Madımak-Başbağlar kıyaslamasına odaklanmıştım..

Solcuların Madımak-Başbağlar özelinde sahtekarlıklarını, acımasızlıklıranı, ikiyüzlülüklerini aktarıyordum.

“Özgür Özel şunu demiş” denildiğinde..

“Tamam canım. Yazarız. Şimdi Madımak ve Başbağlar’ın yıldönümü. Onu da yazarız” diye, erteliyordum..

Baklava kutularında avrolar çıktığını gösterip, arkadaşlar, “Hâlâ Madımak-Başbağlar özelinde mi devam ediyorsun” diye sorduklarında.

“Evet, Madımak-Başbağlar üzerinden solcuların sahtekarlıklarını yazmaya devam edeceğim. Baklava kutusunda avroları da, daha sonra yazarız” cevabı veriyordum..

Madımak-Başbağlar kıyaslamasına bugün de devam edecek, solcuların gerçek yüzlerini ortaya koyacaktım..

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in şu sözlerini okuyunca..

“Hayır, bu sözleri tüm kamuoyuna duyurma konusunda üzerimize düşen vazifeyi yapmamız zorunlu” dedim.

Neydi, Özgür Özel’in utanç dolu sözleri, aktarayım:

“Kork kardeşim. Bak o meydanlarda şu anda prova yapıyoruz. 81 ilde sen fragman izliyorsun, fragman. Korku filmini izleteceğim sana.”

Bu ne arkadaşlar?

Neyin fragmanından bahsediyorsunuz.

Ne korkmasından bahsediyorsunuz?

Neyin tehdidi bu?

Heeey.. Saadet Partili kardeşler..

Yanlış anlamayın, sizden yardım falan istiyor değiliz..

15 Temmuz’da tankları olanlara karşı bu millet nasıl sokağa indi ise..

Milletin seçtiği cumhurbaşkanını tehdite kalkan bu eczacı bozuntusunun tehditlerine karşı da..

Bu millet sokağa iner, İsmet İnönü’nün saklandığı samanlıklara kadar kovalar..

Ne demek bu?

Ne demek, “Kork”?

Sandıktan Erdoğan çıktı mı?

Çıktı.

Üzerinden 2 yıl geçmiş.

Yeni seçime üç yıl var mı?

Var..

Sen, seçime üç yıl var iken.

Kimi ne ile tehdit ediyorsun?

Devam ediyor, İnönü atası, zoru görünce samanlıkta saklandığı gibi, kendisi de zoru görünce, ya ayağını kırıp sakat numarası yapacak, ya da saklanacak samanlık arayacak olan Özel:

“Korku filmini size izletmeyen ne olsun. Fragman izliyorsunuz 2 milyon kişiyle.”

Heey..

“Etik siyaset yapacağız” diyerek AK Parti’yi beğenmeyen/eksik bulan ve ayrı parti kuran, sonra da CHP’ye payanda olan Ahmet Davutoğlu..

Nerdesin?

Stratejik Derinlik kitabının müellifi, neredesin..

Stratejik Derinlik kim, sen kim?

Sen olsan olsan, CHP çukuruna düşen bir ...

Yazamıyorum..

Yazdığımı siliyorum..

“Ama hakketti” diyorum..

 Yine de yazamıyorum..

Açacağı davadan falan korkmuyorum..

Çok çok fazlasını hakketti.

Bu ülkede dindar insanların böyle alçakca tehditlere maruz kalmasının müsebbipleridir, o altılı masanın muhafazakar liderleri..

Ama ne yaparsınız..

İnancımız bizi frenliyor..

AK Parti’yi kutuplaştırma siyaseti yürütmekle suçlayıp, “Bu politikaya son vereceğiz” diyordun..

Gittin CHP’ye koltuk değneği oldun..

Cumhurbaşkanlığı seçiminde de CHP’yi destekledin..

Mahalli seçimlerde de, bu ülkede ezanı yasaklayan CHP’yi destekledin. 

Başörtüyü bu ülkede yasaklayan CHP’ye destek verdin..

Bak şimdi, senin Dışişleri Bakanı olduğun dönemde Mısır’da yapılan darbeyi övecek kadar pespayeleşen CHP Genel başkanı ne laflar ediyor..

Sen verdin bu cesareti Özel’e.

Temel Karamollaoğlu verdi. Ali Babacan verdi..

Hepiniz utanmalısınız.

Bu ülkede alnı secdeli insanların da siyaset yapabileceğinin, partisi kapatılmadan, yiğitçe mücadele edebileceğinin göstergesi olan Tayyip Erdoğan’ı devirmek isteyenlere, iki kelime edemiyor musunuz?

Özel’in, Mısır’daki darbe ile ilgili sözlerine geleceğim..

Ama öncesinde bak nasıl kağıttan tayyare yapıp, kendi kendine seçim ilanı yapıp, sonra da tehditlerini sürdürüyor:

“Aha da 2 Kasım ortada. 2 Kasım’a sen sandık koymazsan, kasıma ben bir sandık koyarım. Koyar mıyım, koymaz mıyım hep beraber bakarız. Yok, sen sandığı elden almaya kalkarsan, sandığı hangi ellerle kurduysak, o ellerle kurtarırız.”

Ne diyor bu?

Manyak mı, geri zekalı mı?

Lütfen kimse bana, “Biraz nezaket. Karşındaki bir siyasi parti genel başkanı” demesin..

Siyasi parti genel başkanı ise, önce bunun hakkını kendisi versin.

Anayasa “2028 Mayıs ayında seçim yapılacak” derken.

Birisi “2 kasım 2025’te sandığı koy, koymazsan” diye söze girerse..

Kimse kusura bakmasın, bu millet bunların tehditlerine baş eğecek değil..

Ve geliyoruz, Mısır’daki darbeyi öven cümlelere:

“Mısır’daki meydanı izlediğiniz gibi televizyondan izlersiniz Türkiye’deki o demokrasi meydanlarını.”

Ahlaksız adam..

Zalim herif..

O bahsettiğin Mısır’daki meydanda, bir gecede 4 bin insan kurşunlanarak öldürüldü..

Ne diyorsun yani..

“Yolsuzluklardan bunaldık. Arkadaşlarımızın her biri hırsız çıktı. Çıkmaya da devam ediyor. Bir an önce seçime gitmeliyiz ki, hepimizin hırsızlığı ortaya çıkmasın. Seçime hemen gitmezseniz, sokaklarda bir gecede 4 bin insan kurşunlanarak öldürülür, siz de televizyondan seyredersiniz” mi demek istiyorsun?

Biliyorsan konuş.

Bilmiyorsan, cahilce laflar etme..

Anlık hafıza kaybı mı yaşadı, nedir..

Hemen ardından sözlerini de şöyle düzeltmeye çalışıyor, Özgür Özel:

“Kimseyi darbe ile tehdit etmiyoruz. Kimseyi kaba kuvvetle tehdit etmiyoruz.”

Hah işte... Yaptığının darbe tehdidi olduğunu, kimse hatırlatmadan da, kendin de anlamışsın.

Düzeltme yapmaya çalışıyorsun..

Ama sonra yine saçmalıyorsun:

“Ama birisi darbeye kalkarsa, sandığı almaya kalkarsa, bir takım yollarla bu milletin elinden seçimi almaya kalkarsa bu millet kendi elleriyle sandığı geri getirir. Ondan hiç kimse fazladan kabadayılığa girişmesin.”

Haydaaa.

Sanki 2 Kasım’da, anayasa gereği bir seçim takvimi varmış da..

Birileri sandığı erteliyormuş gibi.

Ya kafayı yedi Özgür Özel.

Ya da, ağır bir şantaj altında.

Deli saçması sözler sarfediyor.

Akıl hastanesi tavsiyesinde bulunacağım ama.

Yine düzeltiyor sözlerini, hemen ardından:

“2 Kasım’da yüreği yeteni seçime bekliyorum.”

Biraz önce, 2 Kasım’da anayasal takvim gereği seçim varmış gibi konuşan Özgür Özel..

Bir dakika sonra..

“Yüreğin yetiyorsa” diye düzeltiyor.

“Hazır isen” diye devam ediyor.

“Birinci parti isen çık karşıma” diyor..

İyi de, darbe tehditçisi Özel, bu hikayeleri biz ilk defa dinlemiyoruz ki..

2002’de Ak Parti iktidara geldi. 2003’ten itibaren başladığınız, “kendine güveniyorsan, gel erken seçime” diye. Sonraki yıllarda da, ne zaman seçim yapılsa, bir yıl sonra aynı hikaye..

“Kendine güveniyorsan, çık karşıma..”

Zamanı geldiğinde yapılan seçimde ise, yine yenildiniz. Yine yenildiniz. Yine yenildiniz.

Son mahalli seçim mi?

Onda da, çaldığınız paraları dağıtarak, bir adım öne geçtiniz.

Şimdi çaldıklarınızın hesabını veriyorsunuz.

Ali Karahasanoğlu /Yeni Akit Gazetesi