Kartalkaya sanığı olması gereken Özcan, kumarhanede!

  • GİRİŞ20.08.2025 09:26
  • GÜNCELLEME20.08.2025 09:26

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Kıbrıs’ta kumarhanede görüntülenmiş..

Bir belediye başkanı, kumarhanede ne arar?

Bir belediye başkanı, kumarhaneye ayak basarsa, o görüntüler kendisinin yöneteceği belediyede karşısına çıkmaz mı?

O kumarhanede zaten kök salmış olan mafya, ihale çetesi, diğer karanlık tipler, bir belediye başkanının böyle bir defosunu öğrendikten sonra, bunu sonraki süreçte kullanmamazlık ederler mi?

O görüntüleri elinde tutanlar, kendisine şantaj yapıp, “şu ihaleyi bana vereceksin. Yoksaaaa. Sonrasını sen bilirsin” diyerek, tehdit edip, istedikleri ihaleleri yüksek fiyatlarla, belediyenin zarara uğrayacağı şekilde almazlar mı?

Bir belediye başkanı, kendisini böyle şantaja açık bir noktaya nasıl taşır..

Biliyorum, CHP’nin trolleri. FETÖ’cü alçaklar. Hemen bu yazımın altını, “Sen şu kişinin oğlunun benzer görüntüsüne bak” diye cevap yetiştirecekler..

Kimin oğlu, kimin eşi, kimin yakını olursa olsun, kim olursa olsun, kumarhanede görüntü verilmesi, şantaja açık bir fecaattir..

Kimse, böyle bir rezilliği savunamaz..

Ama..

“Birisinin oğlu” diyerek, salya sümük 24 saat saldırırken..

Diğer taraftan, oğlu değil, bizzat kendisi kumarhanede görüntü verdiğinde..

Görüntü veren CHP’li olduğu için..

“Ne var canım.. Kıbrıs’taki otellerin hepsinin altında kumarhane var” derseniz..

“Ne var canım, bir çay içmeye, gazinoya inmiş” derseniz..

“Ne var canım, aslında Beşiktaş maçını izleyecekmiş. Hatta Tanju bey sıkı bir Beşiktaş’lıdır. Dev ekranda maçı izlemek için, gazinoya inmiş, Bunda ne var ki” derseniz..

Ahlaksızlık yapmış olursunuz..

O otelde gecelik fiyatını sorgulama yerine, kumarhanede görüntü veren belediye başkanını aklamaya çalışırsanız..

AK Parti’de, görevdeki hiç kimseyi öyle bir görüntüde bulamazsınız ama.. Öyle bir görüntüsünü veremezsiniz ama..

Görevdeki kişilerin yakınları için yapacağınız benzeri eleştirilerde de, samimiyetsizliğiniz ispatlanmış olur..

Görevdeki kişiler de öyle görüntü vermemeli..

Görevdeki kişilerin yakınları da öyle görüntü vermemeli.

Evet, görevdeki kişiler, yakınlarına tam söz geçiremiyor olabilirler.

Ama sonuçta yakınları böyle bir yanlış içinde ise. Konu kendisine de bulaşabileceği için, “Ben kenara çekiliyorum” diyebilmelidirler..   

Nitekim, AK Parti için dillendirilen bir kişide, iki kişide de, zaten bu olmuştur.

Ama CHP’ye bakıyorsunuz.

Kimisi gay ilişki, kimisi gayri ahlaki başka ilişki içinde..

Ama milletvekilliğine devam eden bile var.. Partiden istifa bile etmeden, CHP içinde, AK Parti’ye saldıranlar bile var..

Geçmişte değil, bugün dahi var..

Bakınız Mustafa Sarıgül..

Bakınız, benzer bir gayri ahlaki ilişki sebebi ile şantaja uğradım diye savcılığa koşan Özgür Karabat..

İşin Tanju Özcan açısından belki de daha vahim yanı..

Kartalkaya Otelindeki yangın felaketinde 78 insanımızı kaybetmenin sorumluluğunu üzerinde görmesi gereken bir adamın, o facianın 7. ayında, böyle bir görüntü vermiş olması..

Bir de utanmadan, “Ailemle birlikte tatile gitmiştim” demesi..

Hiç mi utanmıyorsun, senin belediye başkanı olduğun ilde, bir otelde 78 kişi.. Çoğu da çocuk.. Senin de içinde bulunduğun kusurlar zinciri altında can vermiş.

Sen kalkmışsın, 7. ayında tatile gittiğini belirtip, kumarhanedeki fotoğrafını izaha çalışıyorsun..

Dahası var..

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, “ehliyet-liyakat” edebiyatları ile seçim kazandıktan sonra, başkan yardımcılığı görevine kimi oturtmuştu? Dayı oğlu Sedat Gülener’i..

Özcan, tıpkı seçmenine ihanet ettiği gibi.

Bir insan olarak, “Suriyeli göçmenlere 10 TL’lik suyu, 25 TL’ye satma kararı aldım. hukuksuz olduğunu bilerek yaptım” diyerek vicdan diye bir kavramı olmadığını ispatladığı gibi..

Dayı oğluna da ihanet ettiğini göstermiş oldu.

Dayı oğlu cezaevinde duruşma gününü beklerken..

Tanju Özcan, Kıbrıs’ta kumarhanede keyif çatıyor..

Böyle tiplerden farklı bir tavır beklemek zaten mümkün değildir.

Dahasının dahası var.

Bu görüntü tam da..

Devletin daha yeni yeni devletliğini gösterdiği bir aşamada yaşandı.

Nedir devletin, devletliğini gösterdiği o olay..

Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü, yangın felaketinin yaşandığı Kartalkaya Oteline, faciadan bir ay önce gidip, itfaiye raporu düzenlediği belgesi savcılık dosyasına girmişti ya..

Meğerse..

İtfaiye görevlileri, Kartalkaya Oteline hiç gitmemişler bile.

Devlet, daha yeni yeni, devletliğini gösteriyor.. Burdaki yalanı, CHP’li riyakarların, yalancıların yüzlerine vuruyor.

Nasıl mı? Anlatayım. 

İtfaiye raporu düzenleyen, kroki çizen, hatta bazı eksiklikler tespitinde bulunan belgedeki imzası olan kişilerin, belirtilen tarihde ve bir-iki gün öncesi ile bir-iki gün sonrasında, Kartalkaya’ya gitmediğini belgeledi..

Nasıl belgeliyor?

İlgili kişilerin Cep telefonlarının Kartalkaya’dan sinyal vermediğini ispatlayarak. Bence yetmez. Farklı ve uzak mekanlardan cep telefonlarının sinyal verdiğini belgeleyerek, aksini de devlet ispatlamalı.. “Sen Bolu’nun en ters yöndeki ilçesinde iken, nasıl oluyor da, Kartalkaya’da olduğunu iddia ediyorsun” demeli..

Hatta bu da yetmez. Olur ya, ilgili kişiler, “O gün telefonu eşime verdim. ben telefonsuz Kartalkaya’ya gittim” diyebilirler. Ayrıca o cep telefonu ile belgede imzası olan kişilerin farklı kişilerle telefon görüşmeleri de yaptığını belgeleyerek, klasik hale gelmiş CHP yalancılığını tevsik etmelidir..

Devlet,. bir açıdan daha devletliğini göstermiş.

AK Parti iktidarında, her şeyin daha sıkı kontrol altına alınması ile birlikte, teknolojik gelişmelerden de yararlanılarak, araçlara takılan GPS’den de Kartalkaya’ya gidildiğine dair bir veri bulunmadığın tespiti yapılmış..

Araç ile gitmediyseniz, herhalde “Kartalkaya’ya, belediye otobüsü ile gitmiştik” diyecek haliniz de yok.

Rapor verdiğiniz yere gitmeden, belge düzenlemek, resmi evrakta sahtekarlığa girer..

Bu suçla da yargılanması gereken CHP’li belediye başkanının bürokratları, bakalım savunmalarında ne diyecekler?

“Bize böyle bir rapor hazırlamamız söylendi. biz de gitmeden hazırladık” mı diyecekler.

Yoksa..

“Aslında bizim öncesinde bir raporumuz yoktu. Yangından sonra, CHP’li belediyeyi suçtan kurtarmak için, eski tarihli rapor düzenledik” mi diyecekler, süreç içinde göreceğiz.

Biz CHP’li Tanju Özcan’a dönelim..

Göçmene acımayan, insana acımıyor demektir.

“İnsana acımayan, kendi vatandaşına da acımaz” demiştik.

“Kürt’e, Arap’a insan gibi davranmayan, Türk’e de insan gibi davranmaz” demiştik..

Nitekim öyle çıktı..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar1

  • Yaşasın hamas 6 saat önce Şikayet Et
    O değilde acı olan gözümüzün içine baka baka ben sizin düşmanınızım diyen vatan millet düşmanlarına makam mevki veriyoruz RABBİM sen sonumuzu hayr eyle emeğine yüreğine sağlık ihsan abim RABBİM ayağına taş değdirmesin
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat