“Tavuk bir yumurta yumurtlar, yedi mahalle duyar.. Asil kısrak küheylan doğurur, kimse duymaz.”

Ne güzel söylemiş atalarımız..

Dün de olan buymuş. Bugün de olan o.

Adam topu topu 17 tane kent lokantası açtı, günde 4 saat hizmet veriyor, ardından kapanıyor.

Türkiye’de duymayan kalmadı.

SGK’ya ödeyeceği primleri geciktiriyor, kendince oluşturduğu bu finansı, 150 liralık yemeği 40 TL’ye vererek kendi reklamını yapıyor.

“40 TL’ye dört çeşit yemek verebiliyorsan, İBB’nin diğer sosyal tesislerinde de ver.” diyoruz.. Kulağı duymuyor.

“ Beltur’da sadece bir çorba 70 TL, kent lokantasında dört çeşit yemek nasıl 40 TL oluyor? Bunun kaynağı sen misin yoksa SGK’ya ödenmeyen primler mi?” diyoruz, cevap alamıyoruz.

Koca koca bilim adamları, koca koca gazeteciler.. Uğur Dündar'lar Vedat Milor'lar, aklımızla alay edercesine, oturuyorlar kent lokantasına, “Hımmmm, çorba güzelmiş, pilav da kötü değil” muhabbeti ile, SGK primlerini ödemeyerek oluşturulan bütçeden finanse edilen yemeğin, gerçekten 40 TL’ye mal edildiğini ve o fiyattan vatandaşa sunulduğunun algısını ve propagandasını yapıyorlar.

Dönüyoruz siyasi iktidara..

Bir çırpıda 30 milyar dolarlık doğal gaz rezervi bulunuyor..

Önceki dönem bulunan doğal gaz rezervi sayesinde 85 milyonun neredeyse 75 milyonuna dokunan doğal gaz desteği sağlanıyor..

2000 liralık faturaya 1100 TL destek verilip, vatandaştan 900 TL tahsil edilecek şekilde, bulunan doğal gaz tüm millete dağıtılıyor.

15.000 kişiye bir öğün verilen yemeğin cavcavı kadar bir tanıtım göremiyoruz.

"75 milyona dokunan bir indirim" ile "15.000 kişi"ye, "hem de SGK priminden çalarak" yapılan indirimi kıyaslamak bile abes..

Ama onlar durmadan, “gıt gıt gıdaaak.. yumurtam sıcaaak” diye, aslında ortada bir yumurta da yok ama, yedi mahalleye duyurusunu yapıyorlar.

Yerin altında yatan petrol, denizin altında uyuyan doğal gaz, AK Parti siyasi iktidarı sayesinde tüm milletimizin; Almanya’dan İngiltere’den Fransa’dan daha ucuza doğal gaz kullanmasına kaynaklık ediyor..

Üç tane solcunun yaptığı algı operasyonu ile, sosyal medyada şu yorumları görüyoruz: “ devletin doğalgaza %65 desteği varsa, bu haliyle 1000 TL fatura ödüyorsak, ne olacaktı 2000 TL mı ödeyecektik?”

"Almanya’da asgari ücret şu kadar, İngiltere’de emekli maaşı bu kadar" diyen hokkabazlar, o ülkelerdeki aylık doğal gaz faturalarını hiç söylemiyorlar.

Türkiye’de 1000 TL olarak gelen doğal gaz faturası, Almanya’da 2000 TL olarak tüketiciye yansıtılmıyorsa, ”Bakın Almanya’da devlet desteği yok. Ama aynı miktar tüketim için, onlarda da 1000 TL karşılığı fatura kesilmiş. Türkiye’de 1000 TL tüketiciden tahsil edildiği halde, niye ayrıca bir de devlet desteği var diye faturanın altına not düşülüyor?” diye sorarsınız.

Almanya’daki gurbetçilerimiz, rica edeyim faturaları sosyal medyada paylaşsınlar.

Bakalım doğal gazın metre küpüne onlar ne ödüyor, Türkiye’deki vatandaşımız ne ödüyor?

Elektrik hakeza..

Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve diğer atılımlarla, Türkiye’de özellikle konutlardaki elektrik faturaları Avrupa ile kıyaslanmayacak kadar düşük kesiliyor.

Ama Türkiye’deki siyasi iktidar, CHP’liler gibi “gıt gıt gıdaaak” demesini bilmedikleri için, şımarık solcuların, Mayıs ayında ter ter tepinip, “karpuzun kilosu kaç lira Ali bey biliyor musun” sorularına muhatap oluyoruz.

Milyon TL’ler değil, milyar TL’ler değil…

Milyar dolarlarla ifade edilen doğal gaz rezervleri bulunuyor..

Bir tanesinden, “emeği geçen herkesten Allah razı olsun” cümlesi duyamıyorsunuz.

Ağızlarını açtıklarında, “ Mustafa Kemal döneminde temeli atılan müesseseler özelleştirilerek 3 milyar, 5 milyar dolar kaynak oluşturuldu."  bilemediniz "10 milyar dolarlık gelir"i dillendirip, "AK Parti harcadı” diyorlar.

Be vicdansızlar..

O kuruluşların her biri zarar ediyordu. Bunun için özelleştiriliyordu.

Velev ki, Mustafa Kemal’in kurduğu o işletmeler, bugünkü siyasi iktidarın kullandığı bütçeye  5-10 milyar dolarlık katkı sunsun..

2020 yılında bulunan doğal gaz rezervi 280 milyar dolar, önceki gün açıklanan yeni rezerv ise 30 milyar $.

Sizi kaç ile çarpalım?..

Utanmayın söyleyin, özelleştirmelerin tamamını kaç ile çarpalım ki, AK Parti iktidarı döneminde bulunan doğal gaz rezervlerinin değerine ulaşabilesiniz..

Gerçekleri bu denli gizleyen, çarpan solcular; bir de bize, bilim insanı gibi roller kesmiyorlar mı, insan hepten fıttırıyor.

Adamlar resmen, gözümüzün içine baka baka, diploma hırsızlığını “hak” olarak gösteriyorlar.

“Cumhurbaşkanı adaylığı ilan edildiği için diploması iptal edildi” yalanını, hem de üniversite öğrencilerine söylettirebiliyorlar.

Dünkü yazıma bir okuyucumuz, tarihten bir anekdotla katkı sunmuş..

Gerçekten yaşanmış mıdır, farklı anlatımlar var.

Muaviye'den Hz.Ali'ye mesaj için uydurulmuş kıssa diyenler var.

Ama gerçekten, bugünkü Cumhuriyet Halk partilileri ifade etme açısından, cuk oturmuş.

Belki okumuşsunuzdur ama, yazımın içine de alayım, atlamış olanlar okusunlar.

Bir gün Hz. Ali’nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe’den, bir Arap, devesiyle Şam’a gelmiş.

Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:

- Ver o dişi deveyi bana! demiş.

Tartışma büyümüş, Küfe’den gelen adam, “Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir” diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar.

Konu Muaviye’ye yansımış. Halk meydanda toplanmış. Muaviye, Küfe’den gelenle Şam’da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:

- Bu dişi deve Şamlınındır!

Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:

- Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?

Cemaat hep birlikte bağırmış:

- Şamlınındır! Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış, kimse duymaması için kısık sesle şöyle demiş:

- Ey Küfeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe’ye dönünce gördüklerini Ali’ye anlat ve de ki: “Ey Ali, Muaviye’nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var!

Muaviye’nin bugünkü benzeri CHP.

Üç kuruşluk kent lokantasıyla, milyar dolarlık doğal gaz rezervlerini gözlerden uzaklaştırmaya çalışan Ekrem İmamoğlu, Muaviye’nin bugünkü versiyonu.

Erkek deveyi, dişi diye kabul eden CHP’liler, Muaviye’nin her dediğine inanan 10.000 adamının bugünkü izdüşümleri!

Muaviye, Hazreti Ali taraftarlarını korkutmak için, “Bak yalanlarımıza inanan öyle fanatik militanlarımız var ki.. Bizim her dediğimize inanırlar. Sizin anlattığınız gerçekleri ise, asla kabul etmezler” mesajı verdiği gibi, bugünkü benzerleri de üniversite öğrencilerini bile, yalanlarına alet ediyor olsalar da..

Biz çalışmaya devam edelim..

Halkın basireti, bunların algı operasyonlarını eminim yenecektir.

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi