Başını açan yazar hanım, bacağını da açacak mısın?
- GİRİŞ08.08.2025 09:44
- GÜNCELLEME08.08.2025 09:44
Geçtiğimiz hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanıp, tüm camilerimizde okunan hutbe ile ilgili olarak bir zamanlar başörtüyü yasaklatan CHP, büyük bir kampanya başlattı.
Kampanyaya CHP’li Aylin Nazlıaka da katıldı..
Cumhuriyet gazetesi de, Sözcü de, çıplaklığı savunup, CHP’li Nazlıaka’ya omuz verdiler..
Ne demişti Nazlıaka:
“Laiklik kırmızı çizgimizdir. Kadınlar ne Diyanet’e ne iktidara sığar”..
Hızını alamamış Nazlıaka:
“Kadınları hedef gösteriyor. Kadınların ne giyeceğine Diyanet karar veremez. Bu ülkenin kadınları karanlık dayatma ve Diyanet fetvalarına sığmaz.” sözlerini sarfetmiş..
Saadet Partili kardeşlerimiz, ittifak yaptıkları CHP’nin Kadın Kolları Başkanı olan bu bayanın sözlerini destekliyorlar mı, merak ediyorum..
Hani bu yasakçıları, bize “Helalleşiyorlar. Bizden helallik istiyorlar. Helallik isteyene, helallik vermek büyüklüktür” diyerek öven Saadet Partililer, 5 tane milletvekilliği kazanınca, davalarını satmadıklarını ispat için, buyursunlar, Nazlıaka’nın sözleri için, cesaretleri var ise, bir değerlendirme yapsınlar..
Saadet Partilileri, Gelecek Partilileri, DEVA Partilileri, ittifak yaptıkları CHP’nin Kadın Kolları Başkanının, Diyanet’e karşı, hatta Kur’an-ı Kerim’deki ayetlere karşı pervasızca sarfettiği sözlere cevap vermelerini bekleyeduralım.
Başındaki örtü ile solcu bir internet sitesinde yazarlık yaptığı belirtilen Berrin Sönmez isimli bir bayan da, CHP’nin bu karşı çıkışına katılmış, “Başörtüsü zorunluluğu getirilme ihtimaline karşı tepki vermek için başımı açıyorum” demiş.
Eğer başındaki örtüyü, Allah’ın emri olarak gördüğün için takıyordu isen.
Diyanet değil, kim ne derse desin, sen örtmeye devam etmeli değil miydin?
Yok, Allah’ın emri olarak kabul etmiyor, iş olsun diye başında örtü bulunduruyordu isen, bu niyetini de eskiden bu yana açıklasaydın ki, kimse seni “başörtülü” sanmasın..
Ama işin bu yönü, Berrin hanımın kendi dünyasındaki tutarsızlığı..
Berrin hanımın bir de kamuoyuna mal olan tutarsızlığı var ki.
Orası fecaat.
Daha önce de aynı bayan “Alkol haram değildir” sözlerini sarfetmiş..
LGBT’ye destek vermiş..
Şimdi de Diyanet’e tepki veriyor..
Tamam hanımefendi. Tamam.
Diyanet’i eleştirmek istiyorsun..
Eleştirebilirsin.
Ama lütfen samimi olun..
Alkolü savunmak istiyorsan.
Savunabilirsin, ama müslüman olduğun halde alkolü savunduğun gibi bir tavır sergileme, tutarlı ol.
LGBTİ’yi savunuyorsun, ama lütfen samimi ol.. Sanki İslam dininde Lutilik haram değilmiş gibi algı yapma..
“Alkol haram değildir” dedikten sonra..
“Ama ben alkol almıyorum” diyerek günah çıkarmaya kalkışma..
LGBTİ’yi savunduktan sonra..
“Ama ben lezbiyen değilim, olmak da istemem” deme..
Gençleri, alkole teşvik edecek şekilde tahrik ederken, kendin bunun yanlışlığını bilerek, ondan uzak kalmaya çalıştığını gizleme..
Çevrendeki LGBTİ’lere şirin görünmek için, onlar lehine sözler sarfettikten sonra, kendi özel hayatında böyle bir şeyi asla düşünmediğini söyleyerek, çelişkiye düşme..
Diyanet’in hutbesinde, başörtüsü ifadesi, sadece bir ayeti kerimenin meali verilirken geçiyor.
Onun dışında, Diyanet’in hutbesinde, başörtü ifadesi geçmiyor..
Ama hayasızlık geçiyor..
Diyanet’in hutbesine tepki gösterip, “başımı açacağım” diyen hanımefendiye, hodri meydan diyelim..
Madem Diyanet’e kızıp, ayet-i kerimenin tersini yapma cesaretiniz var.
Bunda bir sakınca görmüyorsunuz..
Ben çelişkinizi ispat için bu sözleri sarfetmek zorundayım ama, size bunu öneriyor da değilim ama..
O hutbede, “Yüce Rabbimiz, Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın...’ buyurmaktadır” deniliyor..
Tekrar hatırlatıyorum. Sadece çelişkinizi size göstermek için dillendiriyorum..
Ayet-i kerimede avret yerlerinizi kapatın mesajı verilmekte..
Diyanet’e itiraz için, solculara eziklik duyup, onlara şirin görünmek için, avret yerlerinizi de mi açacaksınız, hanımefendi?
Diyanet hutbesinde, “Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, ‘özgürlük’ ve ‘çağdaşlık’ adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir” deniliyor..
Diyanet’in kimi, neyi kastettiğini anlamamak için akılsız olmak gerekir..
Şarkıcıların don ile sahneye çıktığı dünya genelindeki akımlar.
Türkiye’yi de tesiri altına almadı mı?
CHP’li belediyelerin kamu parası ile finanse ettiği konserlerde şarkıcılar, mayo ile sahneye çıkmadılar mı?
Bunun eleştirilmesi, yanlış olduğunu belirtilmesi, dinimizin bunu hoşgörmediğinin söylenmesi, bugüne kadar başörtü kullandığını belirten bir hanımı niye rahatsız ediyor ki?
Rahatsız oluyorsanız, siz de mayo ile sahneye çıkmayı düşünür müsünüz, diye sormam gerekir..
“Yok ben, mayo ile sahneye çıkmam.. Ama başkalarının bu şekilde sahneye çıkmasına itiraz etmem” diyorsanız..
Kendiniz için istemediğiniz bir şeyi, başkası için niye istediğinizi açıklamanız gerektiği gibi..
Mayo ile bacak gösterisi yapanlara itiraz etmemeyi kendinizde hak gördüğünüze göre..
Bırakınız da, Diyanet de farklı bir görüşü dile getirsin.. Ona niye itiraz ediyorsunuz?
Diyanet, eline kırbaç alıp, sokakları dolaşıp, mayo ile gezenlerin sırtlarına mı vurdu ki, “Buna yetkiniz yok” diyebiliyorsunuz..
Diyanet’in açıklaması, “İslam dininin öngördüğü hayat tarzında, haya önemlidir.. Nefsin aşırılıklarından kaçınmak gerekir.. Bunun için de, haya sahibi olmak gerekir” dediğinde, niye hop oturup, hop kalkıyorsunuz..
“Hayasızlık; ahlaki değerleri yok eden, insanın onur ve saygınlığını ayaklar altına alan bir felakettir. Şeytanın, en sinsi tuzaklarından biridir” denildiğinde, aslında kendi hayatınızda öyle bir hayasızlığı aklınıza bile getirmediğiniz halde, mayo ile sokaklarda dolaşmayı, vücudunuzu bir mal gibi satılığa çıkarmışcasına sergileyen moda adı altındaki yozlaşmaya kendiniz prim vermediğiniz halde, işi “başörtü”ye indirgeyerek, niye algı yapıyorsunuz?
Bal gibi biliyorsunuz, Diyanet’in hutbesindeki haya, başörtüyü değil, iç çamaşırını ortaya koyan aldatılmış gençlerin sergiledikleri rezilliklere yöneliktir..
Bunu bildiğiniz halde, niye üç tane solcuya şirinlik yapmak için, “Madem Diyanet böyle bir hutbe verdi, ben de başımı açıyorum” diyorsunuz.
Siz Diyanet için mi, başınızı örtüyordunuz..
Ki, düne kadar örttüğünüz başınızı, şimdi açıyorsunuz..
Daha önemlisi, hutbedeki esas eleştirinin baldır bacak gösterileri ile yaşanan rezilliklere yönelik olduğunu bildiğiniz halde, “bacağımı da açacağım” demenin yanlışlığını bilerek, böyle bir söz sarfetmiyorsunuz da, niye hutbenin amacını çarpıtıp, “Başımı açacağım” diyorsunuz.
Yeni Akit
Yorumlar8