Baraj yapan mühendis değil, üniversite açan ortaokul mezunu!
- GİRİŞ09.08.2025 09:45
- GÜNCELLEME09.08.2025 09:45
Önce samimi kanaatimi söyleyeyim.
Okumak, üniversite bitirmek, benim gözümde bir üstünlük kriteri değildir..
Nice okuyamamış insanlarımız vardır; okumuşlara taş çatlatır..
Nice eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmış insanlarımız, üniversite mezunlarına insanlık konusunda da, iş becerisi konusunda da, kat kat fark atar..
Bu sözlerimden, “Boşverin üniversiteyi” sonucu tabii ki çıkarılmasın..
Okumak önemli.. Eğitim önemli. Ama tek yolu okullar değil, hayatın içinde de insanlar, kendilerini yetiştirebilirler..
İşi biraz daha sıkı tutmak için, eğitimi okulda vermeyi hedeflememiz doğrudur.. Ama bu işi fazla da abartmamak da gereklidir.
Bakış açımı böylece belirledikten sonra, diploma sahtekarlığı, e-imza usulsüzlüğü üzerinden oluşturulan algıya gelelim..
Her konuda olduğu gibi, okul bitirmeden, yalancılığı, ahlaksızlığı pratikten öğrenen solcular, bu konuda da çok iyi algı yapmayı başardılar..
Bir milletvekili.. Yüksek puanlarla girilen bir üniversitenin önemli bir fakültesinden mezun olmuş.
“Aaa senin lise başarı puanın kaçmış” diye küçük aklı ile dalga geçmeye kalkan mı ararsınız..
Üniversite giriş imtihanında nice başarılı öğrencilerin, lisede hemen her yıl bütünlemeye kaldıklarını bilmedikleri gibi..
Lise derslerinde çok başarılı birçok öğrencinin de, üniversiteye giriş imtihanında istediği fakülteyi kazanamadığın birebir yaşadığımız örneklerle görüyoruz...
ODTÜ mezunu milletvekiline kıskançlık sergileyen muhabire sorsak, “Ne mezunusun” diye..
Yalancılıktan olgun domates rengine dönmüş suratı ile cevap vermekten kaçınacağından emin olabilirsiniz..
Bir başkası..
Bir bakan yardımcısının, bitirdiği fakültenin yanısıra, ek programlar çerçevesinde sertifikasını aldığı diğer programları, gidip 4 yıl devam edilen bir öğencilik hayatı sonunda tamamlanan mezuniyet sanıp, saldırıyor.
Sen bilmiyorsan, biz ne yapalım, solcu kardeş..
Kendi adamlarını, 380 puan ile 500 puanlık fakülteye kayıt ettirip, mezun ederler.. Diploması iptal edildiğinde, sokaklara dökülüp, “Niye iptal ediyorsunuz” diye kendilerini yerden yere vururlar..
E-imza sahtekarlığı ile onların iddia ettikleri sayıda değil, üç tane beş tane, o da ne maksatla yapıldığı belirsiz sahte diploma, Ak Parti’nin bürokratları tarafından tespit edildiğinde, gereken işlemler yapılır, 37 kişi tutuklanır..
Ekrem İmamoğlu’nun, diploma usulsüzlüğünden tutuklanmadığı Türkiye’de, e-imza usulsüzlüğü sebebi ile 37 kişi tutuklanır..
Ve daha önemlisi, bir tek kişi çıkıp da, “Diplomaları niye iptal ediyorsunuz ki? Durun daha, yargılanan kişiler mahkum olmadı ki. Sahtekarlıkla diploma temin edildiğini nereden çıkarıyorsunuz. Yoksa cumhurbaşkanı adaylığını düşünen herkesin diplomasını mı iptal ediyorsunuz” itirazında bulunmamış iken..
Sahtekarlığı yapan kimdir, yararlanan kimdir, ceza davası dosyasından henüz basına intikal etmediği halde, bu sahtekarlıktan da, dindar insanları sorumlu tutarlar..
Net söylüyorum. Üniversite diploması, zaten benim gözümde, çok çok önemli, olmazsa olmaz bir kazanım değil.. Ama diplomanın benim gözümdeki bu önemsizliği, bir kişi tarafından usulsüz temin edilmesi halinde, “Demek ki senin için çok önemli imiş” noktasına evrilir ve hakketmediği halde o diplomayı alan olursa.. Hem iptal işlemi, hem de cezalandırma yapılması gerektiğini açık net olarak belirtir, savunurum..
Ama bir bardak suda fırtına kopartanlara da..
Olduk olmadık diplomalar için, “Aaa. Bak sen. Nereden diploma almış” algısı yapanlara da..
Alnının teri ile diploma alanlara, sırf dindar oldukları için saldıranlara da, hadlerini bildirmemiz gerekir..
Bu kapsamda oluşturulan algıları ifşa edelim.. Fındık kabuğunu doldurmayan konuları, manşetlerden indirmeyenlerin gerçek yüzlerini ortaya serelim..
Sözcü gazetesi iki gündür yayın yapıyor.. Ilısu barajını yapan şu isim, gerçekte inşaat mühendisi değilmiş.
Ahlaksızlığa bakın..
Sanki baraj inşaatı yapacak olan şirketin yetkilisinin, üniversite mezunu olma şartı aranıyormuş gibi, algı yapıyorlar. Sanki o barajın inşaatında inşaat mühendisleri çalışmamış gibi, sahtekarlık yapıyorlar.
Sahte diploma alan ne kadar ahlaksız ise..
Bir inşaatı yapan şirketin yetkilisinin, zorunlu olmayan diploması üzerinden, sanki o inşaatı yapmaya ehil değilmiş gibi algı yapılması da benzer şekilde sahte haber üreticiliğidir.
Sokak başındaki inşaatı yapan müteahhiti sorgulayın bakalım, inşaat mühendisi mi?
İhalelere giren isimlerin birçoğunu sorgulayın, şirket yetkililerinin tamamı inşaat mühendisi mi?
İhaleyi almak için, şu kadar inşaat mühendisi çalıştırma şartı vardır ama, şirketin sahibinin inşaat mühendisi olması şartı, ancak yeni yetme zamane gazetecilerinin cahilliğidir.
Somut isimlere de gelelim..
Vefat eden bir numaralı ihale zengini, Türkiye’nin en büyük holdinginin başındaki isimden başlayalım.
Vehbi Koç. Üniversite mezunu muydu? İhaleleri alıyordu, yanında yüzlerce üniversite mezunu çalıştırıyordu. Ama kendisi ben ilkokul mezunu diye biliyorum ama, kaynaklar İdadi’ye (Lise) gitmişliğini de aktarıyorlar..
Ne diyelim şimdi, devletten şu kadar ihale alan, yeri gelmiş inşaat işi, yeri gelmiş başka iş yapan Vehbi Koç İdadi öğrencisi çıktı mı diyelim..
Vehbi Koç adına, okullar, liseler, hatta üniversite açılmış. Hastaneler açılmış.. Profesörler, onun kurduğu holdingde işçi statüsünde çalışıyorlar..
Bugünlerde Sözcü gazetesi ile Koç
Holding’in arası açık olduğundan, yarın benden alıp manşet atarlarsa hiç şaşırmam: “Aaaa. Ortaokul mezunu, üniversite açmış”..
Sözcü gazetesinin patronundan devam edelim.
Halen yurtdışında kaçak yaşayan Burak Akbay, liseyi Türkiye’de bitirmiş.. Daha sonra ise American College of Switzerland’da lisans eğitimini yapmış.
İsmindeki gibi kolej midir, fakülte mi, yoksa merdiven altı tabela okul mudur, bilenler anlatsın..
Sözcü’nün en yaşlıları, Uğur Dündar ve Rahmi Turan; ikisi de “bu ne tesadüf” diyeceksiniz, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü mezunu. Enstitü nedir; 6 aylık mıdır, 9 aylık mı, 2 yıllık yüksekokul mu, bu muhteremler anlatıversinler..
Yılmaz Özdil de, Basın Yayın Yüksek Okul mezunu..
Dikkat buyrun, fakülte bile değil. Yüksek okul..
Geldik Saygı Öztürk’e..
Saygı Öztürk, kendi internet sitesinde bile, hangi okul mezunu olduğunu yazmamış. Lise yıllarında gazeteciliğe başladığını belirtmiş, o kadar.
Ama bu isimlerin her birinin yazılarına bakın, konuşmalarına bakın..
Bir başladılar mı aleme nizam vermeye, sahte diplomadan başlarlar, Katar’lıların tıp fakültesine otomatik kayıt yapacaklarına kadar binbir yalan ile halkın kafasını karıştırmaya kadar her konuda ahkam keserler..
Bakanlara, cumhurbaşkanlarına had bildirmeye kalkarlar..
Bir fakülteyi bile kazanamamışlar. Bir fakülteyi bitirememişler... Kalkmışlar üniversite mezunu bakanlara laf yetiştirmeye çalışıyorlar..
Şu bakanlıkta, o alanın uzmanı fakülte mezunu bakan yardımcısı yerine, şu fakülte mezunu bakan yardımcısı varmış..
Bre sahtekarlar.
Siz kendi patronunuza baksanıza. Üniversite mezunu olmak çok önemli ise, patronunuz niye, Türkiye’deki bir fakülteye girememiş de, baba parası ile İsviçre’de merdivenaltı diploma ile piyasaya çıkmış..
Yeni Akit
Yorumlar4