Kimden yanasınız, “Go Home”cular, söyleyin!
- GİRİŞ19.06.2025 08:46
- GÜNCELLEME19.06.2025 08:46
Haydi buyrun kimden yana olduğunuzu söyleyin.
Müslüman olmanıza gerek yok..
Şia da olmanıza gerek yok..
İnsan hakları muhabbeti ile sabahtan akşama kadar solculuk taslamanıza gerek yok..
ABD emperyalizmine karşı olun yeter..
“ABD için yol ayrımı” başlığı atarken, birazcık utanın..
“Başkan Trump’ın kararı bekleniyor; İran’ın nükleer tesislerine GBU-57 ile saldırı mı, diplomasi mi?” derken, bunun tarihin kaydına geçtiğini, çocuklarınızın/torunlarınızın bu başlığı size soracağını unutmayın..
Trump’ın avukatlığını yapıp, sonra “Bağımsızlık bizim karakterimizdir” söylemine başvurmayın..
“Hamaney’e gözdağı verdi” diye manşet atıp, Amerikan uşaklığı yapmayın..
Deniz Gezmiş’in 6, Filo için “Go Home” afişleri ile protestoda bulunduğunu yarım asır sonra anlatırken, kendiniz “İsrail, İran’ın iki günlük Genelkurmay Başkanını öldürdü” başlığını kullanmayın.
Korkmayın.
“Haydutlar öldürdü” deyin..
Uşaklık yapmayın..
“Mafya babası gibi tehdit etti” deyin..
Çekinmeyin, “Uluslararası hukuk nerede. Gücü yeten gücü yetene, nedir bu terör örgütü uygulamaları” deyin..
“Trump: Saklandığı yeri biliyoruz” başlığını atarken, bir komşu ülkenin dini lideri için söylenen bu ahlaksızca sözü birinci sayfanıza koyarken, hiç mi utanmadınız?
Deniz Gezmiş için, defalarca “terörist” diye yazı kaleme aldım..
Yusuf İnan’ın temiz bir Anadolu çocuğu görüntüsünde olmasından da kaynaklı, kendisine sempati ile yaklaşmaya çalışsam da, yeni nesil gençlere kötü örnek olmaması için, silaha asla başvurmamaları gerektiğini bilinçlerine kazımaları için, o sempatimi bir defacık da olsa, dile getirmedim..
İsrail elçisini kaçırmış olmalarını, ABD’li 4 kişiyi rehin almalarını “Terörist devlete karşı, elçisi-melcisi mi olur. İsrail’in elçisi de, askeri de, ABD’li askerler de her şeyi hakkediyor” diye düşünsem de..
“Böyle hukuk dışı işlere başvuracak gençler, ülkenin kalkınmasına odaklansınlar, güçlü Türkiye’yi gerçekleştirsinler. Elçilerini kaçırmaya ihtiyaç duymadan, onların hepsini dize getiririz” diye düşündüğümden..
O sol hareketin, İsrail elçisini kaçırmasını, için için doğru bulsam da, kötü örneklik olmaması için hiçbir yazımda övmedim, normal dahi bulmadım..
Ama bugün..
Bugün Deniz Gezmiş’i savunduğunu iddia edenler, Amerika’nın kulu kölesi olmuşlar..
Bize, dünyaya; Amerikan propagandası yapıyorlar..
Tek bir eleştiri kelimesi kullanmadan, haydut Trump’ın sözlerini, “Cumhuriyet buraya kadar” dercesine..
“Hak, hukuk buraya kadar” dercesine..
Bundan sonra biz de teröristlerin maşası olacağız” dercesine..
Birebir yayınlıyorlar:
“ABD Başkanı Trump, Hamaney için ‘Nerede saklandığını tam olarak biliyoruz. Onu öldürmeyeceğiz, en azından şimdilik. Sabrımız tükeniyor’ dedi.
Hemen altına..
İsrail’in başlattığı saldırının altını çizmeden, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarında ölenlerin cenazelerinden değil..
İran’ın, İsrail’e yaptığı misillemede ölenlerin haberini, “Acı ve gözyaşı” başlığı ile verip, “İran’ın İsrail’e düzenlediği füze saldırısında yaşamını yitiren dört kişi Tamra’da toprağa verildi” diye yazabiliyorlar.
Yuh size..
Binlerce defa yuh.
Yazıklar olsun..
Hiç mi onurunuz kalmadı..
İran’ın, Suriye’de yaptıklarından dolayı, gönlümüz kırık olsa da.
İran’ın Rusya ile birlik olup, Esed zalimine verdiği destekten dolayı, kendilerini asla affedemeyeceğimizi düşündüğümüz halde..
Şimdi geldiğimiz noktada..
Esed ile zalimlikte yarışanlar..
Onu fersah fersah geçenler..
Bu ülkenin gazetelerinde, demeçlerini yayınlatıyorlar..
Açıklamalarını, “ABD Başkanı dedi ki” girişi ile yayınlattırıyorlar..
Trump diyormuş ki: “İran elini uzattı ve müzakere etmek istedi”.
Trump devam ediyormuş:
“Konuşmak için çok geç”
Vay zalimler vay..
Vay katiller vay..
Devam ediyormuş Trump: “Netanyahu’ya devam etmesini söyledim. O iyi bir adam ve çok şey yapıyor.”
Öyle mi?
Türkiye’deki sol basın, açıktan olmasa da, satır aralarında İsrail’i mi savunuyor.
Amerika’nın İsrail’e desteğini kapalı kapılar ardından alkışlayıp, sonra meydana çıkıp, onun rüzgarı ile, çaktırmadan imalar eşliğinde mesajlar vermeye mi çalışıyor..
O zaman haydi buyrun okuyun..
Hamaney’in, Suriye’deki hatalarını bilerek yazıyorum..
Gönlümüzün kırıklığını unutmadan söylüyorum.
Hamaney’in, haydut Trump’a cevabını aktarıyorum.. İsterim ki, biz verdiğimiz gibi, solcu olduğunu iddia eden, temel hak ve özgürlüklere, milletlerin kendi kendisini yönetme hakkına, hayat hakkına saygılı olduğunu iddia eden solcular da..
Hamaney’in cevabını versinler:
“Hiçbir İranlı yetkili Beyaz Saray’ın kapılarında yalvarmayı talep etmedi. Yalanlarından daha iğrenç olan tek şey, İran’ın Yüce Liderini ‘ortadan kaldırmak’ şeklindeki korkakça tehdididir. İran baskı altında müzakere yapmaz, baskı altında barışı kabul etmez ve kesinlikle güncelliğini korumaya çalışan eski bir savaş kışkırtıcısıyla asla. İran, her türlü tehdide karşı tehditle, her türlü eyleme ise karşılıklı tedbirlerle karşılık verecektir.”
Haydi ulusalcılar..
Haydi kemalistler..
Mustafa Kemal’in Anadolu topraklarında gözü olanlara karşı söylediğini iddia ettiğiniz cümlelerin benzerini Hamaney, emperyalistlerin yüzüne karşı tekrarlamış..
Kimden yanasınız?
Hamaney’den mi?
İran’da rejim değiştirmeye kalkışan emperyalistlerden mi?
Kimin yanındasınız..
Vatanını savunan, bu uğurda kimseden korkmadığını, gerekirse bu uğurda öleceğini haykıranlardan mı?
Yoksa, devlet başkanlarını, dini liderleri tehdit etmekten çekinmeyen bir avuç zorbadan mı?
Yok öyle, “haber veriyoruz” adı altında, çaktırmadan İsrail’in saldırılarını meşru gibi gösterip, İran’ın misilleme olarak yaptığı operasyonları durup dururken gerçekleştirilmiş saldırı gibi göstermek..
Yok öyle, haydutların tehditlerini, hukuksuz bir iş yapan kişiye karşı, uluslararası hukukun verdiği yetki ile yapılmış bir uyarı gibi göstermek..
Yok öyle, vatanını savunan insanları, aciz gibi göstermek..
Saklandıklarını iddia etmek..
Saklandığını iddia edenlerin uşaklığını yapmak..
Yeni Akit
Yorumlar13