Gezi isyanının 12. yılı

  • GİRİŞ01.06.2025 09:19
  • GÜNCELLEME01.06.2025 09:19

“Yarım kalan hikayeyi, tamamlama zamanı” başlığı atmış Birgün’ün solcuları.

“Otoriter rejime karşı başkaldırı” diye de devam etmişler.

Otorite rejim olsaydı, başlattığınız isyanda ölen 12 kişiye ilaveten, 12 yılda kaç 100 kişi ölmesi gerekirdi?

Kimsenin ölmesini arzu etmem.

Ama kimse de ahlaksızlık yapmasın, sahtekarlık yapmasın.

Sadece 1991-1995 arasındaki CHP’li koalisyon ortaklığı döneminde Güneydoğu’da faili meçhul cinayetlere muhatap olan insan sayısı, on binlerle ifade ediliyor.

“Otoriter sistem”den bahsedecekseniz, buna en fazla yakışanı CHP’li koalisyon dönemi.

Gezi isyanında 12 kişi ölmüş iken.. Gezicilerin iddiasına göre, otoriter sistem devam ettiğine göre sonraki yıllarda, bir kişinin bile, bu tür gösterilerde öldüğüne şahit olduk mu?

Demek ki sıkıntı isyanı başlatanlardaymış..

Sıkıntı otoriter sistem diye uydurulan yönetimde olsaydı, o günden bugüne daha çok sayıda artacak şekilde, ölümlerin yaşanması gerekirdi.

Yönetimi beğenmiyorsanız, seçimde alternatiflerini işbaşına getirirsiniz.

Ki; 2013’ten sonra, 2015’te iki defa seçim oldu. İkisinde de Gezici iktidara gelemedi. 2018 seçimlerinde, 2023 seçimlerinde Geziciler yine başarısız oldu.

Bu seçim sonuçları iki açıdan önemli..

Birincisi; halkın çoğunluğunun Geziciler gibi düşünmediğini gösteriyor.

İkincisi; Gezicilerin, otoriter sistem iddiaları halk nezdinde yankı bulmuyor.

Beni hayretlere düşüren esas sebep, Gezideki tüm vandallıklara rağmen o gösterilerin sivil tepki gibi tanımlanması.

Tarihe not düşmek için belirtiyorum..

Canlı şahitler, hatırlatmazsa; bu ahlaksızların yaptıkları algı sonucu, yıllar sonra Gezi isyanı gerçekten bir sivil tepki gibi algılanacağı korkusuyla, tekrar tekrar o sahtekarlar da yüzlerine vurmak için belirtiyorum.

Gezi isyanı, yollardaki parke taşlarının bile sökülüp sokakların girişlerinin barikatlarla kapatıldığı alçakça bir isyan hareketidir.

Gezi isyanı, polis araçlarının ters çevrilip, avukat kimlikli ahlaksızların o araçların üzerine çıkıp zafer işareti yaptığı, devlete başkaldırı hareketidir.

Gezi isyanı, itfaiye araçlarının, hatta ambulansların bile, göstericiler tarafından saldırıya uğradığı ve zarar gördüğü toplumsal hayatın dinamitlenmesi operasyonudur.

Söylediklerimin hepsinin somut delillerini sunabilirim.

Benim adım, Elif Çakır değil.

Benim adım İsmet Berkan değil.

Ben dün Gezi isyanının karşısında gibi görünüp, olmayan şeyleri yalanlar eşliğinde söyleyen, bu ise gezide yaşanılan gerçekleri bile inkar eden riyakarlığa imza atanlardan biri değilim.

Kabataş’ta, kimsenin üzerine küçük abdesti yapılmamıştır.

Ama Dolmabahçe Camii’ne, ayakkabılarıyla giren ve üzerinden 12 yıl geçtiği halde bu milletten özür dilemeyen ahlaksız sahtekarların olduğunu dün de söyledik bugün de söylüyoruz. İnkar eden varsa da bir tane değil 100 tane fotoğrafını gözlerinin içine sokarız.

Kimse bana, polis kovalıyormuş gençler de ayakkabılarını çıkaramadan cami içine girmişler sahtekarca savunmasını yapmasın.

Polis onları niye kovalıyormuş.

Haydi farzedelim kovalayanlarlardan kaçtılar.

Camiye girdikten sonra, onuncu dakika, 30. dakika, 60. dakika, niye ayaklarında hâlâ ayakkabılarla, minberlerde mihraplarda görüntü verdiler.

Divan Oteli’nde Gezi isyancılarına açılmasını unutmadık.

Divan Otel’in sahibi Koç’ların, “Biz Gezi isyanına direkt destek vermek niyetinde asla değiliz. Ama fiili olarak Geziciler Divan Oteli’nde lobisini kullanmış olabilirler. Buna yönelik bizim bir çağrımız, bir onayımız, bir organizasyonumuz yoktur” açıklaması yapacaklarına..

Bir yandan Divan Otel’inin lobisini Gezicilere açıp, bir yandan da, “Koç, Gezicilere Divan’ı açtı” başlığı attığı için, Akit gazetesine dava üstüne dava açtılarsa..

Divan Otel’in lobisi Gezicilerin kullanımına bedava açıldığı için, yurt dışındaki bir sözde sivil toplum kuruluşu Koç’a ödül verdiğinde,  Akit gazetesi de bunu haber yaptığında, yine tazminat davası açıldıysa.

Kusura bakmasınlar, Koç grubu da Gezi isyancılarına hem destek vermişler, hem de bu desteğin bilinmesini istememişler demektir.

O tarihlerdeki, kamu araçlarına verilen zarar, yollara kamu kurumlarının cam çerçevelerine verilen zararlar sebebiyle açılan davalarda, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da hükümetteki görevleri sebebiyle mağdur olarak yer almışlardı.

Ne yazıktır ki Gezi isyanının, kendilerinin de içinde bulunduğu hükümeti devirme girişimi olduğunu bildikleri halde, iki isim mahkeme nezdinde gerçekleri çarpıtmışlar, sanki ortada hiçbir şiddet olayı yokmuş gibi, “şikayetçi değiliz” dilekçesi vererek, mahkemeyi Gezi isyancıları lehine karar vermeleri için etkilemeye çalışmışlardır.

Gezi isyanında, bir göstericinin elinde Mustafa Kemal, bir diğer göstericinin elinde terörist başı Apo’nun posteri bulunduğu gerçeğini kimse inkar edemediğine göre, bu olayın yurt dışı kaynaklı profesyonel bir organizasyon olduğunu söylememiz gerekir.

Gezi isyancıları 12 yıl sonrasında dahi, olayların sebebinin otoriter sisteme başkaldırı olduğunu öne sürüyorlar.

Gizli işhanının gerçek sebebi otoriter sisteme başkaldırı olsaydı, bunun yöntemi belliydi. Otoriter sistem hukuka aykırı hangi işlemi yaptıysa davanızı açarsınız, hakkınızı ararsınız.

Hukuki mücadele’nin yanında, seçim tarihi geldiğinde de farklı siyasi partiye desteğinizi verir, otoriter sistem kurmak istekle suçladığınız kişileri işbaşından uzaklaştırabilirdiniz.

Hukuki mücadelenin önünü kapatan ne vardı?

Gezi işlerinin üzerinden 12 yıl geçmiş, bugün dahi siyasi iktidara küfreden göstericiler, polislere kezzap atanlar, molotof atanlar, bir gün tutuklanıyor. İki hafta sonra yargılamaları tutuksuz olarak sürmek üzere tahliye kararı veriliyor.

Bu dahi otoriter bir sistem yok ise.

Akit TV, RTÜK’ten ceza aldığında, İdare Mahkemesi onu hukuka uygun buluyor, ama Sözcü gazetesi RTÜK tarafından cezalandırıldığında yürütmeyi durdurma kararı 2025 Türkiyesi’nde bile verilebiliyorsa..

Otoriter sistem dediğiniz nedir?

Bu nasıl bir otoriter sistemdir?

Yandaş olmakla suçladığınız Akit TV’nin cezaları, iktidarın adamları olduğunu iddia ettiğiniz RTÜK tarafından cezalandırılılıyor.. Akit TV cezayı mahkemeye götürüyor. Siyasi iktidarın iki dudağı arasından çıkanlarla karar verdiği öne sürülen mahkeme, Akit TV’ye verilen cezayı iptal etmiyor.

Sabahtan akşama kadar, yalanlar eşliğinde, hakaretler eşliğinde siyasi iktidara saldıran Sözcü TV, RTÜK tarafından cezalandırıldığında.. Siyasi iktidarın atadığı iddia edilen hakimler hemen yürütmeyi durdurma kararı veriyorlar.

Birisi bana bunu izah etsin.

Şunu da hatırlatayım.

Gezi isyancıları papağan gibi tekrarlasalar da, “Gezi hareketi sivil bir eylemdir” deseler de, biz onların kafasına kafasına gerçekleri zerk edeceğiz.

Gezi isyancıları, sadece Taksim’deki Gezi parkındaki ağaçları değil aynı zamanda Yavuz Selim Köprüsü’nü, İstanbul Havalimanını da engellemek istemişlerdi.

Bugün Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün olmadığı bir İstanbul’u düşünebilen bir tane CHP’li varsa, onun yüzüne tükürmek gerekir.

Tırların, kamyonların 15 Temmuz ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini kullanabildiği bir İstanbul’da trafiğin nasıl bir keşmekeş olacağını düşünemeyen bir İstanbullu varsa, onun sadece yüzüne tükürülür.

Bugün Avrupa’nın tamamında rekor üzerine rekor kıran İstanbul havalimanına kullanmayan bir tane CHP’li varsa, onun elinden öperim.

Gezi isyancılarının yapılmamasını istediği İstanbul Havalimanı, Türkiye’nin her alanda dünyanın odak noktası olmasına katkı sunduğu gerçeği karşısında, buna küçücük bir itirazı olan CHP’li varsa, buyursun konuşsun..

Gezi isyancılarını rezil eden Yavuz Sultan Selim Köprüsü gerçeği, İstanbul Havalimanı gerçeği, aslında sol kafa yapısının da Türk toplumunda iflas ettiğinin delilleridir.

Onun içindir ki CHP, Saadet Partisi’nden yardım istemiştir. Bunun içindir ki; Ali Babacan’lar, Ahmet Davutoğlu’lar Ak Parti’den istifa ettirilip CHP’ye yama yaptırılmıştır.

Ak Parti içinden gelen isimlerin bu ihanetlerine rağmen, Gezi isyancıları dün de başarılı olamadılar, yarın da başarılı olamayacaklardır. 

 Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar6

  • Doğrucu Davud 3 gün önce Şikayet Et
    İsyanın hakkı idamdır, verdikleri zarara karşılık mallarına el konulmalıdır !..
    Cevapla
  • Yavuz Sultan Selim 3 gün önce Şikayet Et
    Gezi isyanında polidleri ŞEHİD ettiler Gazi yaptılar, devletin yüzlerce aracını yaktılar, bankamatik ve dükkanlara zarar verdiler, devlet çok yumuşak davrandı, bu vatanseverleri üzmüştür, devlete isyanda kadife eldiven içindeki demir yumruk İslam Vatan Millet düşmanı hainlerin tepesine inmeliydi ?!
    Cevapla
  • Yaşasın hamas 4 gün önce Şikayet Et
    Bu hainler şebekesinin gezi olaylarında ülkeme verdiği zarar 350 milyar dolardır RABBİM burunlarından fitil fitil getirsin devletimiz var olsun chp ve avaneleri kahrolsun yüreğine sağlık abim RABBİM ayağına taş değdirmesin
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • pusula 4 gün önce Şikayet Et
    gezi yerinde duruyor, dönemin bürokratları nerede bir bak. fetöcü köpekler
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Ali 4 gün önce Şikayet Et
    Helal olsun Ali Bey.. artık net olmak lazım.. aşağılık kompleksi nden nefret ediyorum
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat