Biz ne diyoruz CHP’liler ve İP’liler ne diyor
- GİRİŞ14.08.2025 08:23
- GÜNCELLEME14.08.2025 08:23
Biz “Terörsüz Türkiye” diyoruz.
Onlar, “Tutuklanan belediye başkanları salıverilsin” diyorlar..
Biz “PKK silah bırakacak. Bunu destekleyelim” diyoruz.
CHP’liler, “Ekrem İmamoğlu salıverilmezse, komisyona üye vermeyi gözden geçiririz” diyorlar..
Biz, “devletin askerine artık kurşun sıkan bir terör örgütünün tasfiyesi gündemde.. Bütün siyasi partiler destek olsun, bu süreci tamamlayalım” diyoruz..
Ulusalcılar, “Ümmetçilik yapmayın. Türkiye’nin sınırlarını büyütmeye kalkışmayın” diyorlar..
Biz, “Artık teröre karşı önlem konusunda kafa yoracağımıza, güvenli ülke olmanın sağladığı imkanlarla, kalkınmaya odaklanalım” diyoruz..
CHP’li Atatürkçüler, “Anayasa’nın ilk 4 maddesini değiştirtmeyiz” diyorlar..
Biz, “PKK ile birlikte YPG de silah bırakmalı.. İsrail’in oyuncağı olmaktan kurtulmalı” diyoruz..
CHP’nin terör sevdalısı militanları, “Suriye’deki yapılanma ile bizim ne işimiz var. Biz kendi ülkemize bakalım” diyorlar..
Biz, “PKK ne ise, YPG de odur. İkisi de kendisini feshetmeli” diyoruz..
CHP’li laikçiler, “Suriye’de cihadçı bir yapı komşumuz olacağına, laik ve seküler yapısını bildiğimiz YPG olsun, daha iyi” diyorlar..
Biz, “HDP veya DEM ile oturulup konuşulmalı.. Terörsüz Türkiye’ye onlar da destek vermeli” diyoruz.
CHP’yi Ekrem İmamoğlu’nun oyuncağı haline getiren vesayet takımı, “Şehid anneleri ne olacak” diyorlar..
Biz, “Kent uzlaşısı yaparken, şehid ailelerine sormuş muydunuz” diye hatırlatıyoruz..
CHP’nin ulusalcıları, “PKK ile pazarlık yapılıyor. Bu asla kabul edilemez” diyorlar..
Biz, “Hendek kazanlar, kazdıkları hendeklerde boğulacak” dediğimizde..
Onlar, “Barış istiyoruz, barış istemek suç mu? Sorunlar konuşularak çözülür” diyorlardı.. Şimdi aynı sözümona “barış isteyenler”, “HDP ile neyin pazarlığını yapıyorsunuz” diyorlar..
Barış için akademisyenler bildirisine imza atanlar, devlet üniversitelerinden kapının önüne konulurken.. Bize “Barış isteyen öğretim üyelerine bu despotluğunuzun hesabını vereceksiniz” diyenler..
Şimdi, “HDP ile anayasa yapma girişimine izin vermeyeceğiz” diyorlar..
HDP’ye kapatma davası açıldığında, “6 milyon oy almış bir siyasi parti, TBMM’de temsil edilirken, onu şeytanlaştırmak, asla doğru değildir” diyenler..
Şimdi, “HDP ile Anayasa’nın 66. maddesini mi değiştireceksiniz, buna geçit vermeyiz” diyorlar..
Düne kadar, “HDP de anayasa ve kanunlar gereği kurulmuş bir siyasi parti. Bu siyasi partinin kapatılması için dava açılması, Türkiye’ye zaman kaybettiriyor.. Bu çağda, siyasi parti kapatma davası utançtır” diyenler..
Şimdi Sözcü gazetesinin Saygı Öztürk’üne, “Yargıtay Başsavcılığı’na dilekçe vererek, terörsüz Türkiye sürecini hayata geçirmek isteyen komisyona üye veren tüm siyasi partilerin kapatılmasını istiyoruz. Bu siyasi partiler, Anayasa’yı değiştirme suçunu işlemektedirler” dilekçesini haberleştirtiyorlar..
Biz “Teröre destek veren parti olmaz.. PKK asker kurşunlarken, PKK’nın başının heykelini dikme sözü veren adamın yeri partinin başı değil, cezaevidir” dediğimizde, “Partilerin siyasetinin önü kesiliyor” diyenler..
Şimdi Türkiye’deki TBMM’de temsil edilen siyasi partilerin tamamının kapatılması için, Yargıtay Başsavcılığı’na dilekçe veriyorlar, dilekçe verenleri övüyorlar..
Düne kadar, “PKK sizi tükürüğü ile boğar” diyerek küstahlaşan Abdullah Zeydan’ın yerine kayyım atandığında, “Demokrasi çiğneniyor.. Seçilmiş belediye başkanları yerine kayyım atanması doğru değildir” diyen çakma milliyetçi İyi Partililer, şimdi “Terörsüz Türkiye komisyonuna üye vererek, bu sürece alet olamayız” diyorlar..
Düne kadar, “Daha durun.. Abdullah Öcalan’ın heykelini dikeceğiz, heykelini” diyen HDP eşbaşkanının tahliye edilmesini isteyen Müsavat Dervişoğlu ve avanesi, şimdi “PKK’lılar tahliye edilecek. Buna onay vermeyeceğiz” diyorlar..
PKK’lı teröristlerin sayısının ve ayakkabı numaralarına kadar her şeylerinin devletin elinde bilgisi olduğu söylendiğinde, “Hah ha.. Kandil’i boşaltın da görelim. Madem ayakkabı numaralarını biliyorsunuz, niye PKK’yı bitiremiyorsunuz” diyenler..
Şimdi, PKK’ya kendi gönlü ile silah bıraktırılıp, örgüte fesih kararı aldırıldığında, “PKK feshedilse bile, YPG ne olacak peki” diyorlar.
Biz, “30 yıl da geçse, alın teri ile üniversite kazanan çocuklarımızın hakkı yenilmemeli ve haksız alınan diplomalar iptal edilmeli” dediğimizde, “Zamanaşımı diye bir şey var. Yatay geçiş usulsüz de olsa, üzerinden uzun yıllar geçmiş. Artık devlete güven, idarede istikrar ilkeleri gereği, o diplomalar iptal edilemez” diyenler..
Şimdi, sadece denkliği olmadığı için, şu üniversiteden alınan, bu üniversiteden verilen diplomaların iptal edilmesini, ayrıca ilgililerin hepsinin cezaevine konulmasını istiyorlar..
Düne kadar “Tutuksuz yargılanmak asıldır. Yolsuzluk da yapmış olsa, belediye yöneticileri tutuksuz yargılanmalıdır” diyenler..
Şimdi diploma skandalında 37 kişi tutuklu olduğu halde, Ekrem İmamoğlu da, usulsüz yatay geçişi sebebi ile tutuklanmadan yargılaması yapıldığı halde.. Denkliği olmayan üniversiteden mezun olanların, hemen tutuklanmalarını istiyorlar..
Düne kadar, Atatürk’ün, “Madenlerimizi kendimiz çıkarmalı ve yeraltı zenginliklerimizi işlemeliyiz” sözlerini, ileri görüşlü devlet adamlığı olarak tanımlayanlar..
Şimdi, “Atatürk’ün maden ile ilgili sözlerini broşür haline getirip, maden araması yapan holdinglerin Alicengiz oyunu” diyerek, manşet atıyorlar..
Millet İttifakı çatısı altında, CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yaptırmak isteyenler, seçim öncesinde, “Tayyip Erdoğan başka.. Erbakan başka.. Erbakan yerli ve milli idi” derlerken.
Şimdi gazete sayfalarında yayınlanan yazı dizilerinde, köşeleri kapmış yazarlarının anlatımlarında, “Ümmetçi kafa, Milli Nizam Partisi ile Türk siyaset hayatına girdi. Sonrasında bu söylem MSP ile devam etti. Ardından Refah Partisi ile iktidara taşındı. Şimdi de Ak Parti ile finali oynamak istiyorlar” diyerek, MNP’den AK Parti’ye, bu partilerin tümünün aslında ümmetçi olduklarını ve bu sebeple kapılarına kilit vurulması gerektiğini söylüyorlar..
Yeni Akit
Yorumlar4