Partileri kapatan canavarlar, şimdi tedbir kararına ciyaklıyorlar

  • GİRİŞ04.09.2025 08:53
  • GÜNCELLEME04.09.2025 08:53

Bugün size bir fıkra anlatalım..

Fıkra dediysem, Nasreddin Hoca’dan fıkra beklemeyin.

Bu kadar ciddi konu var iken, Karadeniz fıkrası anlatacağımı hiç sanmayın..

Ben size Cumhuriyet gazetesinden manşet aktarayım, siz onu fıkra olarak kabul edin..

Delegelerin pavyonlarda saf değiştirmek üzere eğlenceye boğulduğu, daha etkili delegeler için banka yoluyla para transferlerinin sağlandığı, daha etkili delege tercih değişikliği için ise bedeli Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği il başkan adayına oy verme karşılığında tapu kayıtlarında alım-satım ilişkilerinin kurulduğu şaibeli kongre, mahkeme tarafından tespit edilince.

Tezgah bozuldu..

Mahkeme il başkanlığına kayyım atadı. Büyük kongre için belirlenen İstanbul delegelerinin görevlerini askıya aldı.. 

Cumhuriyet gazetesi bu tablo için şu başlığı kullanmış: “Seçim hukuku askıya alındı”..

Ne olmuş acaba?

Cumhuriyet gazetesi hukukçulara müracaat ederek yaptığı haberden aktarayım..

“Hukukçular uyardı” demişler ve “Hiçbir mahkeme kongre durduramaz” diye devam etmişler..

Bunu söyleyen kimmiş?

Yargıtay Onursal Daire Başkanı Hamdi Yaver Aktan imiş. 

Kimdi bu Aktan?

Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi iken, Tayyip Erdoğan’ın milletvekili adaylığını önleyen kararın altında imzası olan bir yüksek hakim!

İşe bakınız..

2002 yılında, Tayyip Erdoğan’ın milletvekili adaylığını önleyen yasakçı kafa, hiç utanmadan, kimsenin milletvekili adaylığı engellenmiyor, kimsenin partisinin kapısına kilit vurulmuyor, ama “seçim hukuku askıya alındı” yorumu yapabiliyor..

Kendisi Yargıtay üyesi iken, Erdoğan’ın milletvekili adayı olmasını önleyebiliyor..

Ama şimdi mahkemelerin, kirli para trafiklerini gördükten sonra, bir il başkanlığı seçimi hakkında tedbir kararı vermesini hazmedemiyorlar..

Bunu bir kenara bırakın..

Bu CHP kafası değil midir, Refah Partisi kapatılırken, tam tam dansı yaparak, kutlayan..

Kapatma kararı veren hakimler, hemen her gün nöbetleşe bu Cumhuriyet gazetesinde köşe yazıları ile toplumu aydınlatmaya (!) kalkışmıyorlar mı?

Dikkat buyrun..

Bir partinin il başkanlığı seçimi hakkında tedbir kararı verilmesinden bahsetmiyoruz..

Partinin il başkanlığının kapatılmasından hiç bahsetmiyoruz..

Partinin külliyen kapatılmasından, kanundaki tanımı ile “temelli kapatılması”ndan bahsediyoruz..

O günlerde seçim hukuku askıya alınmamıştı..

Parti kapatılıp, Erbakan Hoca 5 yıl siyasetten men edildiği zaman, hukuk işliyordu..

Anayasa’nın emri yerine getiriliyordu.

Ama şimdi, yolsuzluk paraları ile bir partinin yönetiminin ele geçirilmesi operasyonuna dur denilince.. Seçim hukuku askıya alınmış oluyor..

Seçimlerden birinci çıkan siyasi partiyi kapatma ile muhalefetteki bir partinin il başkanlığı seçimine tedbir kararı verilmesini buyrun karşılaştırın.

Biri diğerinin zerresi olabilir mi?

“Çok eskilere gittiniz” diyecek, bazı okurlarımız.

Daha yakına gelelim..

Yıl 2007.

AK Parti birinci parti olarak çıktığı 2002 seçimlerindeki başarısını, 2007 seçimlerinde yineliyor..

Seçmene verdiği başörtü yasağını kaldırma sözünü yerine getirmek için MHP ile birlikte başörtü yasağını kaldırma yolunda Anayasa’da değişikliğe gidiyor..

Dikkat buyrun..

Avanta dağıtmıyor. Rüşvet toplamıyor. Havuz oluşturmuyor.. Villaları cebe atan işlemlere imza atmıyor..

“Başörtülü öğrencilerin de, bu ülkenin üniversitelerinde okuma hakkı vardır” diyerek, mevzuatta bir değişikliğe gidiyor..

Yok yok..

Başörtüyü serbest bırakmak istemek esas sebep, ama görünürdeki sebep başka bir konu olduğunu sanmayın.

Utanmadan, sıkılmadan, kapatma talepli iddianameye, aynen bu gerekçeyi yazdı; CHP’nin pek bi sevdiği o dönemin Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya..

“Başörtü yasağını kaldırmak isteyerek, laikliğe karşı odak olma” gerekçesini belirterek, AK Parti’nin kapatılmasını istedi..

Anayasa Mahkemesi de..

Bir partinin il başkanlığı hakkında değil. Partinin tümü hakkında, “laikliğe karşı eylemlerinin odağı olma” iddiasını kabul etti.

“Hazine yardımının kesilmesi”ne karar verdi.

Anayasa Mahkemesi’ndeki 6 üyeye ilaveten, bir üye daha, farklı yönde oy kullansa idi..

AK Parti, 2008 yılında temelli olarak kapatılmış olacaktı..

Bunun CHP ile ne ilgisi var demeyin sakın..

Kararın eksik olduğunu, aslında AK Parti’nin kapatılmasını çoktan hakkettiğini söyleyenler, bizzat CHP’li yöneticilerdi.

Hatta bugün dahi..

Anayasa Mahkemesi’nde her dediklerini emir telakki eden üyeler var olsa, yine talep edecekler, “AK Parti’nin temelli kapatılması kararı verilmelidir. Onlar bunu çoktan hakkettiler” diyeceklerdir.

Bunu Cumhuriyet gazetesinin sayfalarında, zaten dillendiriyorlar..

Seçmenin talebini yerine getirmek üzere, temel hak ve özgürlükleri hayata geçirmek üzere mevzuatta değişiklik yapılmasını, bir partinin, hem de seçimden birinci olarak çıkan partinin kapatılmasına sebep olarak gösterenler..

Şimdi rüşvet paraları ile parti yetkililerinin değiştirilmesi operasyonlarından dolayı tedbir kararı verilmesine, itiraz ediyorlar..

Tedbir kararına itiraz ederken, hukuki gerekçelerini hazırlarlar, somut olarak iddialara cevap verirler, biz de kendilerine destek oluruz..

Para ile delege satın alındığına dair iddialara, bir itirazları var mı?

Bir cevapları var mı?

Öyle ya..

Refah Partisi’nin kapatılması kararında olduğu gibi..

AK Parti hakkında verilen hazine yardımının kesilmesi kararında olduğu gibi..

Karar kesin değil..

Düşünebiliyor musunuz.

Anayasa Mahkemesi, bir partiyi kapatıyor. Bir parti hakkında hazine yardımının kesilmesine karar veriyor.

Karara itiraz imkanı yok..

Ama şimdi, CHP İstanbul İl Başkanlığı hakkında, parti kapatma ile kıyaslayamayacağınız kadar önemsiz  bir tedbir kararı veriliyor..

Bunun itiraz yolu açık..

Ama CHP’ye bakıyorsunuz, itiraz ediyorlar ama, gerekçelerinde para transferleri ile tek kelimelik açıklama yok..

Dedikleri diyecekleri şu: “Kayyım atanan kişi CHP üyesi değil.”

Kayyıma geliriz arkadaşlar. Siz önce, delege satın aldınız mı, almadınız mı, onu açıklasanıza.. 

Yeni Akit

Yorumlar7

  • osman tavukoğlu 4 gün önce Şikayet Et
    Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul Ne tüyler ürperir ya rab, ne korkunç inkılab olmuş Ne din kalmış ne iman, din harab, iman türab olmuş
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Vatandaş 4 gün önce Şikayet Et
    Bu CHP nin,Atatürk ün kurduğu partiyiz imtiyazları daha kaç yıl boyunca bu ülkenin başına bela olacak.Daha kaç yıl boyunca bunların Dikta ve zorboliklarını çekmek zorunda kalacağız.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Recep IŞIK 4 gün önce Şikayet Et
    Fransiz'in nesi var? Fuhşu,ZİNASI, bir de ilhadi(ALLAHSIZLIĞI); Kapişti bunlari 'yirmibirinci asrin evladi!' Ya Alman'in nesi var zevki okşayan? Birasi; Unuttu ayrani, ma'tuda(SERSEME)döndü kahrolasi! Heriflerin, hani dünya kadar bedayii(İCADLARI)var: Ulumu(BİLİMLERİ)var, edebiyyati var, sanayii var. Giden birer avuç olsun getirse memlekete; Döner muhitimiz elbet muhit-i ma'rifete.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • CAYGARALIHASANAĞA 4 gün önce Şikayet Et
    Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul Ne tüyler ürperir ya rab, ne korkunç MARKSİST-LENİNİST-STALİNİST-MAOİST inkılab olmuş Ne din kalmış ne iman, din harab, iman türab(TOPRAK)olmuş YA RAB
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • OFLİ TERİN HOÇA 4 gün önce Şikayet Et
    Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul Ne tüyler ürperir ya rab, ne korkunç MARKSİST-LENİNİST-STALİNİST-MAOİST inkılab olmuş Ne din kalmış ne iman, din harab, iman türab(TOPRAK)olmuş YA RAB
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat