Terörsüz Türkiye’nin ne kadar da istemeyeni varmış!
- GİRİŞ28.08.2025 09:41
- GÜNCELLEME28.08.2025 09:41
Tüm siyasi partilerin davet edildiği, İyi Parti hariç TBMM’de temsil edilen tüm partilerin katılım sağladığı Terörsüz Türkiye inşası için kurulan komisyon, görüşmelerini devam ettiriyor..
Dün önemli bir misafir vardı..
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan..
İstanbul 1 Nolu Barosu, Suriye’de etkisiz hale getirilen iki PKK’lı ile ilgili, “Onlar basın mensubu” diye savunmaya geçtiğinde, hakkında dava açılıp, yönetim kurulunun da düşmesi istemi ile talepte bulunulduğunda, Erinç Sağkan hemen desteğe koşmuştu..
Kendisi PKK yanlısı olarak direkt bir açıklama yapmamış olsa da.. yapanın yanında durmuştu..
TSK için, “PKK’ya karşı kimyasal silah kullanıyor” diye iftira atan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın ahlaksızlığını, “Düşünce hürriyeti” diyerek savunmaya kalkmıştı.
Şimdi o Erinç Sağkan, Terörsüz Türkiye ile ilgili atılan adımlar için, bakın ne diyor:
“Anayasa’ya saygı gösterilmedikçe herhangi bir sorun çözülemez.”
Haydaaa.
Biz ne konuşuyoruz, Erinç Sağkan ne cevap veriyor.
Biz PKK silah bıraksın diyoruz..
Barolar Birliği Başkanı, “Anayasa’ya saygılı olun” diyor..
Yani ne demek istiyor?
“PKK’lı koçlarım, silaha devam edin. Boşverin silah bırakmayı. Siz silah bırakırsanız, biz sittin sene, Tayyip Erdoğan’ı deviremeyiz.”
Yorumumu abartılı bulanlara sesleniyorum.
Lütfen cevap veriniz, PKK silah bıraksın diye kurulan bir komisyonda, “Anayasa’ya saygı gösterilmedikçe herhangi bir sorun çözülemez.” cümlesi niçin söylenir?
Ne yapmamızı istiyor Erinç bey?
86 milyon, her sabah saat 05:00’da kalkıp, “Anayasa’ya saygılıyız” diyerek, meydanlarda slogan atmasını mı?
Yetmez, akşamları da saat 19:00’da şehir meydanlarında toplanıp, “Anayasa’ya bağlılık yeminleri edilmesi”ni mi istiyor?
İşe bakar mısınız, darbecilerin yaptığı anayasaya, hukukçu geçinen adamlar, diğer meslekten vatandaşlara göre daha fazla sahip çıkıyor.
“Darbecilerin yaptığı anayasaya bağlılık diye bir şey yoktur.” demesi gerekenler.
Belki de halkın önüne geçip, anayasanın mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söyleme konumunda olanlar, idam cezası gerektiren suçu işleyerek, yapılan anayasayı övüyorlar..
Kimse kusura bakmasın. Buna ben hokkabazlık derim..
“Darbe anayasasına saygılı olun” demek, hele hele bunu, Terörsüz Türkiye gibi çok önemli bir konu tartışılırken, araya sıkıştırmak, darbecilerin yalakalığını yapmaktan başka bir şey değildir..
Başka ne diyor, Erinç efendi?
“Çözüm aniden köklü adımların atılmasıyla değil, öncelikle karşılıklı güvenin inşası ile mümkün olacaktır.”
Aniden dediğin, sayın Devlet Bahçeli’nin konuyu ilk dillendirmesinin üzerinden, tam dokuz ay geçti.
Fazlası var, eksiği yok.. Dokuz ayda bir çocuk anne karnında büyüyor, dünyaya adım atıyor..
Ama sıra çocukların ölmemesine gelince. Çocukların babasız kalmamasına gelince..
Erinç beyin ayakları 9 ayı yeterli görmüyor, geri geri gidiyor..
“Acele etmeyelim” diyor.
Ne yapalım Erinç bey?
2 bin askerimiz daha şehit olsun, sonra mı PKK’ya silah bıraktıralım..
Yalakalığını yaptığınız 12 Eyül darbecileri, “Anarşinin olgunlaşmasını bekledik, sonra darbe yaptık” demişti.. Şimdi siz de bir darbe hazırlığındasınız da, onun için mi, “aniden olmaz” diyorsunuz.. Ne istiyorsunuz, 5-10 bin sivil insanımız daha ölsün, sonra mı PKK silah bıraksın..
“Aniden köklü adım atılması”ndan kastınız nedir?
Bunun sakıncası nedir?
Söylemek istediğiniz nedir? Karnınızdan konuşmayın..
Ne söylemek istiyorsanız, açık açık konuşun..
PKK’nın silah bırakmasından rahatsız olduğunu açık açık dillendirmese de.
Bu yönde çok net imalarda bulunuyor, Barolar Birliği Başkanı Erinç bey..
Diyor ki:
“Anlaşma sağlanmayan konuların sessizce geçiştirilmemesi ve açıklıkla ortaya konması gerekir.”
Ne anlaşmasından bahsediyorsun, darbecilerin avukatı..
TSK’ya “kimyasal silah kullandı” iftirası atan soytarıların avukatı..
Ne anlaşmasından bahsediyorsun?
Süreci başlatan Devlet Bahçeli anlaşmadan bahsetmiyor.
Cumhurbaşkanı pazarlık yok diyor..
TBMM Başkanı asla bir şeyler alınıp, bir şeylerin verilmesi sözkonusu değil diyor..
Ama kapının son mandalı Erinç efendi, “Anlaşılmayan konular açıkca belirtilmeli” diyerek, tuzak kurmaya çalışıyor.
Sanki bir pazarlık varmış, bir anlaşma yapılıyormuş da, anlaşma olmayan konular da, tutanağa bağlanması gerekiyormuş, gibi aklı sıra algı operasyonu yapıyor.
Ve “PKK silah bırakmasın” diye bas bas bağıran, “Ben mızıkçılık çıkartacağım. Maraza çıkartacağım” diye bas bas bağıran cümle geliyor:
“Örgüt yeni bir isimle kurulmayacağını temin etmeli.”
Karşımızda bir hukukçu olduğuna göre.. Hukuki bir soru ile derdini anlamaya çalışalım..
“Nasıl bir teminat istiyorsunuz? Hangi bankadan, kaç liralık olsun, teminat mektubu?”
Gülüyorsunuz değil mi? Bu adamların sözlerine, ancak gülünür..
Karşınızdakiler bir terör örgütü..
Silah bıraktırmak istiyorsunuz..
Ve en yetkili ağızlardan, “Bir şey vermiyoruz” diyerek açıklamalar yapılıyor.
Ama koca koca adamlar, “Yeniden kurulmayacakları konusunda teminat vermeliler” diyor. Farzedelim, “Biz bunu nasıl temin edeceğiz” dediler..
Ne yapacaksınız..
Komisyonu lağvedip, Suriye’nin kuzeyinde İsrail’in oyuncağı bir federe devet kurulmasına seyircilik mi yapacaksınız?
Veya..
Size istediğiniz teminatı verdiler.
Böyle kolaycacık “*teminatı verdiler” diyorum ama.
Emin olabilirsiniz ki, “Hangi bankadan teminat mektubu veriyorsunuz. O banka olmaz, katılım bankası hiç olmaz. Ancak şu bankadan getirirseniz, teminat mektubunu kabul ederiz” bile diyeceklerdir.
Ama şu ihtimali de değerlendirelim..
Teminat verdiler. Ve sözlerinde durmadılar..
Biz onların verdikleri söze göre, bir işe mi giriyoruz, bir açık artırmaya mı giriyoruz, bir inşaata mı başlıyoruz, bir yatırım mı yapıyoruz ki, “Ya sözlerinden vazgeçerlerse” diye düşünelim.
Türkiye, PKK silah bırakmayacakmış gibi, zaten planlamasını yapmış. Bir ihtimal, kendiliklerinden silah bırakırlar diyerek, bir yol aranıyor..
Ama bu yolu tıkamak için de, tüm fesat merkezleri, ellerinden geleni, ardlarına koymuyorlar.
Hendekler kazılırken, “Barış için Akademisyenler Bildirisi”ne imza atanları savunanlar, o günlerde “PKK’dan da şu konuda teminat isteyelim” demeden onlara sahip çıkanlar..
Şimdi, silah bıraktırma sürecinde, “Ya sözlerinden cayarlarsa” diyerek, kafa karıştırmaya çalışıyorlar..
Belki de en önemlisi, Erinç Sağkan’ın dün komisyonda dillendirdiği, “Keyfi tutuklamalar, İfade hürriyetine dönük ağır ihlaller, Bazı yargı kararlarının uygulanmaması, Kayyım uygulamaları” noktalarında eleştiriler getirmesi..
PKK’ya silah bıraktırma aşamasında bile, adamlar kendi hırsızlarını cezaevinden çıkarmanın peşine düşmüşler..
Şunu bile demiyorlar: “Hırsızlar, bir daha hırsızlık yapmayacaklarını temin etmeli, devlet de tutuklu belediye başkanları için bir iyileştirme düşünmeli.”
Bunu bile teklif etmeden, hırsız belediye başkanlarının salınmasını isteyenler.. PKK için ise, koşul üzerine koşul getiriyorlar..
Hırsızı kurtarmak için çırpındıklarını, teröristlere ise silah bıraktırmamak için didindiklerini ispatlıyorlar..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar3