Peşinen söyleyeyim..40 yıllık hukukçu olarak, kokuyu alıyorum..

CHP 38. kurultayı iptale gidiyor.

38. Kurultay ile birlikte 21. Olağanüstü Kurultay da çöpe gidiyor..

Dolayısı ile bundan sonra, temel çürük olduğu için, yani 38, Kurultay çürük olduğu için, sonrasında 22. kurultayı 21 Eylül’de yapsalar da, sonrasında 23.yü, 24. kurultayı da yapsalar.

Masraf yaptıkları ile kalacaklar..

Hepsi çöpe gidecek.

Hepsi iptal olacak.

Hatta belki Anayasa Mahkemesi ilerde, “İptal olacağını bile bile, mahkemeyi dolanmak için, 21. Olağanüstü Kurultayı, 22. Olağanüstü Kurultayı topladınız, bunların masraflarını, toplayanlar ödemeli” kararı da verebilir...

Hayır, dün duruşması yapılan dosyanın hakimiyle bir görüşmem yok.

Sorsanız, adını bile bilmem..

Ama, hayatımız bu alanda geçti..

Bir hakim, olumsuz tüm iddiaları bertaraf etmek için çırpınıyorsa..

Bilin ki, gidişat iptale yöneliktir.

Tersini düşünelim..

Hakimin kanaati kurultayın iptaline yönelik talebini reddi yönünde ise..

Dün, davayı hemen reddetmesinin önünde hiçbir engel yoktu..

“Zaten elimizdeki deliller, bu davanın tümden absürt bir dava olduğunu ispata yeter” der..

 

Davayı reddederdi.

Ama, “şu delili de inceleyelim.”

“Bu delili de görelim” diye araştırmalar yapılıyorsa..

Adil bir karar vermek amacında olunduğunu anlarız.

Belki 40 yıllık tecrübe birikimi ile söyleyelim, bu kadarcık tahmin hakkımız da olsun, “Davayı kabul edeceğim ama. Bir eksiklik olmasın diye uğraş veriyorum” çabası ile hareket ediyordur..

Dünkü duruşma, solcuların her zamanki algı operasyonları ile başladı..

Oynayamayan damat, “yerim dar” dermiş..

CHP’liler de, “duruşma salonu dar” diye itiraz ettiler..

 

Oysa aynı CHP’liler, İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nde görülmesi gereken Ekrem İmamoğlu’nun diploma sahtekarlığı davasında, duruşma çok geniş bir alanda yapıldığında, “Adalet bakanlığına ve mahkememize teşekkür ederiz. Çok geniş bir alanı bu duruşma için tahsis etmişler. Televizyondan canlı yayınlanırsa, tüm millete rezil oluruz ama. Buraya bizim eşimiz dostumuz, yolsuzluğumuzu zaten bilenler geliyor. Onlar da kapıda kalmadılar. Teşekkür ederiz” demeleri gerekirken..

Ne yaptılar?

Geniş bir salonda duruşmanın yapılmasını fırsat bilip, kravat çıkartma şovları, kravatı fırlatıp, il başkanı sanki çırağı imiş gibi ona tutturmalar.. Tek tek izleyicilerle merhabalaşmalar vesaire..

 

Solcusundan sağcısına..

27 Mayıs’ı yaşayanından 12 Eylül’ü hatırlayanına. 28 Şubat’ın zulmünü bizzat görenlere kadar..

Bir tek kişi çıkıp da, “Ben bir mahkemede, bunun benzeri şovu gördüm” diyen var mı?

Ama bu CHP’liler öyle utanmazlar ki..

Duruşma salonu dar olduğunda itiraz ederler. Geniş olduğunda şov yaparlar..

Bazen geniş salona da itiraz ederler.

CHP’nin arka bahçesi İstanbul 1 Nolu Barosu’nun da, geçen hafta bir davası Silivri yerleşkesinde yapıldı..

 

Taa Avrupa’dan barolardan adamlar getirtmişler.

Türkiye’nin değişik illerinden baro başkanlarını toplamışlar.

Yine de utanmadan, “Silivri’de geniş salonda duruşma yapılmasın. Duruşma Çağlayan adliyesinde yapılsın” diyorlar..

Çağlayan Adliyesi’nde, o kadar geniş salon mu var? 

Maksat ne?

Kavga çıkartmak.

Salonun önüne yığılıp;, “İçeri giremiyoruz. İçerde ne numaralar döndüreceksiniz” diye algı yapmak..

 

Tekrar dünkü CHP duruşmasına dönecek olursak..

Mahkeme duruşmayı erteledi.

Gerekçe olarak da, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, geçtiğimiz hafta CHP’nin İstanbul Kongresi’nin iptal edilmesi ile ilgili verdiği red kararının gerekçesinin yazılmasının beklenmesi gerektiğini gösterdi..

Bazı CHP’liler çok sevinmişler..

Bakı bakın, İstanbul 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul İl Başkanlığı’na çağrı heyeti görevlendirdi ama. Ankara’daki mahkeme, davayı tümden reddetti” dediler..

Oysa..

Bunun sevinilecek bir yanı yok..

Ankara’daki dava eksik açılmıştır.. Ankara’daki mahkeme reddeder..

Ama İstanbul’daki açılan davada, farklı deliller sunulmuştur. Dolayısı ile o davada tedbir kararı verilir..

Nitekim verildi de..

CHP’nin hukukçuları, bu işleri çok iyi bilirler.

Ama, şov yapıyorlar..

Dün kurultayın iptali kararı çıksaydı.

Genel Merkez’e stokladıkları makarnalarla, limonlarla, direniş yapacaklardı..

Mahkemenin kararı, bu planı da boşa çıkardı..

Şimdi stokladıkları makarnaları, nerede depolayacaklarını kara kara düşünüyorlar.

Direnirken, polisin gaz sıkması sonrasında kendilerini rahatlatmak için kullanacakları limon stoklarını, şimdi nerede koruyabileceklerini düşünüyorlar..

Ankara yakınlarında, acil soğutma sistemi olan depo arayışı içindeler..

Ben onlara tavsiyede bulunayım.

Aldıkları makarnaları.. Limonları.. Fakir fukaraya dağıtsınlar.

 

Fakir fukara da, “CHP, bin yılın bir başı, işimize yaradı” diye, bu parti hakkında bir olumlu düşünce içine girsin.

Yoksa, bu CHP’nin, halktan olumlu puan alması mümkün değil.

“Toplu ulaşıma indirim yapacağız” diyerek gelip, üç ayda bir zam yapan CHP’ye, fakir fukara olumlu gözle nasıl baksın ki? 

Şunu da hatırlatalım..

İstanbul’da, Ulaştırma Bakanlığı’nın son dönemde İBB’nin yarım bıraktığı metroları tamamlama operasyonları ile faaliyete geçen bölümlerinde CHP’li belediyenin zam kararları uygulanmayacak..

Marmaray’da da, İBB’nin metrosuna yapılan zammın uygulanmayacağı açıklandı..

Seçmenin, artık bu şovmenlerle, gerçek icraat peşinde koşanları ayırdetmesi gerekir.

Elektriğe gelen zammın üstünde, asgari ücrete gelen zammın üstünde toplu ulaşıma zam yapan şovmenlerle, icraat yapan siyasiler arasındaki fark görülmeli.. Mazota gelen zammın üstünde toplu ulaşıma zam yapanların beceriksizlikleri görülmeli.. CHP’lilerin şovlarına artık son verilmelidir.

Yeni Akit