AK Parti: “Daha fazla çalışalım”, Tabipler Odası: “Dinlenelim”
- GİRİŞ24.08.2025 10:24
- GÜNCELLEME24.08.2025 10:24
Sağlık Bakanlığı vatandaşa hizmet için kafa patlatıyor..
“Ne yapabiliriz, nasıl yapabiliriz, vatandaşlarımızın sağlığını önceleyen hangi hizmete daha imza atabiliriz” üzerinde çalışıyor..
Son adım şu:
Milyarlarca liralık yatırımlar yapılıp, hastaneler yenilendi, birçok ilimizde şehir hastaneleri açıldı. Bu hastaneler, en son teknik cihazlarla donatıldı..
Bu altyapı çalışmalarına, muhalifler bile itiraz edemiyorlar..
Olsun olsun, itiraz edenler de, “O kadara değil, şu kadara yapılabilinirdi” diyorlar..
Altyapının büyüklüğüne, donanımın genişliğine kimsenin itirazı yok..
Daha 5-6 yıl öncesinde, uzman doktorun istediği bilgisayarlı çekimler için, aylar sonrasına gün veriliyordu..
Yanlış söyledim..
Devlet hastanesinde hiç yoktu..
Dışardaki laboratuvarlara gidiliyordu..
Onda da, aylar sonrasına gün alıyordunuz..
Şimdi hastanenin içinde, gerekli çekimler de yapılıyor..
Sağlık Bakanlığı, devletin bu fedakarlığını, birazcık da sağlık çalışanlarımızın fedakarlığı ile, zirveye taşımak istemiş..
Fazla mesai bedelleri ödenecek.
Ama..
Mesai saati dışında, tam kapasite olmasa da, % 25 kapasite ile, akşam geç saatlere kadar, teknik altyapı cihazlarından azami oranda yararlanmak üzere, vardiya veya farklı çalışma metotları ile çalışılmaya devam edilecek..
Hani atalarımız demiş ya.
Un var. Şeker var.
Ama helva yapmaya sıra gelince..
Yapamıyoruz..
Teknik altayımız kurulmuş mu?
Kurulmuş.
Gündüz çalışıyor. Ama hafta sonu atıl. Akşam mesai bittikten sonra.
Yani, yuvarlak hesap söylüyorum, günün 8 saatinde aktif, 16 saatinde atıl..
Bir hesap çıkartsanız..
24 saat esasına göre çalışmayı planlasanız.. (Bu teknik olarak mümkün olmayabilir. Ama uçuk da olsa, örneklendireyim. Bu kadarını isteyen de zaten yok.)
O cihazlar, 365 günde, sadece 25 gün tam kapasite çalışmış oluyor..
Sağlık Bakanlığı karar almış ve açıklamış:
“Kamu hastanelerinde artık akşam saatlerinde ve hafta sonu da ameliyat yapılacak.”
Hemen itirazlar başladı..
“Doktorlar köle değildir..”
Arkadaşlar, size “kölesiniz” diyen yok..
Çalışacaksınız, fazla mesainizi alacaksınız..
Yine itiraz ediliyor:
“Bizim dinlenme hakkımız var!”
Tamam, dinlenme hakkınız var. Zaten sizi 24 saat esasına göre kimse çalıştırmıyor ki. Bu mümkün değil ki..
Sağlık bakanlığı, “Ameliyathane ve endoskopi ünitelerinin en az yüzde 25 kapasitesinin hafta içi 22’ye kadar, hafta sonu ise 08.00-17.00 arasında aktif olacak şekilde planlanması” talimatı veriyor..
Dikkat edin. “en az” da deniliyor olsa..
Siz onu, ilk planda hedef olarak görün.
Fazlası mümkün ise, gönüllülük esasına göre, artabilir. Ama % 25’ten fazlası olmazsa, Sağlık bakanlığı kimsenin yakasına yapışacak değil..
100 film çeken bir ünite, 25 film çekebilecek kapasitede çalışacak.. Ve bu çalışma da.. 16 saatlik dinlenme süresince değil, sadece hafta içi 5 saat, hafta sonu da 9 saat olacak şekilde planlanacak..
Yazıktır, günahtır, o kadar masraf yapılmış, cihazlar alınmış, hastaneler yapılmış..
Tabipler odası yöneticileri de, doktorları teşvik etseler, bu hayırlı çalışmada belli bir tempo tutturulsa..
Mümkün değil..
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, hemen kafayı çıkartmış..
“Çalışan sağlığı için de uygun değil, sağlık hizmeti alan yurttaş için de uygun değil.”
Hani bu doktorumuza sorsam..
Siz tabip odası başkanı olarak, doktorların böyle bir çalışmasına karşı olduğunuza göre..
Ama altyapımız, fazla çalışmaya müsait olduğuna göre..
Yurtdışından doktor getirilse, buna ne dersiniz?”
Eminim buna da itiraz edecektir, Tabip odası başkanı..
İyi de, ne istiyorsunuz siz?
Hastanemiz orda. Milyarlarca liralık masraf yapılmış. Donanım orda.. En gelişmiş cihazlar alınmış.
“Bırakın atıl kasın” demek, nasıl bir insan sevgisidir?
Eğer burdaki sağlık çalışanlarımız yeterli değilse, dışardan sağlık çalışanları getirelim” dediğimizde.
Ona da itiraz etmek, nasıl bir kıskançlık krizidir..
Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, bir de şöyle örnek vermiş:
“Kimse yorgun bir pilotun uçağına binmek istemez.”
Tamam..
Verdiğiniz örnekten hareket edelim..
Uçaklar alınmış ise..
Havalimanları müsait ise..
Yolcu var ise..
Göz göre göre, yolcuları kaçırır mısınız?
Pilot sayınız az ise.. Mutlaka alternatif yollar arar, çözüm üretmeye çalışırsınız..
“Dışardan pilot getirelim, bu çalışma fırsatını kaçırmayalım” denildiğinde de, kusura bakmasınlar ama.. Hiçbir pilot itiraz edemez..
Ama bakıyorsunuz, İstanbul Tabip Odası, dışardan doktor getirilmesine de itiraz ediyor?
Bedeli karşılığında birazcık fazla çalışılmasına da itiraz ediyor..
Lütfen, okuyanımız, okumayanımız.. Hepimiz dürüst olalım..
Özellikle de okuyanlarımız dürüst olsunlar.
İdeolojik kafa ile, sorunlara yaklaşmasınlar..
Çözüm odaklı düşüncelerini açıklasınlar.
“AK parti iktidarına nasıl gol atarız” noktasına kendilerini odaklamasınlar..
Düne kadar, “Aile hekimlerinin antibiyotik yazması yasaklandı” diye algı yaptılar.
Sonra çevirdiler, “Antibiyotik yazan doktorun maaşı kesilecek” dediler..
Aslında yapılmak istenen ne idi?
Doktorlarımızın, belli bir standart tutturması..
Bazı doktorlarımız gerektiğinde antibiyotik yazarken, bazıları her gelene antibiyotik yazmasının önüne geçilmesi..
Bunu da bakanlık, “O bölgedeki antibiyotik yazma oranı” ile formüle etti.
Bir doktor 100 hastaya antibiyotik yazarken..
Diğeri 20 hastaya yazıyorsa..
Burda bir sorun yok mudur?
Dürüst doktorlarımıza soruyorum..
Sorun yok mudur?
Nitekim, sonuçta maaş kesme de yanlış iddia idi..
Oranlaması doğru olan doktorumuza, daha fazla prim verilmesi sözkonusu idi..
6 aylık uygulamada ne oldu?
Gereksiz yere antibiyotik yazılmaması noktasında, 6 ay geçtikten sonra, “Maaşım kesildi. Yandım, bittim, kül oldum” diyen doktor veya uygulamada bir şikâyet duyuyor musunuz?
Lütfen..
Lütfen insan sağlığı üzerinden, algı yapmayınız..
El birliği yapalım..
Sağlık konusunda siyaseti ortadan kaldıralım..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar4