Ekrem siyasi tutuklu değil, ihale fesatçısı ve rüşvet sanığıdır
- GİRİŞ16.10.2025 09:52
- GÜNCELLEME16.10.2025 09:52
Arkadaşlar, sizler kendinizi çok akıllı mı sanıyorsunuz, yoksa gerçek geri zekalılar mısınız?
Ekrem İmamoğlu çıkıp, “Her biri 300-400 milyon liralık iki villayı alnımın teri ile aldım. Yolsuzluk yoktur. Belediye kasasından ihale verilen işadamından, benim bedava villa almam sözkonusu değildir” demiyor..
Diyemiyor..
Kendisini ya çok akıllı..
Ya da gerçekten geri zekalı olan Ertuğrul Özkök çıkıyor, “Bizim 15 milyonluk İstanbul’umuzda halkın yüzde 52’inin oyunu alarak seçilmiş belediye başkanımız” diye cümleye başlıyor, adamı siyasi tutuklu ilan ediyor..
Adam bildiğiniz yolsuzluk yapmış.
İhaleyi istediği adama, pazarlık yolu ile vermiş.
İhaleyi alan adama da, “bana iki villa vereceksin” demiş.
İki villayı almış.
Bu husus sadece savcının iddiası değil..
Villaların eski sahibi, durumu itiraf ediyor..
Bu kadar net.
Bu kadar kesin.
Ama kendisini çok akıllı, halkı da aptal sandığı için, Ertuğrul Özkök yolsuzluk tutuklusu Ekrem İmamoğlu’na “siyasi olarak tutuklandı” tanımlaması yapıyor..
Ertuğrul Özkök susuyor, CHP eski milletvekili Şanal Sarıhan ağzını açıyor.
Hem de nerede?
Terörsüz Türkiye için kurulmuş TBMM komisyonunda..
O da diyor ki:
“İstanbul gibi devasa bir kentin seçilmiş belediye başkanı ve bir partinin Cumhurbaşkanı adayı cezaevindedir. (..) Böyle bir ortamda demokrasiden söz etmek mümkün müdür?”
Ben de bu kendini çok akıllı sanan Sarıhan’a soruyorum: “Bir büyükşehire belediye başkanı seçilmek, ihale karşılığında villa almayı meşru mu kılar?”
Ekrem İmamoğlu bir cümle kuramıyor, yaptığı yolsuzluğu hakkında..
Onu savunan avukatları bile, iki kelime edemiyorlar.
Ama TBMM’de Terörsüz Türkiye için düşünceleri alınmak istenen had bilmezler, bakın ne diyorlar: “seçilmiş belediye başkanı.”
O zaman buyrun kanunlara yazalım: “Seçim kazanan belediye başkanları hakkında, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet alma, irtikap suçunu işleme iddiasında bulunulamaz. Bu sebeple tutuklama yapılamaz.”
Devam edin Şanal hanım, “Baklava kutuları içindeki avrolar” için de “siyasi tutuklama” deyin. Utanmayın.. Sizin için rüşvet almak diye bir suç yok demek ki..
Sadece Özkök, sadece Sarıhan değil, bu algıyı oluşturmak isteyenler..
Öyle ahlaksız bir grup var ki..
Ekrem İmamoğlu hakkındaki onlarca suçlama hakkında bir cümle savunma bile yapamadıkları halde..
AK Parti’ye transfer oldu diye, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu hakkında, saatlerce suçlama içerikli konuşmalar yapanlar var...
Ekrem İmamoğlu için, “% 52 ile seçim kazandı” diyorlar ya..
Bu sebeple yolsuzluklarının görmezden gelinmesini istiyorlar ya..
Ben böyle bir şeyi kabul etmem ama..
Sorayım bu dalkavuklara:
“Özlem Çerçioğlu % 2 oy alarak mı başkan seçildi?”
Onlarda cevap verebilecek cesaret yok..
Biz oy oranını söyleyelim..
Özlem Çerçioğlu da, % 50.53 oy alarak başkan seçilmiş..
Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen suçlamalara cevap bile veremeden, “siyasi tutuklu” diyorsunuz.. Savunuyorsunuz
Ama Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı’na sıra gelince, onun suç işlediğini iddia ediyorsunuz, isnat ettiğiniz suçlamaların doğru olmadığını anlatmak isteyen belediye genel sekreterinin iki cümlesini yayınlayıp, üçüncü cümlesinde canlı yayını kesiyorsunuz..
Uğur Dündar’ın ağzından, “size burda propaganda yaptırmam” diyerek, isnat ettiğiniz suçlamalara cevap vermelerini bile engelliyorsunuz.
Çıksın Ekrem İmamoğlu’nun adamları, Akit tv’de istediği kadar konuşsun. Hodri meydan. Kendilerini savunsun. Savunabilecekleri yüzleri var ise, istedikleri kadar propaganda yapsınlar..
Haydi bakalım, görelim boyunuzun ölçüsünü..
Ve önceki gün Sözcü TV’deki Uğur Dündar’ın programında, AK Parti’ye geçtiği için hedef tahtasına konulan Özlem Çerçioğlu için bir saati aşkın suçlama yaptıktan sonra, Uğur Dündar “Masumiyet temel ilkedir” dedi.
Nasıl utanmazlar, nasıl hokkabazlar, görüyor musunuz.
Masumiyet temel ilke ise..
Özlem Çerçioğlu için de iddiaları yayınlayın. Savunmasını yapmasına fırsat verin.
Aynı şekilde Ekrem İmamoğlu hakkında da iddiaları yayınlayın, sonra savunmasını yapın.
Böyle mi yapıyorlar?
Hayır..
AK Parti’ye geçen belediye başkanı hakkındaki iddiaları veriyorlar. Canlı yayına bağlanan genel sekreterini susturuyorlar.
Ekrem İmamoğlu hakkında ise, ne iddia, ne de savunmayı vermeyip, “Siyasi tutuklu” diyerek, konuyu kapatıyorlar..
Ama bu kemalistlere ne diyelim ki..
Bizim dindar geçinen Saadet Partili kardeşlerimiz, sabahtan akşama kadar alnı secdeli Cumhurbaşkanını tahkir ediyorlar..
AK Parti’de yolsuzluk iddialarını, AK Parti’de yanlışlık söylemlerini, AK Parti’de kadroşlama bulunduğu töhmetini dillendiriyorlar. ..
Var ise, onları da eleştirin. Ama ben size CHP’deki kesin hırsızlıkları anlatıyorum.
Bir taneniz çıkıp da, CHP’li isimlerin yaptıkları hırsızlıkları ne eleştiribiliyorsunuz, ne de savunabiliyorsunuz.
Muhataplarına bir tane soru bile soramıyorsunuz..
Dilsiz şeytan oluyorsunuz..
Bu menfaat ilişkinizin hesabını, ahirette, bilmiyorum ki, nasıl vereceğinizi düşünüyorsunuz..
Ve bu menfaate dayalı CHP ile ilişkileri, Saadet Partilileri öyle savurdu ki..
Dini gerekçelerle yaptıkları konuşmalarda bile samimiyet kalmadı..
Gazze’ye asker gitmesini istediler..
Sabahtan akşama kadar eleştirdikleri Tayyip Erdoğan, ona da bir formül buldu..
Mehmedçiğin Gazze’de görevlendirilmesi artık an meselesi..
Ama Saadet Partisi’nin ittifak yaptığı CHP’nin gazetesi Sözcü’de Yılmaz Özdil, daha Mehmedcik Gazze’ye gitmeden, “Alavere, dalavere, Türk Memet nöbete” başlığı ile yazı kaleme aldı..
Haydi Anadolu Gençlik Derneği. Haydi Filistinlilerle dayanışma içinde olduğunu iddia eden Saadet Partili gençler..
“Katil İsrail.. İşbirlikçi ..” diye slogan atan gençler..
Sözcü’nün kapısına gidin. Partinizin milletvekili Bülent Kaya başta olmak üzere, o kanala çıkanları protesto edin..
Yılmaz Özdil’i kınayın..
Var mısınız?
Yoksunuz..
Çünkü samimi değilsiniz..
Yeni Akit
Yorumlar10