Bir bilmecem var çocuklar.. Bilin bakalım..

  • GİRİŞ05.08.2025 08:19
  • GÜNCELLEME05.08.2025 08:19

Bugün size bir bilmece sorarak, yazıya başlayayım..

Karar gazetesinde birinci sayfada bir başlık var: “Başka işiniz gücünüz yok mu?”

Bilin bakalım, bu başlık hangi olay için söylenmiştir:

a) Geçtiğimiz hafta savcılık soruşturması ile ortaya çıktığı öne sürülen 300’den fazla kişinin, herhangi bir resmi kurumda atamada kullanılmamış olsa da, profesörlük, doktora yapmış olma, üniversite mezunu olma gibi sıfatların, sahtekarlıkla kendilerine verildiğine dair iddialar üzerine bunların hepsinin diplomalarının iptal edildiğine dair açıklamalar.

b) LGS’de, sınav bittikten sonra soru kitapçığının paylaşılmasının arkasından başlatılan tartışmalarda, LGS sınavının iptal edilmesine yönelik çağrılar..

c) Ekrem İmamoğlu’nun fakülte diploması iptal edildikten sonra, yüksek lisans belgesinin de, fakülte diploması iptal olduğu için, sistemden silinmesine yönelik alınan karar..

Bilin bakalım, hanisi için, “Başka işiniz gücünüz yok mu?” başlığı kullanılmış olabilir?

Bir ipucu daha vereyim.

Başlığın üzerinde, yolsuzluktan tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun fotoğrafı var..

Anladınız siz oni..

Ekrem İmamoğlu cezaevinden öyle buyurmuş: “Başka işiniz gücünüz yok mu?” demiş..

Yükse lisans belgesinin iptal edilmesine, böyle itiraz etmiş.

“Ne olmuş, fakülteye, usulsüz yatay geçiş yapmış isem. Fakülte diplomasını iptal ettiniz, bari yüksek lisans belgesini bıraksaydınız” demeye getiriyor..

“Ayıptır beyler. Yolsuz da olsa, bir insanın diplomaları ile bu kadar uğraşılmaz” denilmek isteniyor..

Utanmazlık, bu seviyede..

Peki, sahte diploma çetesinin, devletin sistemine girerek, bazı kişilere sahte diploma kaydı açılmasına ilişkin haber için, Karar gazetesi hangi başlığı atmış:

“Örtbas edilmesin.”

Allah’ım, sen benim aklımı koru..

Adamlar aynı gün.

Aynı sayfada.

Aynı sahtekarlık için..

Birisinde “Sizin başka işiniz gücünüz yok mu” başlığı kullanıyorlar..

Diğerinde ise..

“Örtbas edilmesin” diyorlar..

Sahtekarlıklara karşı, tek bir tavır sergilememiz gerekmez mi?

Hepsine karşı, “Sahtekarlıkların üzerine gitmemiz, yapanları cezaevine koymamız gerekir” dememiz gerekmez mi?

Birisinde, “Örtbas edilmesin” diyorlar.

Suçu işleyenlerin kimler olduğunu net olarak bilmedikleri için olsa gerek.

Net bir tepki veriyorlar..

Diğerinde ise..,

Sahtekarlığı yapan kişi kendi adamları olduğu için.. 

“Sizin başka işiniz gücünüz yok mu” diyorlar..

Evet, devletin başka işi gücü yok.

Sahtekarların haksız yere temin ettikleri diplomaları iptal etmek ile uğraşıyor..

Var mı diyeceğiniz..

İki tane Ak Partili gibi görünen kişinin, ne amaçla aldıkları da belirsiz sahte diploma sözkonusu olunca..

Sanki birileri bunun üzerini örtüyormuş gibi, algı yapın..

“Örtbas edilmesin” deyin..

 Ama..

Kendinizin açık açık yatay geçişteki sahtekarlığınızın üzerini örtün. bir de utanmadan, “Cumhurbaşkanı adayı olduğu için, haksız yere diploması iptal edildi” diye algı yapın..

Ne kadar net, ne kadar açık bir çifte standart sergiliyorlar, görüyor musunuz.

Türkiye’deki bir fakülteye yatay geçiş yapılması mümkün olmayan, Kıbrıs’taki fakülteden buraya geçiş yapanın adı soyadı belli..

Ana adı, baba adı, her şeyi belli.

Ona itiraz ediyorlar, “30 yıl sonra diploma mı iptal edilir” diyorlar..

Ama, kim oldukları  şimdilik açıklanmamış bazı isimler için, “Kim bu 270 e-imza’nın sahibi” diyerek algı yapıyorlar, kafaları karıştırıyorlar..

Şimdiden söyleyeyim..

O 270 kişi açıklandığında, biz o isimleri yayınlarız ama.

Karar gazetesi yayınlayamaz..

Cumhuriyet gazetesi yayınlayamaz..

Sözcü gazetesi yayınlayamaz..

Ne yaparlar, ilk gün “Açıklayın. Açıklayın. Haydi açıklayın” derler..

Aslında açıklanmasını istediklerinden değil..

Zamanından önce açıklanmasını sağlayıp, bazı sahtekarların kurtarılmasını, belge değişikliği ile durumlarını kurtarmayı planlarlar..

Açıklandığı gün itibari ile..

Kimlerin bu sahtekarlık içinde olduğu öğrenilince, hemen bu konuyu gündem dışına taşıyıp, bambaşka konularla karşımıza çıkarlar..

Öyle ilkesizler ki..

Karar ile aynı çizgide yayın yapan Nefes gazetesi, LGS için “Milli Eğitim Bakanı itiraf etti” diye başlık atıyor..

Alıp okuyorsunuz.

“Bakanın, disiplin soruşturması açıldığını itiraf ettiği”ni yazıyorlar..

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ilk günden, sınav güvenliğini tehlikeye düşürmese de, sınav bittikten sonra paylaşılmış olsa da, usulsüz paylaşım yapıldığı için, bazı öğretmenler için disiplin soruşturması açıldığını, belirtmişti..

Ama utanmazlar, sanki sınavda hırsızlık olduğunu itiraf etmiş gibi, bakanın da sözlerini çarpıtıp, haber yayınlayabiliyorlar..

Somut bir örnek verelim..

Bir öğrenci, tam zamanında sınava gelmiş olduğu halde, sınav salon yetkilisi o öğrenciyi sınava almasa..

Bakanlık da o sorumlu hakkında disiplin soruşturması açsa..

Bunun başlığını, “Sınav iptal edilmeli. Sınav salon yetkilisi hakkında soruşturma açıldı” şeklinde atmamız, doğru olabilir mi?

Sanki sorular çalınmış gibi, birileri soruları almışlar ve haksız yere başka öğrencilerin önüne geçecek şekilde bir ayrıcalık kendilerine sağlanmış gibi, algı yapılması doğru olabilir mi?

Sadece Karar gazetesi değil.

Dünkü Cumhuriyet, Sözcü ve Birgün gazetesi de..

Sahte diploma üzerinden, aynı çelişkili tavrı sergilemişlerdi..

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasındaki sahtekarlığı “normal” görmeye devam ederlerken..

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmemesini isterlerken..

Henüz daha ne olduğu net olarak açıklanmamış e-imza aracılığı ile sahte diploma alanları yerden yere vuruyorlardı..

Vursunlar, itirazım yok.

Ama o sahte e-imzalı belgelerde, Ekrem ve Dilek İmamoğlu’nun yüksek lisans belgeleri de çıkarsa, ben o zaman görürüm, bunların U dönüşlerini..

Yeni Akit

Yorumlar13

  • BURHANEDDİNRABBANİ 1 hafta önce Şikayet Et
    Biz ki her mevcûdu yıktık, gâyesiz bir fikr ile; Yıkmadık bir şey bıraktık... Sâde bir şey: Âile. Hangi bir bünyânı mahvettik de ıslâh eyledik? İşte vîran memleket! Her yer delik, her yer deşik! Bunların ta’mîri kâbil... Olsa ciddiyyet, sebât; Lâkin, Allah etmesin, bir düşse şâyet âilât , En kavî kollarla hattâ kalkamaz imkânı yok. Kim ki kalkar der, onun hayvan kadar iz’ânı yok!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • SİBGATULLAH 1 hafta önce Şikayet Et
    Her cemâatten beş on dinsiz zuhûr eyler, bu hâl Pek tabî’îdir. Fakat ilhâdı bir kavmin muhâl. Hangi millettir ki efrâdında yoktur hiss-i din? En büyük akvâma bir bak: Dîni her şeyden metin . Düşme ey âvâre millet bunların hızlânına ; Vâkıfız biz hepsinin pek muhtasar irfânına: Şark’a bakmaz, Garb’ı bilmez, görgüden yok vâyesi ; Bir kızarmaz yüz, yaşarmaz göz, bütün sermâyesi!..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • MUCİBÜRRAHMAN 1 hafta önce Şikayet Et
    Biz ki her mevcûdu yıktık, gâyesiz bir fikr ile; Yıkmadık bir şey bıraktık... Sâde bir şey: Âile. Hangi bir bünyânı mahvettik de ıslâh eyledik? İşte vîran memleket! Her yer delik, her yer deşik! Bunların ta’mîri kâbil... Olsa ciddiyyet, sebât; Lâkin, Allah etmesin, bir düşse şâyet âilât , En kavî kollarla hattâ kalkamaz imkânı yok. Kim ki kalkar der, onun hayvan kadar iz’ânı yok!
    Cevapla
  • Recep IŞIK 1 hafta önce Şikayet Et
    Âilî bir inkılâb olsun!” diyen me’yûs olur, Başka hiçbir şey kazanmaz, sâde bir DEYYUS olur. Çünkü “çıplak” inkılâbâtın rezâlettir sonu... Ey denî kundakçılar, biz sizde çok gördük onu! Bir de halkın dîni var, sık sık ta’arruzlar gören. Hâle bak: Millette hissiyyâtı oymuş öldüren! Dîni kurbân etmeliymiş, mülkü kurtarmak için!.. Tut da, hey sersem, bu idrâkinle sen âlim geçin!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Recep IŞIK 1 hafta önce Şikayet Et
    Her cemâatten beş on dinsiz zuhûr eyler, bu hâl Pek tabî’îdir. Fakat ilhâdı bir kavmin muhâl. Hangi millettir ki efrâdında yoktur hiss-i din? En büyük akvâma bir bak: Dîni her şeyden metin . Düşme ey âvâre millet bunların hızlânına ; Vâkıfız biz hepsinin pek muhtasar irfânına: Şark’a bakmaz, Garb’ı bilmez, görgüden yok vâyesi ; Bir kızarmaz yüz, yaşarmaz göz, bütün sermâyesi!..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat