İkindi namazına yetişemedik, yatsıyı kıldık, Allah kabul etsin!
- GİRİŞ13.12.2024 08:13
- GÜNCELLEME13.12.2024 08:13
İkindi namazına yetişemedik, yatsıyı cemaatle kıldık, Allah kabul etsin!
Neydi olay?
12 yıl öncesi idi..
Tarih 5 Eylül 2012..
Konuşan; o tarihte Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan..
“İnşallah biz en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camii’nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi’nin, İbn-i Arabi’nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi’nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu’nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz.”
Hedef bu idi..
Kamuoyunda yoğun olarak, “İkindi namazını Emevi Camii’nde kılacağız” şeklinde gösterildi..
Yani denilmek istenilen şu idi:
“Birkaç saate kadar Esed devrilecek, burda şu an sabah vakti ama. İkindi’ye kadar bu iş tamamlanır. Esed’in devrilmesi gerçekleşir.. Biz de Şam’a gidip, ikindi namazımızı kılarız..”
Hayatında o güne kadar, bir tane kahveye gidip, oradakilerle sohbet etmemiş.. Bir defa olsun geceyarısına kadar, seçmenlerle sohbet edip, onların dertlerini dinlememiş..
Ama, Başbakanlık koltuğu kendisine altın tepsi içinde ikram edilmesinden olsa gerek, her şeyi “Ben yaptım. Ben bilirim. Ben daha iyisini bilirim. Ben.. ben.. ben..” diyenler..
Kısa günün kronolojisinde, Esed henüz devrilmediği için..
“Bu cümle bana atfediliyor.. Ben o cümleyi söylemedim. Kimin söylediği belli. Bana iftira atılıyor. Ben öyle söz hiç söyler miyim” diyerek, yalanlama krizine girdiler..
Ve dün..
Şam’a varış.
Emevi Camii’ne giriş..
İkindi namazına yetişmemiş olabilir..
Aradaki vakitte şehid olan binlerce, onbinlerce Müslümana Allah’tan rahmet dileyerek, onlara dualar ederek söyleyeyim..
Mecazen söyleyeyim..
Yatsı namazına yetiştik..
MİT Başkanı İbrahim Kalın, dün Şam’a geldi, Emevi Camii’ni ziyaret edip, namazını kıldı..
Düne kadar, “Ben söylemedim. Ben, ikindi namazını Emevi Camii’nde kılarız diye bir şey söylemedim” diyenler..
Bugünden tezi yok, bunu da kendisinin başardığını iddia ederek, “Ben söylemiştim” derse, hiç şaşırmam..
Kısır tartışmaya da girmeyelim..
Varsayalım, daha önce inkar ettiği halde.. “Söylemedim” diyen, varsayalım daha önce de söylemiş olsun..
Bu başarıda onun da emeğinin olduğunu biz kabul edelim..
“Küçücük emeği olan herkesten, Allah razı olsun” diyelim..
Ve biz büyük fotoğrafa bakalım..
Bir defacık olsun, bir camiye girerken veya çıkarken göremediğimiz MİT Müsteşarları Teoman Koman’lardan sonra..
Sönmez Köksal’lardan sonra..
Şenkal Atasagun’lardan sonra..
Şimdi MİT Başkanı, Cumhurbaşkanı’nı temsilen, Emevi Camii’ne gidiyor ve namaz kılıyorsa..
O dönemlerin MİT Müsteşarları, onlarca askerimizi, polisimizi şehid eden teröristleri bile komşu devletlerden isteyemiyor iken..
Şimdi, bir zalimin devrilmesinin daha haftası dolmadan, MİT Başkanı, o ülkeye gidip, alkışlarla karşılanıyorsa..
“Elhamdülillah” demeyelim mi?
Ve hemen ardından..
Sosyal medya heyecanlanıyor..
Paylaşımlar hızla yayılıyor.
“Ayasofya.. Emevi Camii. Mescid-i Aksa.. Ve ...” deniliyor..
Bİz de, “İnşallah..” diyoruz.
Büyük fotoğrafta başka neler var?
Etiyopya ile Somali arasındaki ihtilafı, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın araya girerek çözdüğü gerçeği var..
Birbirlerinin kanını akıtacak iki toplum.. İki kardeş ülke.. İki Müslüman ülke..
Emperyal devletlerin salyalarını akıtarak tahrik ettikleri, kışkırttıkları ve en sonunda satacakları silahları düşünerek/planlayarak izledikleri bir kavga, Türkiye’nin öncülüğünde çözülüyor..
Demek ki, aynı günlerde biz, bir başka Emevi Camii’nde daha, yatsı namazımızı kılmışız..
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyordu: “Bir gece ansızın, gelebiliriz.”
Neresi için söylüyordu bunu..
Tel Rıfat için.
Münbiç için.
Aynel Arap için.
Deyrizor için.
Haseke için. Hatta Kandil için..
Tel Rıfat için, bu uyarı gerçek oldu mu?
Oldu...
Münbiç için gerçek oldu mu? Deyri Zor için gerçekleşti mi?
Evet..
Sırada Ayn El Arap var. Haseke var, Kandil var..
Nasıl ki rakibine “Adam kazandı” dedirtti..
Şimdi onu devirmek için, Amerika’sından Rusya’sına.. İsrail’ine kadar. Saadet’inden CHP’sine, Gelecek’ine, DEVA’sına kadar herkesle ittifak yapan PKK da yakındır, “Adam bizi girdiğimiz her yerden çıkarttı” diyeceklerdir..
“Sonra sırada kim var” diyeceksiniz..
Daha ben cevabımı vermeden, o kadar büyük bir arzuyu içinizde barındıyorsunuz/barındırıyoruz ki, “İnşaallah” diyerek, cevabı verelim:
“İsrail’in soykırımcı yöneticileri..”
Gazze’de binlerce çocuğu katleden zalimler de beklesinler..
Hatta bekleme kendilerine ağır gelebilir, Golan’ı işgal etmeye kalkarak, kaşınsınlar, Suriye’nin üzerinden, İsrail’e haddinin bildirilmesi için kendi elleri ile gerekçe oluştursunlar..
Çok mu zor?
Esed’in devrilmesinden..
Etiyopya ile Somali’yi barıştırmaktan.
Amerika’nın direnişine, Rusya’nın itirazına rağmen; Tel Rıfat’ı, Münbiç’i, Deyri Zor’u PKK’dan temizlemekten daha zor değil..
Yeter ki, Türkiye yekvücut olsun..
Yeter ki, CHP’lisi ile, SP’lisi ile, Geleceklisi ile, İP’lisi ile, MHP’lisi ile AK Partilisi ile..
Herkes, kısır politik tartışmalardan kendilerini arındırıp, doğru hedefler noktasında samimiyetle biraraya gelsin, buluşsun..
Yeni Akit
Yorumlar13