahkemesi’nin üst mahkeme, süper temyiz mercii, Yargıtay’ın da alt mahkeme olmadığı, böylece belirtilmiş oldu..

Ha; şunu da söyleyelim, “Yargıtay da Anayasa Mahkemesi’nin amiri değil”dir.. Bu tespite de kimse itiraz edemez..

Yüksek yargı organları arasındaki ilişkinin, Anayasa’da madde madde belirlenmesi gerektiğini hatırlatıp, darbe Anayasasının artık yürürlükten kaldırılması gerektiğini söyleyelim..

Ki, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, mahkemenin kuruluş yıldönümünde bunu da hatırlatıyor, “değişmesi gereken şeyler varsa, değişmeli” diyerek, yeni Anayasa’nın önünü bir yüksek mahkeme başkanı olarak açıyor..

Ama tam bu noktada..

Tilkiler devreye giriyor..

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve avanesi, “Önce var olana uyun. Sonra değiştirelim” diyor..

Mevcut Anayasa ne?

Darbe Anayasası..

Darbe Anayasasının neyine uyacağız?

Darbe Anayasasına uymamak bile, tek başına demokratik bir tepkidir, olması gereken bir tavırdır..

Sırf darbe Anayasası olduğu için ona uymamak, tek başına milli iradeye saygıdır..

Ama gelin görün ki, darbecilerin büyük çoğunluğunun sandıkta oy verdikleri CHP’nin, arka kapıda birlikte hareket ettikleri için korumaya çalıştıkları darbe Anayasası, bizim mahallenin geri zekalıları tarafından da savunuluyor..

Kimseye hakaret etme niyetim yok..

Ama birisi çıkıp da, eğer o yazıyı kendisi kaleme aldı ise, isterse profesör olsun, isterse başka şey olsun.. 

“Geçen yıl milletvekili yemini ettiler ve yeminleri şöyle son buluyordu: ‘…Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.’ Ne olacak şimdi? Mevcut Anayasa aleyhinde konuşan yemin sahipleri. Cevap verir misiniz? Sadakatten ayrılmayacağınıza namusunuz ve şerefiniz üzerine ant içtiğiniz bu Anayasa değil miydi? Şimdi söyledikleriniz mi ant içerken söyledikleriniz mi… Hangisine inanalım?” diyorsa, bunu yazan, bunu söyleyen adam gerizekalıdır..

Yaşına hürmet etmek istediğim, ama bunu hakketmeyen o Karar yazarına hatırlatayım:

Anayasa’nın bugüne kadar onlarca maddesi değiştirildi..

O değişikliklere oy veren milletvekilleri, Anayasa’ya sadakat görevlerini çiğnemiş mi oldular?

Bu sebeple o değişiklikleri, sadakatsiz insanların ihanetleri olarak mı yorumlamamız gerekiyor?

Anayasa’nın kendisinde yazılı..

Anayasa’nın nasıl değiştirileceğini, bizzat darbeciler bile Anayasa’ya yazdırmışlar..

Ama Karar yazarı muhterem, “Anayasa’ya sadakatle bağlı kalacağınıza yemin etmiştiniz. Şimdi nasıl o Anayasa’yı darbe Anayasası olarak nitelendirirsiniz” demeye kalkıyor..

Ne yani, şu an yürürlükte olan Anayasa, darbe Anayasası değil mi?

Anayasa’nın darbe Anayasası olduğunu söyleyenler yalan mı söylüyor?

Kaldı ki, benzetmemi mazur görünüz, ama milletvekilleri için “melek”lik iddiasında bulunduğum anlamına gelmemek kaydıyla söyleyeyim.. “Melek”te kusur arayanlar, “şeytan”ların suçlarını niye görmezden geliyor? Üstünü örtmeye çalışıyorlar.. Hatta şeytanın suçlarını savunmaya kalkıyorlar.. “Uymamız gerekir” diyorlar..

Darbeciler 1961 Anayasasını lağv etmişler..

Bellerindeki silah ile yönetime el koymuşlar.

TSK’ya girerken, silaha el basarak ettikleri yeminde, Anayasa ve kanunlara uygun hareket edeceklerine dair hem de istisnası olmayacak şekilde yemin etmişler..

Sonra Anayasa’yı silah zoru ile yürürlükten kaldırıp, kendileri yeni Anayasa yapmışlar.

Şeytanın, yani bu özel durumda darbecilerin suçu yok.

Şeytanın ve şeytanın temsilcileri konumundaki darbecilerin Anayasa’ya sadakat borçları yok.

Ama milletin temsilcisi olmak üzere seçilmiş milletvekilleri, yine Anayasa’daki usule göre, Anayasa’nın maddelerini değiştirmek istediklerinde, Karar yazarı kafayı çıkarıp, darbecilerin avukatlığını yapıyor..

Bu nasıl bir geri zekalılıktır? Nasıl bir ilkesizliktir? Nasıl bir darbe seviciliğidir?

Yazıyı, yaşını başını almış, kamuoyunda da mutedil bir kişi gibi gören o şahsın yazdığından şüphemin bir sebebi de, “Siz Anayasa yapamazsınız” tehdidinin devamındaki şu cümleler:

“Bakınız, siz millet değilsiniz. Siz, milletin geçici bir süre için vekâlet verdiği vekillerisiniz. Burada anahtar kavram, ‘geçici süre’dir. Seçildiğiniz sürenin ötesine geçen kararlar almaya ne yetkiniz ne de hakkınız var. Buna karşılık, ömrü iktidarların ömründen uzun olması gereken kurumlar vardır. Millet kavramı ve onun meşruiyet verdiği devlet bunların başında gelir. Bu yüzdendir ki yeni Anayasa’nın nasıl yapılacağına dair kanun yoktur ve olamaz. Sizin şu andaki meşruiyetinizi sağlayan da mevcut millet, mevcut devlet ve mevcut Anayasadır.”

Bu geri zekalı söyleme göre, FETÖ’cüler 15 Temmuz hain darbesinde kendileri açısından başarılı olsaydılar, şu an Anayasa’yı değiştirmeye hak sahibi olacaklardı. Nitekim 12 Eylül’de Kenan Evren bunu yapmıştı. 

Darbecinin yaptığına Anayasa diyen bu gerizekalılar, TBMM’ye “siz millet değilsiniz” diyorlar.. 

Peki darbeciler mi millet? Ki darbecinin yaptığı Anayasa’ya dokundurtmuyorsunuz.. 

Tuh sizin yazdıklarınıza. Tuh sizin aklınıza!

Yeni Akit

Yorumlar3

  • Bandırmalı 1 hafta önce Şikayet Et
    Karahasanoğlu kardeşim. Ahmaklara cevap vermek bile zûl'dür. Bunlar bir Gûruh, böyle gelmiş, böyle giderler. Kendilerini çok akıllı zanneder, konuşur ve yazarlar. Normal vatandaşta bunlara güler, geçer...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • a.d. 1 hafta önce Şikayet Et
    Darbecinin yaptığına Anayasa diyen bu gerizekalılar, TBMM’ye “siz millet değilsiniz” diyorlar.. Peki darbeciler mi millet? Ki darbecinin yaptığı Anayasa’ya dokundurtmuyorsunuz.. Tuh sizin yazdıklarınıza. Tuh sizin aklınıza! Amenna ve saddakna........
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Kaan 1 hafta önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık çok önemli tespitler yine
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat