Ekrem’i tahliye mi ettirmek istiyorsunuz, çok kolay
- GİRİŞ12.08.2025 08:23
- GÜNCELLEME12.08.2025 08:23
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı’nın baklava kutusu içinde aldığı rüşvet ile ilgili, önce “Boğazına yapışasım geliyor”’ dedi.
Birileri uyarmış olmalı ki, “Rüşveti kabul etme. Bir tane CHP’linin rüşvet aldığını kabul edersen, seçmenin aklında soru işareti oluşur. İnkar etmeye devam et” denilmiş olmalı ki, çarkedip şu açıklamayı yapmıştı:
“Elimizde 32 saatlik kayıt var.”
Neymiş kayıtta olanlar?
Manavgat Belediye Başkanı’nın kumpasa maruz kaldığını, şoförünün bir ay önce başkan yardımcısına götürülmek üzere viski ve başka şeylere aracılık ederken yakalandığı, ancak serbest bırakılıp, takip edilmeye devam edildiği..
Yani?
Yanisi şu..
Şoför yakalanmış, sanki şahsi bir suçundan dolayı yakalanmış, sonra da kendisine şantaj yapılıp, CHP’li başkanın yardımcısına kumpas kurulmuş.
32 saatlik kayıt daha sonra gösterildi mi?
Hayır..
Yalancı ne olsun, Özgür?
Aynı Özgür Özel, bir hafta önce, yeniden benzer bir açıklama ile karşımıza çıktı:
“Bazı savcılarla onların elçisi, aracısı bazı avukatların gidip kişilerle görüşüp, ‘Beni savcı bey yolladı, avukatlığını yapacağım. Şu ifadeyi vereceksin, şunları söyleyeceksin, şu kadar da para vereceksin’ diyerek bir çetenin, ‘İBB, İstanbul Büyükşehir Belediyesi davası borsası’ oluşturduğunun, bununla ilgili duyumlar değil, kanıtların elimizde olduğunu Türkiye’ye ilan ediyorum. D(..) Bu avukatın yolladığı kişilere banka şubesinde teslim ettiğini, tarih belli, saat belli, dekont belli. Kamera kayıtları orada. (..) Bu kişileri telefonda kısa da olsa savcıyla görüştürdüğünü bilmiyorum. Elimde kanıtı var. Bunu yarın Hakimler, Savcılar Kuruluna veriyorum. Milyonlarca dolar…”
Hatta şunu bile söyledi:
“HSK‘ya avukatın 40 dakikalık telefon, WhatsApp görüşmesinin ses kaydının dökümünü vereceğim. “
Özgür Özel’in bahsettiği “yarın” oldu mu?
Oldu, geçti bile..
Hafta sonu araya girdi, dün pazartesi idi.. 40 dakikalık telefon kaydı, WhatsApp kayıtları, dekont, kamera kayıtları Özgür Özel tarafından açıklandı mı?
Hayır..
İşkembeden sallıyorlar, “Elimizde belge var. Ekrem İmamoğlu’na iftira karşılığında bürokratlar tahliye ediliyor.”
Günler geçiyor, ortada belge melge yok..
Ekrem İmamoğlu’nun yakın çevresindeki henüz itirafçı olmayanların da, şantaj altında olduğunu öne sürüyorlar..
“İftira eden, tahliye oluyor” diyorlar..
Korumak istedikleri, Ekrem İmamoğlu..
Çember daraldıkça, “Ellerinde olduğunu öne sürdükleri belgeler” de artıyor da artıyor..
Oysa, bu kadar dertlenmelerine gerek yok..
Bu kadar, afra tafra yapmalarına, “şantaj altında oldukları”nı iddia ederek yalan söylemelerine gerek yok..
Ekrem İmamoğlu’nu tahliye mi ettirmek istiyorlar..
Çok kolay..
İtirafçı olabilir..
“Yaptım. Pişmanım. Savcılığın elinde olmayan belgelerden bir demet size takdim ediyorum. Etkin pişmanlık çerçevesinde, tahliyemi talep ediyorum” diyebilir..
Bu; biraz zayıf da olsa, ihtimallerden birisi..
Ekrem İmamoğlu, biraz direnmek istiyor..
Yavaş yavaş, “Hırsızı savunacak halimiz yok” diyen CHP’lilerin sesi yükseliyor ama..
Bunlara rağmen, Ekrem İmamoğlu’nun tahliyesini sağlamak için, bir yol daha var.
Yok yok.
Bana gelsinler, vekalet versinler, ben onları çıkarırım falan demeyeceğim.
Şu an baroya kaydımı bile sildirmiş durumdayım..
Ne vekalet istiyorum. Ne de para.
Tahliye için de, çok kolay bir yol önereceğim..
Ekrem İmamoğlu, savcıya, hakime, bir açıklama yapacak.
“Ben Sarıyer’de her biri 300-400 milyon TL’lik iki villayı, Ali Nuhoğlu’ndan devir aldım, doğru.. Bu satış işlemi karşılığı işte size dekont, işte size yaptığım ödeme.. İşte bu ödemenin kaynağı olan paranın, yıllarca benim banka hesabımda mevduat olarak durduğunu gösteren belge.”
Bu kadar basit..
Özgür Özel’in bir avukat için bahsettiği “dekont elimizde” belgesinin benzerini, Ekrem İmamoğlu, aile şirketine devrettirdiği yüzlerce milyon liralık iki villa için gösterdiği an, benim açımdan Ekrem İmamoğlu’nun tahliyesi gerekir ama..
Olur ya..
Ekrem İmamoğlu, tahliyeyi garantiye almak istiyor olabilir..
O zaman, “Ali Nuhoğlu, benim sorumluluğum altındaki hiçbir ihaleye girmemiştir. Bana bedava villa vermesi için hiçbir sebep yoktur” der ve bunu da belgelerse, daha da iyi olur..
Özellikle, Ali Nuhoğlu’nun Eyüp’te İBB kuruluşu olan KİPTAŞ’tan iki misli fiyatla, pazarlık usulü ile aldığı inşaat işinin, aslında yalan olduğunu açıklayabilir.. 2.1 milyarlık yapım işinin pazarlık usulü verilmediğini, Ali Nuhoğlu ile de hiç alakası olmadığını söyleyebilir, tahliyesi için çok daha geniş kesimleri de kendi yanına çekebilir..
Şaka yapmıyorum.
Ciddi söylüyorum..
“Ben bu soruyu muhatap almıyorum” cevabını vererek, “sittin sene tahliyeyi unutmaya mahkumsunuz” demektir..
Avukata bile gerek yok..
Avukatın tecrübeli olmasına bile gerek yok.
Olay o kadar çetrefilli bir olay değil ki..
Çok basit..
Çatır çatır savunmanızı yapacaksınız..
Sizden milyon milyon paralar isteyen avukatlara, “Ben ne yaptım ki, beni savunurken milyon milyon vekalet ücreti istiyorsunuz.. Bana isnat edilen iki villanın değeri şu. Bu iki villanın bedelini de, şu dekont ile ödedim. O paranın aileme ait olduğunun belgesi de işte şu” dedi mi..
Savcıyı da ikna etmiş olur.
Hakimi de ikna etmiş olur.
Hatta, gerek yok ama..
Mübaşiri, gardiyanı bile ikna etmiş olur..
Eee?
Haydi beyler..
Hemen faaliyete geçin..
Rüşvet olarak aile şirketine devredildiği belirtilen iki villanın, gerçek bir satış işlemine dayandığını..
Bedelin tam olarak ve gerçekten ödendiğini..
Satıcının, zaten İBB’den bir ihale de almadığını, iki dakikada, kayıtlardan çıkaracağınız resmi evraklarla kamuoyuna gösterin..
Tahliyeyi kapın..
Çok mu zor bu?
Bunu yapamıyorsanız..
Boşuna uğraşmayın..
CHP İstanbul İl Başkanlığı’na aday olan, ama Ekrem’in satın aldığı delegelere güce yetmeyen Cemal Canpolat ne demişti: “Hırsızı savunacak halimiz yok. Babamızın oğlu olsa bile savunamayız.”
Aynen öyle..
Yeni Akit
Yorumlar7