Saadet Partisi kendisine güzel bir istismar malzemesi bulmuş..

Sabah kalkıyorlar, “Sumud Filosu için askeri destek verelim” diye başlıyorlar..

Akşam yatarken, Sözcü TV’de, yine “Sumud Filosu için donanmamız ne bekliyor” diyorlar..

Gece uyurken bile, Halk Tv ekranlarında “Ak Parti, Sumud Filosu için Savaş gemilerini harekete geçirmeli” söylemlerini daha sert nasıl dillendireceklerinin planını yapıyorlar..

Onlar bunu yaparken, söylerken, planlarken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Gazze’deki soykırımı da, Gazze’lilere yardımı engelleyen İsrail zulmünü de bitirecek adımları, BM Genel Kurulu’nda atıyor.. Gazze toplantısı ile konuyu çözüm noktasına getiriyor..

Saadet Partili arkadaşlar hala, “Sumud Filosuna askeri destek nerede” diye soruyorlar..

Ben de onlara soruyorum..

Sumud Filosuna baskın düzenleme planı yapan İsrail’in saldırılarına hassassınız, biz de hassasız.. 

 Ama buyrun bir samimiyet testine girelim..

Sumud Filosuna destekte samimi iseniz.

Askerden destek isterken, amacınız Tayyip Erdoğan’ı devirmek için, CHP’ye malzeme çıkartmak, ırkçı Ümit Özdağ’a “Mehmedciğimizi Araplar için tehlikeye attı” söylemine ortam hazırlamak değil ise..

Gerçekten çaresiz insanlara çare olmak istiyorsanız..

Türkiye içindeki benzer planlara da hassas olmanız gerekmez mi?

Cumhuriyet Gazetesi, hafta içinde bir yazı dizisi başlattı.

İsrail’in Gazzelileri susturmak, sindirmek, hatta ortadan kaldırmak istediği gibi..

Solcu kemalistler de, Türkiye’de dindarları susturmak, sindirmek istiyor..

Menzil cemaatini hedef tahtasına koydular..

Yeterince tepki gelmeyince..

İkinci gün İskenderpaşa Cemaatini hedef yaptılar. 

Yine sessizlikle karşılanınca..

Dün de İsmailağa Cemaatini hedef yaptılar..

Dindar cemaatlerin hepsini, cumhuriyet düşmanı ilan ettiler..

Ellerinden gelse, 28 Şubat’ta yaptıklarının aynısını, bugün de dindar insanlara reva görecekler..

Başörtü yasakçılığı ise, başörtü yasakçılığı..

Kur’an Kurslarını kapatmak ise, onları kapatmak..

Cemaatlerin dini hassasiyet gereği giydikleri kıyafetleri sokakta bile engellemek ise, onları engellemek..

Dini cemaatleri silahlanıyorlar gibi göstererek, toplumun düşmanlığını tahrik etmek..

Eeee? 

Daha ne yapacaklar, Saadet Partililerin uyanmaları için?

Evet, bugün için dini cemaatlerin maddi bir ihtiyaçları yok..

Kimse aç değil, açıkta değil.

Ama temel hak ve özgürlükleri tehlikede..

“Sekiz bin kişilik ordu iddiası” başlığı ile, İsmailağa Cemaatini linç ettirmeye çalışıyorlar..

 “Bu kemalistler çoğalacak. 8 bin kişilik ordumuz var. Önce içeriyi temizlersiniz çok basit” dediklerini iddia ederek, uydurma iddialarla ülkemizde kardeş kavgası çıkartmaya çalışıyorlar..

Hani nerdesiniz, "Sumud Filosuna İspanya bile askeri koruma verdi, Türkiye niye yok” diyenler..

Sumud Filosuna, askerimiz destek versin, itirazım yok..

Ama bu, ittifak ile yapılsın..

Saadet Partisi isteyip, Ak Parti’nin icraatı olarak gerçekleştiğinde..

CHP ve İyi Parti, “Bizim askerimizin Gazze’de ne işi var” dediğinde.

Saadet Partisi ortadan kaybolacak..

 Ak Parti, kemalistlerle karşı karşıya kalacak..

Cumhur İttifakı kıl payı seçim kazanmış olmasa..

Yine de, böyle bir tuzak olsa dahi, CHP’liler fırsat kolluyor olsalar dahi.. İyi Partililer kendilerini karartmışlar, bekliyorlar gerçeğinden adımız kadar emin olsak dahi..

“Ateş olsalar, cürümleri kadar yer yakarlar” diyeceğim..

Ama CHP ve İP’in ortaklığında, Saadet ve Gelecek, Deva ile birlikte, HDP ile birlikte, Erdoğan’ı devirme konusunda geceli gündüzlü çalışıp, oylarını % 48’e kadar da çıkarttılarsa..

Gazze’ye bir şekilde sahip çıkarız.

Ama ya Türkiye’de Cumhuriyet Gazetesi kafalılar yönetime gelirlerse..

Tekrar üniversitelerde başörtü yasağı başlarsa..

Tekrar Kur’an Kursları kapatılırsa..

Cemaatlere operasyonlar düzenlenirse..

Kimin kapısına gideceğiz, haklarımızı savunmak için..

Yasakların mimarı CHP’den mi medet umacağız.

CHP’ye vagon olan Saadet’ten mi yardım dileneceğiz.

Saadet cenahının, ilk günden “Bizim sözümüz geçmiyor ki. Adamlar bizi de hedef tahtasına koyabilirler” diyeceklerinden, kenara çekileceklerinden adım gibi eminim..

Saadet Partisi’nde milletvekili olan ve tüm konuşmalarını Ak Parti icraatlarına yöneltenlere sesleniyorum..

Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluğundan..

Mansur Yavaş’ın konser soygunundan haberiniz yok mu?

Ak Parti’de size göre yanlış görüyor ve eleştiriyorsanız..

CHP’li soyguncuların yanlışlarını niye eleştiremiyorsunuz?

Yüzüne karşı, “siyasal islamcı Ak Parti” denildiğinde, ayağa kalkıp kükreyemeyen Saadet Partili milletvekilleri..

Ben sizin Sumud Filosuna sahip çıktığınıza inanmıyorum..

Siz Sumud Filosuna gerçekten, Allah rızası için sahip çıkıyor olsaydınız, Menzil Cemaatine salya sümük saldıranlara iki cümle ederdiniz..

Erbakan hoca’nın şeyhi Mehmed Zahid Kotku’yu ahlaksızca suçlamaya kalkanlara iki cümle ederdiniz..

Tayyip Erdoğan’ı bir gün Esad Çoşan hoca ile, ertesi günü İsmailağa Cemaati ile fotoğrafını yayınlayıp, cemaatlere düşmanlıklarının arka planında Erdoğan düşmanlığı olduğunu gösterdiklerinde..

“Erdoğan ile siyaseten yarışıyoruz ama.. Bu cemaatlere laf edilmesine izin veremeyiz” derdiniz.. 

Erenköy Cemaatine paçalarından akan pisliklere bakmadan saldıan Cumhuriyet Gazetesi'ndeki o yazı dizisini hazırlayanlara, yayınlayanlara iki cümle ederdiniz.

İsmailağa Cemaatini silahlanma gibi ahlaksızca bir iftira ile hedef gösteren rezillere, “Oturun oturduğunuz yerde.. Biz İsrail’e bile had bildirmek için canımızı ortaya koyarken.. Türkiye içinden kimsenin, alnı secdeli hiçbir insana hakaret etme hakkı tanımayız.” derdiniz..

Demedi iseniz..

Diyemiyorsanız..

Bunu söylemeyi aklınızdan bile geçirmiyorsanız..

Sizin Sumud Filosuna, Gazzelilere sahip çıktığınıza da, ben inanmıyorum..

Siz, “ego” peşinde koşarken..

“Ben” davası güderken..

CHP’nin oyuncağı olmuşsunuz..

Türkiye’deki dinamikleri harekete geçirmek üzere, kemalistlerin topyekün dindarlara saldırmalarına zemin hazırlamak için, ortam oluşturuyorsunuz.. Bu yolda, kendinize düşen görevi yapmaya kalkıyorsunuz..

Gazze’ye sahip çıkalım..

Çıkıyoruz..

Ama, İskenderpaşa’ya, İsmailağa’ya, Menzil’e sahip çıkmayanların, Gazze’ye sahip çıktıklarına kim inanır?

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi