Akit’in dürüstlük gereği attığı başlıklar üzerinden, bazı okurlar itiraz ediyorlar.

“Hayrola Kemal Kılıçdaroğlu’cu mu oldunuz” diyorlar.

Bunu söyleyenlerin bir kısmı, daha önce Kemal Kılıçdaroğlu ile hiç yanyana gelmeyen insanlar..

Onlara saygı duyuyorum.. Görüşlerini aktarıyorlar. Hatırlatmada bulunuyorlar. Uyarı yapıyorlar.

Ama düne kadar Kemal Kılıçdaroğlu ile yol yürüyenler..

Şimdi “Hayrola Kemal’ci mi oldunuz” diyorlarsa..

Biz de onlara hatırlatalım, “Hayrola Kemal düşmanı mı oldunuz?”

Öyle ya..

“Kemal Kılıçdaroğlu mu, Tayyip Erdoğan mı” ayrışmasında, Tayyip Erdoğan’dan yana tavır alanların, bugün CHP’nin kurultayında yolsuzluk olduğu tespit edilmesi tartışmasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık koltuğuna tekrar oturacağının tartışılmasında, “Ekrem İmamoğlu gibi bir yolsuzluk sanığı rakibimiz olacağına, Kemal Kılıçdaroğlu gibi, yolsuzluk noktasında diğerine göre çok daha masum birisinin olması, Türkiye siyaseti açısından tercih edilecek bir durumdur” gerekçesi ile, Tayyip Erdoğan tercihinden ayrılmaksızın, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana tercihte bulunulmasının absürt bir durum olmadığını söylemek gerekir..

Dün de Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeyi yönetmeye en layık kişi olduğu görüşündeyiz. Bugün de.

“CHP’nin başında kim olsun” denildiğinde ise..

Cevabımız, “CHP’liler bilir. Ama, yolsuzluk yapan birisi olacağına, yolsuzluk yapma konusunda aleyhindeki iddialar çok daha düşük kalan birisinin CHP’nin başında olması, daha uygundur” şeklinde oluyorsa..

Buna niye itiraz ediliyor?

Hele hele..

Düne kadar, “Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir lider. Cumhurbaşkanı adayımız. Tayyip Erdoğan’ı yenerse, Kemal Kılıçdaroğlu yener. İlk defa CHP’nin adayı, 5-6 parti tarafından desteklenecek şekilde, güçlü olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine giriyor” diyenlerin, şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı, Ekrem’ci olmalarını ne ile izah edebiliriz ki?

Biz dün de Kemal’ci değildik. bugün de.

Ama yolsuzluklarla anılan birisi yerine, yolsuzluk defosu daha az birisinden yana tavır alıyoruz.

Bunun sebebini de açık açık söylüyoruz.

Bunda garipsenecek ne var? Öyle bir algı oluşturuyorlar ki..

Sanki Ekrem İmamoğlu, CHP’yi alıp uçuracakmış. Biz de onun için, CHP’nin başında Ekrem İmamoğlu’nu istemiyormuşuz, gibi algı oluşturuyorlar..

Alın kardeşim, CHP’nin genel başkanlığı da, emanet başkanlığı da, hepsi sizin olsun..

Biz sizin iyiliğiniz için, yolsuzluktan sabıkalı bir genel başkanınız olmasın diye, tartışmaya girdik.. Tartışmaya girdiğimize gireceğimize pişman etmeyin, bizi..

İki villayı 10 milyon TL gibi komik bir bedelle, belediyeden ihale verilen isimden satın alan adamın genel başkanlığına çok meraklı iseniz, buyrun hayırlısı olsun..

Yok canım, bize, “Ekrem İmamoğlu genel başkan değil ki” demeyin.

Hepimiz biliyoruz ki, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi.

Hem de, şantaj altında tuttuğu bir emanetçisi..

Arka planda Ekrem olmasa..

Ekrem’in dağıttığı milyon dolarlar olmasa.

Özgür Özel’i kim takar?

Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanlığı’ndan emekli olan Hamdi Yaver Aktan mı takar?

Kim Hamdi Yaver Aktan?

Rize Başsavcısı iken, Rize Belediye Başkanı Şevki Yılmaz hocamızın, resmi tören gününde rahatsız olmasına soruşturma açan bir yasakçı..

Seçilmiş insanları, resmi törenlere katıldı-katılmadı diye fişleyen bir despot kafa..

Rize Başsavcısı iken bu despotluğu yaptığı, Refah Partili bir belediye başkanına, kıldan tüyden iddialarla ceza davası açtığı için ödüllendirilip, Yargıtay’a üye seçildiğinde ise..

Dindar insanların düşünce açıklamalarından dolayı cezalandırılması için absürt bir şekilde yorumlanan ceza kanunu maddelerinin ihlali ile ilgili davaları inceleyen 8. Ceza Dairesi’ne yerleştirilen..

O dairede iken, Tayyip Erdoğan’ın milletvekili adaylığını önlemek için, “Şiir okuduğu için aldığı ceza infaz edilmiş olsa da, milletvekili adayı olmasına engel durumu devam etmektedir” sonucunu doğuran kararı veren ve bu kararı Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile birlikte organize eden, eski dönemin derin adamlarından birisi..

Düşünebiliyor musunuz?

Dün; belediye başkanlarını, yolsuzluktan değil, resmi törene sağlık sıkıntısı sebebi ile katılamayan belediye başkanına dava açan..

22 yıldır milletin tekrar tekrar tercih ettiği isme milletvekilliğini çok gören ve onun milletvekilliğini önleyerek, siyasi hayatını bitirmek isteyen bir savcı.. Bir Yargıtay üyesi..

Şimdi, daha düne kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçileceğine dair büyük ümitleri olduğunu da dillendirmiş iken.. Şimdi yolsuzlukların kralına imza atmış Ekrem İmamoğlu’nu savunup, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçici olarak geçmesine karşı çıkıyor..

Kimler, kimlerle birlikte, görüyor musunuz?

Bu ismin, aynı zamanda Bingöl Belediye Başkanı Selahattin Aydar’ın, “Çocuklarımıza Sahip Çıkalım” başlıklı yazısından dolayı mahkum olması yönünde karar veren dairenin üyesi..

Geçelim, Cumhuriyet gazetesinin kurultay iptali ile ilgili CHP davasını kastederek attığı “Davanın altı boş” manşetinde konuşturulan ikinci isime.. Bu isim kim biliyor musunuz?

Birincisi düşünce özgürlüğü konusunda yasakçı tavrı sebebi ile birçok belediye başkanının cezaevine girmesine sebep olan sabıkası boyunu aşan Hamdi Yaver Aktan..

İkincisi de..

Sıkı durun.

Nasıl bir ekip ile karşı karşıyayız, görün.

Ekrem İmamoğlu’nun kimlerle iş kotardığını görün.

Biraz önce Tayyip Erdoğan milletvekili adayı olmak istediğinde, 2002 yılında önüne engel çıkartan 8. Ceza Dairesi kararından bahsetmiştim ya.

O kararı veren 5 üyeden birisi Hamdi Yaver Aktan idi.

Dairenin üyesi olmasa da, kararda en başrol oyunu sergileyen de, Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu idi. 

Durun acele etmeyin.

“Sabih bey öldü. Mezardan mı konuşturmuşlar, sen mi kafayı yedin” diye bana sormayın.

Sabih Kanadoğlu’nun oğlu, Anayasa Hukuk sözde Profesörü Korkut Kanadoğlu, Cumhuriyet’in konuşturduğu ikinci isim.

O da CHP’nin kurultay iptali davası için demiş ki: “Üç aylık süre geçti. Dava reddedilmeli.”

Yani diyor ki, Ekrem’in emanetçisi Özgür Özel genel başkanlığı sürdürmeli..

Şimdi söyler misiniz.

Dersem ki, “Babadan oğula geçen, bir düşmanlıkla, hep aynı çizgideler. Dindarlar için siyaseti yasaklamak isteyenler. Şimdi yolsuzluk yapanlar solcu dahi olsa yolsuzluk yapmayan arasında tercihte bile, saflarını değiştirmiyorlar. Dindarla solcu arasında tercihte solcudan yanalar. Solcular arasında tercihte ise, yolsuzluk yapan, yapmayana tercih ediliyor.

Tablo bu..

Ekrem’e sahip çıkanların sabıkaları bu..

Kimse bize, “Canım belediye başkanına bu yapılan doğru mu” demesinler.

Örnekler ortada.

Ekrem’e destek çıkanların sabıkaları ortada...
 

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi