Halk ile kavgalı CHP, 102 yaşında
- GİRİŞ10.09.2025 08:51
- GÜNCELLEME10.09.2025 08:51
Cumhuriyet Halk Partisi, gelgitler yaşamış olsa da..
Bir asrı geçen tarihini özetlemek istersek.
Baskı ön plana çıkar. Halkla çatışma ön plana çıkar.. Toplumu ideolojik saplantı ile dönüştürmeye kalkışmak ön plana çıkar. Toplumu dini hassasiyetlerden uzaklaştırmaya çalışmak ön plana çıkar..
İtiraz mı edecekler?
Buyursunlar cevap versinler:
Ezan, 15 asırlık tüm dünya uygulamasında, asli dili ile okunmuş iken..
Türkiye’de CHP iktidarında iken, asli dili yasaklanmamış mıdır?
“Efendim eskide kaldı” diyecekler..
Nedir eskide kalan?
“Ezanın asli dilinde okutulmaması, bizi çok net din karşıtı olarak damgalatıyor. Bu işi daha çaktırmadan yapalım. Ezanın asli dilinde okutulmasına şimdilik itiraz etmeyelim” düşüncesine evrilmelerini bizler “CHP artık, ezanın asli dilinde okutulmasına karşı çıkmıyor” diye mi anlayalım..
Dün ezanın asli dilinde okutulmasına karşı çıktılar.
Bugün de gitmedikleri Cuma namazına özel olarak gelip, “Atatürk’ü an hoca.. Atatürk’ü anmadan hutbe olmaz” diyerek, aynı buyurgan ve dine kıyafet biçen tavırlarına devam ediyorlar mı, etmiyorlar mı?
Hutbede tesettür ayetleri hatırlatıldığında.. CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, çok değil, daha iki hafta önce, İslami hiçbir referansı dikkate almaksızın, İslam’ın tesettür hükümlerinin anlatılmaması gerektiğini dikte etmeye çalışmadı mı?
Ellerine yetki geçerse, belediyelerde yaptıkları gibi, kadınların özel plajlarını özellikle karma yaptırarak, erkeklerin tacizine muhatap edecekleri konusunda küçücük şüpheniz var mı?
Siz karma plaja gidersiniz. Ama bazı kadınlar, sadece hemcinslerinin girebildiği plaj talep diyorlarsa, Şile Belediyesi’ne ne ki, CHP’li diğer sahil belediyelerine ne ki, 2024 Mart ayında seçimi kazanır kazanmaz, hemen o yılın yaz ayında, kadınlar için tahsis edilen plajları, karma plaj haline getirir!?
CHP’nin dini hassasiyetlere saygısı olmadığını söylediğimizde itiraz ediyorlar..
Ama, partilerinin yöneticilerinin beslediği gazetelerde, sabahtan akşama kadar, Kur’an kursu düşmanlığı yapılıyor.
Kur’an öğretilen kurslar için, “Gerici okullar” yaftası vurulup, kapatılmaları isteniyor..
102 yaşına gelmekle övünen CHP, keşke fötr şapka gibi zulmün ve aynı zamanda akılsızlığın zirve örneğini bu topluma dayatmasaydı..
Fötr şapka zorunluluğunu, bugün kim savunabilir?
“Fes şurdan geldi, burdan geldi” diyebilirsiniz.
Hatta dini hassasiyetler konusunda kendi tercihiniz olarak, “sarık takmak istemiyorum” da diyebilirsiniz..
Ama lütfen CHP’liler cevaplasın. CHP’lilere payanda olan Saadet Partililer cevaplasın..
Stratejik Derinlik kitabının yazarı, büyük büyük politikacı, Anadolu’ya bir çıktı mı, milyonlar arkasından yürüyecek olan, ama ne milletvekili seçimine, ne Cumhurbaşkanlığı seçimine, parti tabelası altında bir tane bile aday çıkarmaktan aciz olan, mahalli seçimde dahi aynı çapsızlığı gösteren ve CHP’yi destekleme rezilliğine imza atan Ahmet Davutoğlu cevaplasın: “102 yaşındaki CHP, bugün dahi itiraz etmedikleri fötr şapka mecburiyetinin ilmi, felsefi, akli, mantıki gerekliğini anlatıversin.”
CHP’nin 102 yıllık siyasi hayatı, yasaklarla dolu olduğunun bir kesin delili de, dini hassasiyetleri olan siyasi partilerin kapatılması için verdikleri uğraşlardır.
MNP kapatılırken, RP kapatılırken, FP kapatılırken, AK Parti kapatılmak istenirken, CHP yönetiminin yasakçılık lehinde söylem geliştirdiklerini net olarak görüyoruz.
Şimdi il başkanlığına geçici bir atama yapıldığında, “Hukuk bitti. Adalet yok oldu. Demokrasi iflas etti” söylemi ile karşımıza çıkan CHP, Refah Partisi’nin kapatılmasını ayakta alkışlıyor, RP yerine kurulan Fazilet Partisi’nin de, sadece başörtülü birisini milletvekili adayı göstermesi ile kapatılmayı hakkettiğini ilan ediyordu..
RP hakkında verilen kapatma kararının AİHM’de görüşülmesi sırasında, “Hak ihlali yoktur” diyen Rıza Türkmen, sadece bu kullandığı oy ve Leyla Şahin’in başörtü yasağı hak ihlalidir” davasında verdiği “Hayır başörtü yasaklanabilir” kararını ödüllendirmek için, CHP tarafından milletvekili yapılmıştır.
Kimse bizlerin CHP’ye önyargılı olduğumuzu iddia etmesin..
İstanbul’un fethinin sembol değişimi Ayasofya’yı, sanki İstanbul’un fethine karşı bir misilleme yaparcasına müze haline getiren de CHP’dir..
Yıllarca Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi için yapılan çağrılara set çeken, “Yapamazsınız” diyen de CHP’dir..
Her şeye rağmen..
“Biz de bu ülkenin çocuklarıyız. Biz de Ayasofya’da namaz kılmak isteyen insanlarız. Biz, gitmediğimiz bir cami hakkında, dindarların ibadet hakkını kısıtlama amacı ile müze kararı almadık. Bizim kötü niyetimiz yoktur” iddiasında iseler..
Bana, Ayasofya cami haline dönüştürüldükten sonra, bir tane yeni veya eski genel başkanlarının, iki-üç tane milletvekillerinin; vakit namazını boşverdim, kıldıkları Cuma namazını göstersinler..
“Namaz Allah ile kul arasında” diyecekler..
O zaman siz, bizim namazımıza niye karıştınız?
Niye Ayasofya’yı; hayatınızda bir defa namaz kılmadığınız bir camiyi, ibadet yapılmasından men ettiniz..
Ya CHP’lilerin, Türk milletinin kullandığı harfleri değiştirmesini devrim diye yutturmasına ne diyeceksiniz?
“Kolay okunuyor. İlmi gelişmeleri kolaylaştıracak. Ülkenin kalkınmasına katkı sunacak” dedikleri harf değişikliği, Anadolu’yu işgal eden devletlerin harflerini almaktan ibaret.
Ki, onu bile yarım yamalak yapmışlar..
Bugün dahi tartışıyoruz: “Alfabede olmayan şu harfi alsak mı! Alırsak terör örgütünün söylemini mi haklı çıkarırız.”
Tersinden bir örnek vereyim..
Teknolojik alanda devrimi yaşayan Japonya, asırlardan bu yana kendi harflerini kullanmaya devam ediyor. Kimseye özenti içinde, eziklik hissi ile alfabesini değiştirme yanlışına imza atmadı..
Çin, kendi harfleri ile bugün 3.2 trilyon dolarlık rezervi ile dünyanın diğer tüm gelişmiş ülkelerine parmak ısırttırıyor..
Türkiye ise, CHP iktidarında 3-5 milyar dolar civarında seyreden rezervini, daha yeni AK Parti iktidarında rekor kırdırarak, 180 milyar dolar seviyesine çıkardı.
Ama alfabesini değiştirmeyenlerin yanında, yine devede kulak kalıyor..
Demek ki, tılsım alfabe değilmiş..
Ve son tartışmalara bakınız..
“Başörtülülerle helalleşiyoruz” diyen CHP yönetimi, başörtülü bir tane iki tane aday çıkarmış olsa da.. Başörtülüleri kabullenemediğini, başörtülülerin de CHP’yi kabullenmediğini, son tartışmalarda net olarak görüyoruz.
CHP’yi ele geçirmeye çalışan yolsuzluk sanığı Ekrem İmamoğlu’nun sokaktaki taraftarlarına bakın.. Partiyi yolsuzluk yapanların elinden kurtaracaklarını söyleyen CHP’lilere bakın. Aralarında bir tane tesettürlü bayan yok..
Toplumdaki kadınların yarıdan fazlası başörtülü iken, CHP’lilerin bu ayrışması, toplum tarafından da nasıl bir ilgisizliğe muhatap olduklarını net olarak ispatlıyor.
CHP, 102 yıllık zulümlerinden özür dilemeli.. Bu millete reva gördüğü haksızlıklardan özür dilemeli.. 102 yaşında olması, kendisine ayrıcalık değil, defo olarak fatura ödetiyor ise, bu gerçeği CHP’liler de görüp, yanlıştan dönmeli..
Yeni Akit
Yorumlar3