PKK silah bıraktı. Ulusalcılara, derin PKK’lılara aman dikkat!
- GİRİŞ12.07.2025 09:10
- GÜNCELLEME12.07.2025 09:10
Veee.. Dün PKK, sembolik de olsa silahı bıraktı.
Silahlar yakıldı..
Umut ederim ki, o silahların yerine, yenisini vermek isteyen dış güçlerin oyununa gelinmez.
O silahlar bir daha asla, ele alınmaz.
Bundan sonraki süreçte, bir hak talep ediliyorsa, bu meşru zeminde, gerek hukuki müracaatlarla, gerekse siyasi çalışmalarla talep edilir, genel kabul görüyor ise hayata geçirilir. Genel kabul görmüyorsa, genel kabul göreceği zamana ertelenir.
“Silahla hak isteme” yanlışına düşülmez.
Ben cümleyi böyle kuruyorum..
Dolayısıyla DEM’in açıklamasına da ifrit oluyorum.
Ne demişler de beni kızdırmışlar?
“Şimdi hep birlikte demokratik, siyasi ve hukuki düzenlemeleri yaparak geleceğin demokratik Türkiye’si için adım atma zamanıdır, demokratik siyaset mücadelesini büyütme zamanıdır.”
Söylenilen şey, matematiksel gerçekler olur..
Canım kurban.
Ama benim “demokratik” görmediğimi, sen zorunlu “demokratik hak” diye görebiliyorsun..
Benim asla taviz vermediğim bir konuyu, sen önemsiz görebiliyorsun..
Somut örnek.
Ben, darbe anayasasından, mutlaka kurtulmamız gerektiğini söylüyorum..
Ama CHP’liler ve diğer partililer, “böyle de olur” diyorlar..
CHP’liler “laiklik olmazsa, hiçbir şey olmaz” diyorlar..
Ben, “Laiklik anayasada yazsa ne olur, yazmasa ne olur. Yazıldığında tam aksi uygulamaları da görmedik mi” diyorum..
Dolayısı ile önemli olan, temel hak ve özgürlüklerde buluşmak..
PKK bağlamında somut örnekleri verecek olursak..
Elinde devlet gücünü tutan, veya kendisini güçlü hisseden grup/kişi, diğerine dışkı yedirmeye asla kalkışamaz. Kalkışanı kimse koruyamaz..
Hiç kimse, hiç kimseye işkence yapamaz.
Başkasını kendi siyasi görüşüne tabi olmadı diye, ideolojisine katılmadı diye, haklarını kısıtlayamaz..
Kimse yargısız infaz yapamaz..
Elin İngiliz’ine, Fransız’ına tanıdığımız hakları, bu ülkenin insanlarına çok görüp, o talepleri bahane ederek kimseye ayrımcılık yapamayız.
Turistik bölgelerde İngilizce tabelalar konulabilirken, Türkçe bilmeyen vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerde, Kürtçe alternatif tabelayı, kavga sebebi yapmamamız gerekir.
Hatta, Arapça konuşan nüfusun yoğun olduğu bölgede asılmış olan Arapça tabelayı, İngilizce tabelalara hoşgörü ile bakarken, engelleme konusu yapmamalıyız.
Ama böyle çelişkili uygulamalar var diye de..
Kimse, açacağı dava yerine, yapacağı siyasi çalışma yerine, eline silah alıp, “sen bu hakkı bana niye vermiyorsun” da dememeli..
“Sen bana bu hakkı vermiyorsan, ben de silahlı mücadele başlatıyorum” asla dememeli..
Bunu yapanlar var ise, hiç kimse “Hak arıyorlar” güzellemesi yapmamalı..
PKK’nın silah bırakmasına bakış açım bu.
Ama görüyorum ki..
Cumhur İttifakı karşıtları, birbirine taban tabana zıt kesimleri içlerinde barındırdıklarını bir defa daha gösterdiler..
Sözcü gazetesi PKK’nın silah bırakmasından büyük bir rahatsızlık duyduğunu açık açık belirtmese de..
Kemalistleri, ulusalcıları, kendisini milliyetci ve ülkücü olarak tanımlayan ama Kent Uzlaşısı’na da itiraz etmeyen Millet İttifakı içindeki Türkçü damarı provoke etmek için, dün şöyle başlık atmışlardı:
“Öcalan’a promter kurup, ‘Ulusal savaş’ dedirttiler.”
Okuyan herkes, Öcalan’ın silah bırakmaktan vazgeçip, “ulusal savaş” başlattığını sandılar..
“Biz demedik mi, silah bırakmazlar, iktidar yine aldatıldı. Milleti aldattı” diye başlayan yorumlar da, hemen devreye girdi..
Haberin içini okuyorsunuz: “İmralı canisi 26 yıl sonra yayınlanan videosunda prompter kullandı. ‘Ulusal kurtuluş savaşı stratejisine son verildi’ diye konuştu.”
Başlıkta savaş başlatıldığı izlenimi veriliyor.
Haberin içinde ise, “savaşa son verildiği”nin açıklandığı aktarılıyor..
Bu çarpıtmalardan bile medet uman bir kemalist mantıkla karşı karşıya olduğumuz gibi..
Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atan, sahte barış taliplileri de, çaktırmadan silahlı mücadeleyi savunan hokkabazlar da, dün yorulmadan ortalığı karıştırmaya devam ettiler..
Şu gazetede, bu internet sitesinde, barış yanlısı, hatta PKK karşıtı gibi görünenlerin bakın kaleme aldıkları yazılarında, fitne ateşini körükleyecek hangi ifadeler vardı:
“PKK silah bıraktığını sembolik bir şekilde kamuoyuna göstermek için Süleymaniye’de bulunan Dukan bölgesindeki Casene Mağarası’nda bir grup gerillanın katıldığı bir tören düzenledi.”
Heeey.. Siz kimsiniz. Neyi savunuyorsunuz..
PKK ifadesinin başına tek bir sıfat eklemeden, “terör örgütü” demeden, diyemeden..
Ama “terörist” kelimesi yerine de, “gerilla” ifadesini ustalıkla yerleştirerek..
Ne yapmak istiyorsunuz.
“Törende KCK Eş Başkanı Bese Hozat’ın liderliğinde 30 kişi savaşmak üzere kullandıkları silahlarını ve mermilerini geniş bir kazanda yakılan ateşe bıraktı” diyerek, aslında savaş kışkırtıcılığı yaptığınız, terörizmi desteklediğinizi ortaya koymuyor musunuz?
Sanki meşru bir siyasi partiden bahsediyormuş gibi, “KCK Eş Başkanı” ifadesi nedir?
Başkanlığı da boşverdik, bir de “liderliğindeki” ifadesi ile bir terör örgütünün vicdansızca işlenmiş cinayetlerinden sorumlu tutulması gereken kişiye yapılan övücü sıfatların arkasında hangi amaç yatıyor?
Alıntıyı, bir PKK internet sitesinden yapmıyorum.
İfadelerin sahibi, kamuoyunda açıkca, PKK yandaşı olarak bilinen isimlerden birisi değil..
Bu ülkede, laik devletten yana olduklarını iddia eden, Tayyip Erdoğan’ı devirmek için, Temel Karamollaoğlu ile bile işbirliği yapmaktan sakınmayacak kadar kendi ideolojilerini de terk edebileceklerini gösteren takıyyeci bir zihniyetin mensubu..
Millet İttifakı’nın bir yandan PKK yandaşı, bir yandan milliyetçi geçinen İP ekibi, bakın PKK’nın silah bırakması üzerinden, nasıl paslaşıyorlar.
PKK sempatizanı olmasa da, milliyetçi geçinen İP’lilere top ortalayan kemalist sitede, şu ifadeler yer alıyor:
“Hozat’ın konuşmasına ‘yasal ve anayasal düzenlemelerinin ivedilikle yapılması’ gerektiği vurgusu hakimdi.”
Yani diyor ki, “Müsavat Dervişoğlu, topu ortaladım, sen de silahların yakılmasını itibarsızlaştırmak için, golü at.”
Diyor ki, “Çık Müsavat. PKK istiyor diye, anayasa değiştirilmez” de.
“Kavgayı başlat” diyor.
Böylesine kirli bir oyun oynanıyor..
Böylesine ahlaksız bir ilişki içinde, ülkenin geleceği, yine silahlara teslim edilmeye çalışılıyor..
Oysa, PKK bir terör örgütüdür. Nokta.
Silahı bırakması gerekir. Nokta..
Kürtler dahil, hiçbir insanımıza, hiçbir insan hakkı ihlali reva görülmemelidir. Nokta..
İngiliz vatandaşları, Fransız vatandaşlarının bile ülkemizde yapabildikleri hiçbir şeyi, kendi vatandaşlarımızdan esirgememeliyiz. Nokta..
Bunu söyleyeceğinize..
Bu cümleleri kuracağınıza..
Kalkıp da..
“Barış Anneleri’nin ve ardından Kürt siyasetinin tanınmış, bedel ödemiş simalarının gözyaşlarını tutamadığı” ifadelerini kullanıp, bu ülkenin binlerce şehidinin yakınlarının gözyaşlarını görmezden gelen ve onları rencide eden ifadeleri kullanırsanız..
Kusura bakmayın.
Siz, savaşı körüklüyorsunuz demektir..
Barışı istemiyorsunuz demektir..
Silah bırakmaya karşısınız demektir..
Anladın mı, Sözcü ekibi...
Anladın mı, ulusalcılar.. Kemalistler..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar2