Bülent Arınç, kemalist Cumhuriyet, İslam karşıtı Sözcü el ele

  • GİRİŞ02.08.2025 08:55
  • GÜNCELLEME02.08.2025 08:55

Bülent Arınç bey, eşine başörtü yasağı uygulamak isteyen CHP’nin belediye başkanlarının hırsızlıklarını savunup, onlarla birlikte akit’e “utanmaz” diye hakaret etmiş..

CHP’liler, düne kadar eşinin başını açtırmak istedikleri Bülent Arınç’ı, şimdi Akit’e hakaret ettiği için alkışlıyorlar..

Sözcü gazetesi, Arınç’ın hakaret içerikli sözlerini büyük bir aşkla manşetlerine taşıyarak, internet sitelerinden veriyorlar.

Kemalist ve başörtü yasakçısı, dindar karşıtı cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde de manşet olmuş, Arınç’ın Akit’e saldırısı.

Sosyalist, marksist Birgün gazetesi de öyle.

Başörtü yasakçıları, sosyalistler, kemalistler, laikçiler, ateistler, din karşıtları, büyük bir iştahla, Bülent Arınç’ı alkışlıyorlarsa..

Arınç’ın düşünmesi gerekmez mi, “Ben ters yola mı girdim acaba?”

Ama esas ilginç olan şu: Bülent bey AK Parti’nin mahalli seçimlerde ikinci parti durumuna düşmesinden üzüntü duymuş gibi, bizi ve bizim gibi CHP’lilerin hırsızlıklarını yazanları suçlayarak, “sizin yüzünüzden oldu” diyor..

Mahalli seçimlerde, HDP’den ve İyi Parti’den aldıkları ödünç oylarla birinci olan CHP’nin, AK Parti’yi ikinci sıraya düşürmüş olmasından üzülmüş gibi konuşuyor.

Oysa.

Arınç’ın sözlerinden en çok, CHP’liler sevinç duyuyorlar..

Onlar, AK Parti’nin ikinci duruma düşmesine üzülmüyorlar ki. 

Burda bir yanlışlık yok mu, Bülent bey.

Sen gerçekten AK Parti’nin birinci olmasını istiyorduysan. Ve İkinci olmasından üzüntü duydu isen. Niçin senin son sözlerine, CHP’nin birinci olmasından dolayı büyük sevinç duyanlar, alkış tutarak destek veriyorlar?

Diyelim ki, sen Akit’i ekarte ettin..

İddian o ki, o takdirde AK Parti birinci olacak..

Böylesi bir durumdan Sözcü, Cumhuriyet, Birgün memnun olmazlar ki, senin Akit’e şimdi saldırından da memnun olsunlar..

Seni şimdi alkışlayanlar, seni arkadan itenler. İstiyorlar ki, Akit ekarte olsun. AK Parti gerçekten ikinci duruma düşsün.

Şunu da söyleyeyim..

Biz o solcuların yaptıkları gibi, usuli tartışmalarla, işin esasına hiç girmeden, konunun özünü gözlerden kaçırmayız.

Hırsızlığı sebebi ile tutuklanan CHP’liler gibi, “Cumhurbaşkanı adayı oldum, onun için soruşturma açıldı” deyip, iki villanın 10 milyon TL’ye alınmasının izahını gözlerden kaçırmak isteyenler gibi, "cambaza bak" oyunları yapmayız..

Yanlış bir haber yapmışız da, şimdi usuli savunmalarla, olayın üzerini kapatmaya çalışıyor, değiliz..

Arınç’ın bize sataştığı somut olayı yazayım..

Adli Tıp Kurumu, Beylikdüzü’nün görevden alınan belediye başkanı hakkında, “Hastanenin kanser riski var tespitleri yanlış. Gerekli tahliller tam olarak yapılmadan, sanki bir hastalık varmış gibi sonuç bildirilmiş. Dosyadaki belgelere göre, böyle bir hastalık sonucuna varmak doğru değil” demiş.

Hırsızların cezaevinden çıkarılması için ter ter tepinenler, “Ama cezaevindeki başkanımız sürekli zayıflıyor” demişler.

Adli Tıp Kurumu, ona da cevap vermiş:

“Sürekli zayıflamıyor. Gerektiğinden fazla kilolu imiş. Şişmanmış. Şimdi olması gereken kiloya inmiş. Bu 'olması gereken kilosu'ndan sonra, eğer yine kilo kaybı olursa, mutlaka bilgi verin” demiş.

Sonrasında yaşanan bir kilo kaybı da bildirilmemiş.

Böylesi bir durumda, biz ne yapmalıydık?

“Hırsızları salıverin, FETÖ’cüleri salıverin.. Akın İpek’in milletten çaldığı malvarlığını iade edin.. Melek İpek’in, zekat paraları ile aldığı yalıda oturmasına izin verin.. Fetullah Gülen’in cenazesini Pensilvanya’dan buraya getirin.. Akit gazetesinin de kapısına kilit vurun” mu demeliydik?

Biz yayın kurulunda oturup, Beylikdüzü eski Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık için, oturduğumuz yerden, “Ne yapalım, ne yapalım.. Hastane risk var diyor ama. Boşver, biz işkembeden sallayalım..  ‘Turp gibi’ diyelim” mi demişiz?

Hasta raporunu veren doktorlardan çok daha kıdemli, çok daha tecrübeli olan Adli Tıp kurumu “Hasta değil” raporu düzenlemiş.

Biz de; Bülent Arınç’ın da, savcılığın da, mahkemenin de, hatta tutuklunun da yakınlarının en çok saygı göstermesi gereken Adli Tıp Kurumu’nun kararının haberini yapmışız.

Yerel hastanenin belgeleyemediği, varmış gibi gösterdiği hastalığı, Adli Tıp Kurumu “şu an böyle bir tespitin belgesi yok” diye reddederken, biz ne yapmalıydık?

Adli Tıp Kurumu raporunu çöpe mi atmalıydık. “Hırsızı savunalım ki, ardından da hırsızlık paralarını paylaşalım.  Adli Tıp Kurumu raporunu görmezden gelelim” mi diyecektik..

Net soruyorum:

Lenfoma hastalığı için “var” diyemeyen, sadece “risk var” diyen raporu gösterip.. Adli Tıp Kurumu'nun "hastalık tespiti yok" raporunu çöpe atan mı ahlaksızdır.. 

Düzmece raporlarla, yolsuzluk yapan hırsızları dışarı çıkartmaya çalışanlar mı ahlaksız. Onlara destek verenler mi ahlaksız..

Yoksa Adli Tıp Kurumu raporunu haber yapan biz mi ahlaksızız..

Takdiri kamuoyu yapsın..

Devam ediyorum..

Açın Akit gazetesini. Açın internet sitemizi ve Akit Televizyonunu.

İddialı olarak söylüyorum, tüm gazetelerin, internet istelerinin, televizyonların hepsinin içinde, kadın vucudu teşhir edilmeyen, kripto paraların reklamı yapılmayan, vatandaşın dolandırılmaması için reklamlarında bile ince eleyip, sık dokuyan, “para gelsin de nereden gelirse gelsin” demeyen tek medya organıyız.. Haydi bizim refikimiz olan bazı medya organları alınganlık göstermesinler.. Şöyle düzeltelim.. Belirttiğimiz konularda hassasiyet gösteren birkaç medya organının en önünde yer alan medya organıyız..

Ama Arınç’ın Akit’e saldırdığı sözleri, büyük bir şehvet ile manşetine taşıyan medya organlarını açtığınızda..

Baldır bacak fotoğraflarından başlayın, kripto paralara kadar.. Dindar insanlara salya sümük küfürlere kadar her türlü edepsizlik var.

Şimdi Arınç’a soruyorum.

Senin sözlerini edepsizler baştacı ettiğine göre..

Senin sözlerin, edepsizleri sevindirdiğine göre.

Sen ne oluyorsun?

Ona da bu sefer okurlarımız değil, buyur sen karar ver.

Bülent bey, “Ben sadece CHP’li Murat Çalık’ı ziyaret etmedim, herkesi ediyorum” diyor.

O zaman hatırlatayım.

Sivas mazlumlarını hayatında kaç defa ziyaret ettin, Bülent bey.

Hırsızları cezaevinde bile ziyaret ediyorsun. Peki, yolsuzluktan hiç sanık sandalyesine oturmamış Akit gazetesindeki gazetecileri, hayatında hiç ziyaret ettin mi Bülent bey..

FETÖ’cü Akın İpek’in annesi Melek İpek’i, hatta Londra’ya kaçan oğlunu kurtarmak için, AK Parti’deki kimliğini de kullanarak, kimlere kimlere aracılık ricasında bulunduğunu ortaya döksek, burdan Hakkari’ye yol olur..

Balyoz ve Ergenekon davaları öncesinde, darbeci subayların TSK’da hükümran olduğu dönemde, 312 general birlik olup, Akit’e dava açtıklarında, bir telefon ile “Geçmiş olsun. Üzüldüm. Bir yardımımız olursa, sevinirim” demiş miydin, o davanın bir tane duruşmasına katılıp, “Sizi boğmak isteyenlere karşı, ahlaklı bir insan olarak, mazlumun yanında olan bir insan olarak burdayım” diyebilmiş miydin Bülent bey..

Eğer hastalık üzerinden örnek vermek gerekiyorsa..

28 Şubat günleri idi. Şevki Yılmaz hoca, Rize Belediye Başkanı. 10 Kasım törenlerine katılmamış. Kıyametler koptu. Şevki Yılmaz hoca, 10 Kasım gününü de içeren bir rapor sundu, "mazeretim var" dedi. Şimdi Murat Çalık için, "Adamcağız hasta. Bak Adli Tıp Kurumu aksini söylese de, hastanedeki üç tane solcu doktor, 'risk olabilir' demiş. Niye tahliye etmiyorsunuz. Niye hırsızlık yapmış olsa bile, sağlığını öne çekerek, serbest bırakmıyorsunuz" diyenler..

Evet tam da bunu diyenler..

Adını da vereyim. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne daha sonra üye yapılarak taltif edilen, ordaki üyeliği sırasında da Tayyip Erdoğan'ın süresi dolan şiir okuma kaynaklı hapis cezasının milletvekili olmasını engelleyecek şekilde devamı yönünde karar veren Hamdi Yaver Aktan, Rize Başsavcısı olarak, hemen soruşturma açtırıp, hem Şevki Yılmaz hocayı, hem de kendisine üç günlük rapor veren doktoru yargılattı.

Yanlış okumuyorsun Bülent bey..

Destek verdiğin CHP’liler, bu ülkede "10 Kasım törenine katılmayan birisine nasıl rapor verirsin" diye, bir doktora 2 yıl hapis cezası verdirdiler. Gidip ziyaret etmiş miydin o doktoru, Bülent bey?

"Bu ahlaksızlar, edep yoksunları, sizi cezaevine mi koydular. Onların borusunu bu ülkede susturmazsam, bana da Bülent Ersoy demesinler” demiş miydin.

Pardon Bülent Arınç idi, muhatabımız..

Yanlış oldu..

Düzeltir özür dileriz..

Bir de “Gözlerini hırs bürümüş.” diye suçlama yapıyor, Bülent bey..

Akit’de vekillik peşinde koşan, 20 yıldan sonra bu sefer de oğlunu vekil yaptırmak için araya sokmadığı adam kalmayan Bülent bey gibi birisi yok..

Akit’te, ne kendisi, ne de yakınları milletvekili olan kimse yok..

Hırs bürüyen birini arıyorsa Bülent bey, aynaya bakabilir..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar252

  • MUZAFFER ARDAL 1 hafta önce Şikayet Et
    Siyaseti yozlastiran bir isim yazıklar sayın Arınç'a
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Bilgekağan 1 hafta önce Şikayet Et
    Tamamen zırvalamış. Beynini kiraya vermiş zavallı biri. Bu türler gerçeği asla sindirmez, kin. Ve nefretini kusar. Çünkü kindar olarak yetişmişlerdir. Ama dindar geçinirler.” Hep kendi dedikleri doğrudur” mantığıyla , egoist, dahası Mankurtlaşmış tiplerdir. Akit İslami ahlakın ve Türkiye’nin yüz karası , Bedevi , rafazi zihniyetine sahip bir kazeteden n beklenirki..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Atko 1 hafta önce Şikayet Et
    Bu CHP İslam düşmanı anlayın
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Nafile 1 hafta önce Şikayet Et
    Çok mübarek bu zaat bence zihniyet hareketi kursun boşuna yaşıyor
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Tuncay şanlı 1 hafta önce Şikayet Et
    Bunun bebesi vekil oluyorsa, benim milyon kere olmam lazım.... Ah, ah..
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat