Biz ‘çarpıldı’ bile demeyelim, siz montaj yapıp Akit’e saldırın!

  • GİRİŞ08.06.2025 09:39
  • GÜNCELLEME08.06.2025 09:39

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeybek, havuzlu villasında kaza geçirmiş, yoğun bakıma alınmış.

Yeniakit.com.tr, haberi “CHP’li başkan çarpıldı” başlığı ile verince..

Olayın ayrıntılarını vermeksizin, Akit’i hedef tahtasına koydular..

Ama elektrik çarpması maddi gerçeğine bağlı olarak, “çarpıldı” ifadesi kullanıldığını bildikleri için..

“Ne yapalım, ne yapalım.. Akit’i bu vesile ile linç edelim” dediler..

Veee.

Akit’i, hızlı hareket edilen, çarpıcı başlıklarla yayın yapan internet dünyasında atılan bu başlıkla yiyemeyeceklerini çok iyi bildikleri için..

Bize “insanlık” dersi vermeye kalkarlarken..

“Vicdan” derlerken..

“Basın ahlakı” derlerken..

Ne mi yaptılar?

İnternet sitemizdeki “Zeyrek’in durumunun ağır olduğu belirtildi” ifadesi yerine, oturup montaj yaparak, “CHP’li Zeyrek’in geberdiği öğrenildi” şeklinde, alçakca bir sahtekarlığa imza atarak, Akit’i hedef gösterdiler..

Ardından konuşan konuşana..

Yazan yazana..

Sözcü mü dersiniz.

Halktv mi dersiniz..

odatv mi dersiniz..

Hokkabazlara bakın..

Elektrik akımına çarpılan bir kişi için “çarpıldı” dedik diye, bize “insanlık” dersi vermeye kalkanlar..

Oturuyorlar..

Haberimizin içindeki “ağır yaralandı” ifadesi yerine..

“Geberdi” diye bir montaj yapıp. 

Yani sahtekarlık yapıp, ardından da “vicdansızlık” suçlamasını bize yöneltiyorlar..

Vicdansızlığı yapan sizsiniz.

Oturup sahtekarlık yapan, “ağır yaralandı” ifadesini silip, oraya “geberdi” kelimesini yazan, yeniakit'in haberini çarpıtan sizsiniz..

Ardından bir de bakıyoruz, elinde puro ile görüntü veren..

Bir puroya asgari ücretlinin maaşını katlayan parayı feda eden Ali Mahir Başarır, “Bu utanç verici dili, bu körelmiş aklı, bu yozlaşmış vicdansızlığı milletimize şikayet ediyoruz. Sıradan hale getirdiğiniz bu kötülükte boğulun” diyor..

Biz sana “Halk aç diye edebiyat yaptığın halde, en lüks araçlardan Porsche arabanda gezerken ... “ 

Ya da..

“Asgari ücretliler aç" edebiyatı yaptığın halde, "bir paketi 5 asgari ücrete denk gelen puronu içerken ..” diyor muyuz..

Utanç verici dil de sizde..

Yalan, sahtekarlık, halkı yanıltma, montaj da sizde..

Seçim meydanlarında, bir defacık olsun, Porsche arabanı seçmene gösterdin mi?

İçtiğin puronun fiyatını, bir defalığına olsun, vatandaşa söyledin mi, Ali Mahir?

Utanç işte budur..

Körelmiş akıl budur.

CHP’li Mahir’i aratan sözler ise, eski MHP’li, şimdi ise CHP’li olan, girmediği parti kalmayan Cemal Enginyurt’tan gelmiş..

“Tek dua etmeyen” diye başlamış, hakaretlerini sıralamış..

Bu adam kim biliyor musunuz..

İt’i öldüğünde, evinin içinde tahsis ettiği odasına gidip sabaha kadar ağladığını söyleyen, ama yüce Yaratıcının “Eşref-i mahlukat” diyerek övdüğü insanlara ise, alçakça hakaretler eden..

Geçtiğimiz aylarda kanundaki değişiklik yapılmadan önce, “Biri bana hakaret etsin de.. Savcılığa verip, para kazanayım” diye ellerini ovuşturan bir tip..

Kendisine hakaret edilmesine sevinen, para kazandığı için kendisine daha fazla hakaret edilmesini arzu eden bir tip..

Tesadüfe bakın ki, bir gün önce, Söcü tv’ye çıkıp, orda herkesten helallik istiyordu.

“Haklarını helal etsinler” diyordu..

Komünistlerden bile helallik isteyen o adam, daha bir gün geçmeden, inananların yüz akı Akit’e salya sümük saldırmaya kalkıyor..

Bunların topuna diyeceğimiz, “Haydi ordan, riyakarlar.. Sizler, desteklediğiniz hırsızların çaldıkları paralara bakın. Onların hesabını önce verin.. Üç villanın hesabını verin. Murat Ongun’un 350 bin TL gelirle, 450 bin TL kirası olan Acarkent Villasında oturmasının hesabını verin.. En basit bürokratlarınızın bile, göreve gelir gelmez, villaya geçiş yapmasının hesabını verin.”

Kimsenin hastalanmasından, kaza geçirmesinden sevinç duyacak değiliz..

Ama, “elektriğe çarpılan” için “çarpıldı” diye başlık atılmasına kıyameti kopartanlar, yüzlerce basın emekçisinin çalıştığı bir medya kuruluşunu töhmet altında bırakmak için, vicdansızca “geberdi diye haber yaptılar” sahtekarlığına/iftirasına başvuruyorlarsa..

Kusura bakmasınlar, gizleyecekleri şeyler var demektir..

Onlar Porsche’lerini gizlesinler..

Purolarını gizlesinler..

5 milyona alıp, 6 milyona bir yıllığına kiraya verdikleri villalarını gizlesinler..

Köpekleri için, evlerinin içinde oda yaptıklarını gizlesinler..

“Açız” desinler..

Sonra “Suriyelileri atın bu ülkeden” desinler..

Vicdanı unutsunlar..

Köpek için sabaha kadar ağladığını söyleyip, can taşıyan göçmenlerin sınırın dibine hemen bırakılması için bağırıp çağırsınlar..

1 milyon Sünni Müslüman, Suriye’de Esed tarafından katledildiğinde, sınırımızın bile kapatılmasını isteyenler.. Kaçmak isteyenlerin sınırdan bu tarafa alınmamasını isteyenler..

Şimdi Suriye’deki yeni yönetim işbaşına geldikten sonra, İsrail’in kışkırttığı üç tane Nusayri ile ilgili olumsuzluk yaşandığında, “Alevilerin toplu katliama uğradıkları”nı ve Türkiye’nin derhal o insanlara yardım etmesi gerektiğini söyleyenler..

Sizleri de, yalanlarınızı da, montajlarınızı da, düşmanlıklarınızı da çok iyi biliyoruz..

Bizi korkutamazsınız..

İftiralarınızla bizi susturamazsınız..

İBB’de yaptıklarınız ortada..

“Silkele; hadi silkele” diyen başkanınız..

“Vız gelir, tırıs gider” diyen cumhurbaşkanı adayınız..

“Hodri meydan” diyen, İngiliz elçileri ile iş kotaran para babanız..

Şimdi eşi Dilek İmamoğlu’na mektup yazdırıp, Silivri cezaevindeki kadın tutukluların başka illere gönderilmemesini, Emine Erdoğan’dan rica ediyor..

Kimseye acımasızlık yapılmasın..

Yapıldığını da sanmıyorum..

Kimseye vicdansızlık yapılmasın.

Yapıldığını sanmıyorum..

Ama, Dilek İmamoğlu, Emine Erdoğan hanıma mektup; yazmadan önce..

Başka illere gönderilecek tutukluların, günde kaç saat, avukatlarla görüştüğünü bir sorsun..

Ailesinden insanlarla görüşsünler, itiraz etmem.

Oğlu ile eşi ile annesi ile babası ile kardeşi ile istediği kadar görüşsün..

Ama örgütü ayakta tutmak için, sabahtan başlayıp, akşama kadar avukatların biri gidip, biri geliyor ise..

Bunları söylemeyip, “Aile yılında, ailelere bu haksızlığı yapmayın” diye mektuplar yazılıyorsa..

“Siz önce, İBB’den gözünün yaşına bakmadan attığınız 30 bin işçinin bir aile sahibi olduğunu hatırlamanız gerekirdi” diyelim..

 “Kimsenin işine son vermeyeceğiz” deyip..

Memurlara bile görevden el çektirenler..

Aklımızla alay etmesinler..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat