CHP: “Hakim bey, herkes çalıyordu, biz de çaldık!” Erbakan’ın ahı!
- GİRİŞ12.04.2025 08:42
- GÜNCELLEME12.04.2025 08:42
“Cumhuriyet’in kurucusuyuz. Asırlık partiyiz” diye kasım kasım kasılanlar..
Şimdi bakın nasıl çapaçul görüntü veriyorlar. Nasıl suçlarını itiraf ediyorlar. Nasıl dökülüyorlar..
Ben anlatmayayım. Rezaletlerini, kendilerinin dünkü duruşmadaki ifadelerinden aktarayım.
“Yolsuzluk yok, sadece rayiç fiyattan düşük değer gösterme var” diyen hokkabazlar, iyi okusunlar.. “Çaldık” itirafını, “Herkes çalıyordu” gerekçesine dayayanları ibretle okusunlar..
Kanuna kaç ayrı başlıktan aykırılık varmış, nasıl rezilce işlere imza atmışlar, buyrun, görelim..
Erbakan Hoca’ya attıkları iftiranın, burunlarından nasıl fitil fitil geldiğini hep birlikte görelim.. (Erbakan hocaya iftira atmışlar, ilçe bakanlıklarının bugünün parası ile söyleyelim, 25-30 bin TL’lik harcamalarını, ‘Siz aslında bu harcamayı yapmamıştınız. Partinin genel merkezi, siz bu harcamayı yapmışsınız gibi kayıt yapmış.. O kayıtlar faturalara dayalı ama. Biz o faturaları kabul etmiyoruz. Partinizin genel başkanını, ayrıca il ve ilçe başkanlarınızı, resmi evrakta sahtekarlıktan mahkum ediyoruz” demişlerdi..
İlaveten de, 5 yıl siyasetten yasaklamışlardı..
CHP’ye yüksek yüksek hakimler bunu yapmışlardı..
Şimdi gelelim, haksız yere suçladıkları Erbakan hocanın ahı sonrasında, CHP’nin aynı konuda suçüstü olduğu rezil duruma.. CHP’li yetkililerin dün mahkeme nezdindeki itiraflarına..
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nı yaptığı dönemde, İBB seçiminin kazandırılmasında büyük rolü olduğu belirtilen Canan Kaftancıoğlu konuşuyor:
“Partiye il binası alımı için arkadaşlarla çalışmaya başladık. Türkiye genelinde ‘Bir tuğla da sen koy’ isminde kampanya başlattık. Bir bina bulduk, beğendik. Bina sahibiyle görüştük, anlaştık. Anlaşamadığımız tek konu 41 milyon lira bedelle almış olmamıza rağmen mülk sahibinin tapu kayıtlarında satış bedelinin daha düşük gösterilmesi nedenli talebiydi.”
Ülkeyi yönetmeye talip CHP, İstanbul, Ankara seçimlerini uzun yılar sonra kazanan CHP, il binasını satın alırken, mülk sahibi “değeri düşük gösterelim” diyor. Onlar da kabul ediyorlar..
“Aslında kabul ettik” sözü, yalan..
Kara parayı aklayacaklardı.. Senaryoyu böyle yazıyorlar..
Doktor Canan, kafası çalışmıyor.
Hem diyor ki, “Ülke genelinde “bir tuğla da sen koy” kampanası başlattık.” Hem de biraz sonrasında, “Aslında Türkiye genelinden değil, sadece Ekrem İmamoğlu’nun etkin olduğu birkaç belediyeden paranın geldiğini bakın nasıl itiraf ediyor:
“Siyasi Partiler Kanunu’nda bağış için bir limit belirtilmiştir. Bu limitin üzerinde bağış yapmak isteyenler yasal engel olduğu için yasanın öngördüğü kadarını kendisi yapar, fazlası için de yakınlarını, akrabalarını, dostlarını bağışçı olarak gösterir. Bütün partiler bunu yapmaktadır.”
Ahlaksızlığın itirafına bakın. Sahtekarlığın güzel güzel anlatılmasına bakın..
Rezilliğin seviyesine bakın..
Kanunun yasakladığını biliyorlar..
Ama kanunu bile bile çiğnediklerini de “Normal bir şeymiş” gibi anlatıyorlar..
Hani bu zihniyet, bir dükkanı soyduğunda suçüstü olsa.. Kendilerini şöyle savunacaklar: “Kanun, bir başkasının malını, gizlice almayı yasaklıyor. Biz de, gece olmasını bekleyip, kepengi kırıp, içeri girip soyuyorduk. Herkes de zaten soygunu böyle yapıyordu.” diyecek..
Kaftancıoğlu’nun suç itirafını biraz daha açalım..
Ne diyor, doktor İl Başkanımız: “Bağışı bir kişi yapıyor. Limitin fazlasına yakınları, akrabaları, dostları yazılır.”
Hah işte. Kanun da böyle bir sahtekarlığı da yasaklamak için, makbuz şartını getirmiş..
Şimdi, yolsuzluk yok diyerek, saf üniversiteli gençleri sokaklara çağıran ahlaksızlar çıkıp, o makbuzları göstersinler..
1) Gerçekten o makbuzlar var mı?
Bugüne kadar o makbuzlardan bir tane bile gösterilmedi.. Ama bugünden sonra sahte olarak düzenleyip göstermek isteseler de, yeni bir suç daha işlemiş olacaklarını hatırlatayım.. Çünkü, 5 yıl öncesinin tarihi ile, resmi makamları aldatmak için, resmi evrak düzenlemiş olacaklar.. Bu da yeni bir suç işlenmesi anlamına gelecek.. Bir ceza 2019’da usulsüz bağış toplamaktan yiyecekler. Bir ceza da, resmi evrak sahtekarlığından yiyecekler..
Ah ah.. Erbakan hocanın ahını almayacaktınız. Gece gündüz ülkesi için çalışan bir dava adamına, iftira atmayacaktınız..
Şimdi düştünüz mü çukura..
CHP eski İl Başkanı doktor Canan hanım, partinin yardım topladığını söylüyor ama..
Gelen paraların büyük kısmı, belediye başkanları kontrolünde yollanmıştı..
Şişli Belediye Başkanlığı’ndan gelen para öyle.. Sarıyer Belediye Başkanlığı’ndan gelen para öyle. Maltepe Belediye Başkanlığı’ndan gelen para öyle.. Hatta İBB Spor Külübü A.Ş. çantası ile gelen para öyle..
Dikkat buyrun, CHP il teşkilatı değil. İlçe tekilatı değil.. Belediye başkanlığı veya İBB iştirakinden gelen paralardan bahsediyoruz..
Dolayısı ile, Canan Kaftancıoğlu’nun sahtekarlığı bir defa daha tescilleniyor..
Mahkemeye verdiği ifadedeki gibi , gerçekten usulsüz de olsa, paraları parti teşkilatı topladı ise.. Paralar, belediye başkanlıklarından veya iştiraklerden niye geliyor? Parti parayı toplayıp, belediyeye veriyor, belediye de tekrar bina alınırken, parti il başkanına mı yolluyor?
Güldürmeyin hanımefendi..
Güldürmeyin kendinize..
“Şizofrenik vaka” dediğiniz Ekrem İmamoğlu’na, kendinizi kullandırmayın..
Doktor olmuşsunuz ama..
Bağış için Siyasi Partiler Kanunu’nda bir sınır olduğunu da belki de sonradan öğrenmişsiniz..
Ama.. Yalanın da bir sınırı olduğunu öğrenememişsiniz..
Doktorumuza bir soru daha sorayım..
Ama kalp krizi geçirirse, sorumlusu ben değilim..
“Canan hanım. Açıktan 23 milyon, mal sahibine verdiniz ya.. Bu açıktan verdiğiniz parayı, CHP’nin kasasından verdiğinizi söylediğinize göre.. Nasıl çıkış yaptınız?”
Haydi buyrun, açıklayın.
Yanınıza Sülün Osman’ı da alın..
Ona ilaveten hukukçu şovmen Mahmut Tanal’ı da alın..
Son günlerde pek ortalıkta gözükmeyen hukukçu milletvekiliniz Sezgin Tanrıkulu’nu da..
Bu tür davalara milyon milyon dolarlık avukatlık ücreti ile bakan Prof. Ersan Şen’i avukat olarak tutarak gelin..
Hazine Müsteşarlığı görevi ile, muhasebe bilgisini ispatlamış Faik Öztrak’ı..
İsterseniz, Ekrem İmamoğlu’na sahte yatay geçişi ayarlayan işletmeci profesörleri de çağırın..
Dürüstlük iddiasındaki Ahmet Davutoğlu da hokkabazlığınızın izahı için destek sunsun.
“CHP’ye ben kefilim diyen” Temel Karamollaoğlu da gelsin.
“Ah azizim ah. Biz muhafazakarlar” diye söze başlayan ezik Saadet Partililer..
Hepiniz topunuz gelin.
Açık açık haykırıyorum, yüzünüze söylüyorum: “Apaçık yolsuzluklara sahip çıkıyorsunuz. İtiraf edilen hırsızlıklara sahip çıkıyorsunuz. Ahlaksızlıklara sahip çıkıyorsunuz..”
Bundan sonraki süreçte ne mi olacak?
Ya “Makbuzlar yok. İnek içti. İnek dağa kaçtı” denilecek.. CHP, birkaç kişiye verilecek cezayı kabullenecek. O kişiler de CHP tarafından paraya boğulacak..
Veya sahte makbuzlar düzenlenip, mahkemeye sunulacak. Her bir makbuz için, bilirkişi incelemesi yapılacak, sahte olduğu ortaya çıkacak.. Her biri için, resmi evrakta sahtekarlık cezası verilecek..
Yani CHP’liler, durumu kurtarmak için yaptığı savunma üzerinden, daha büyük cezalara muhatap olacaklar.. İzleyip, görelim.
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar6