Ekrem suçunu kabul etti, dava düştü, algıya bakın!
- GİRİŞ19.10.2025 08:49
- GÜNCELLEME19.10.2025 08:49
Zaman zaman solcular, zaman zaman da bizim mahallede olup AK Parti karşıtı olanlar dillendirirler:
“Siyasi iktidar niye hep eleştiride bulunuyor, AK Parti iktidarda değil mi?”
Ben de diyorum ki:
“AK Parti mi iktidarda, hiç güleceğim yoktu!”
Devam ediyorum: “Öyle bir vesayet sistemi kurulmuş ki.. İktidara kim gelirse gelsin, iktidardaki parti kaç yıldır ülkeyi yönetiyor olursa olsun, bu vesayet sisteminin emir erleri ne diyorsa, o oluyor.”
Buyrun somut örneğimi vereyim.
Ekrem İmamoğlu'nun davalarının birisindeki son gelişme..
Yolsuzluktan ve ihaleye fesat suçlarından tutuklanan İstanbul Büyükşehir belediye eski başkanı Ekrem İmamoğlu, gözaltına alındığında iki savcı için çok ağır hakaretlerde bulunmuştu.
Neler mi demişti?
Ne dememişti ki.
“Kumpas ve pusu düzenini kuran iki savcı..”,
“.. Meslek şereflerini, meslek namussuzluklarını kaybetmiş kişiler,”
“Ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip oldukları”
“Bu tür pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir”
“Yaptıkları bu iş ve işlemler ülkemizin adalet sistemine atılmış bir bombadır,”
“Meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlar”
“Şeref yoksunu bu insanlar”
“Milletimize ve vatana ihanet etmektedirler...”
Evet yolsuzluktan tutuklu Ekrem İmamoğlu bu hakaretleri Cumhuriyet savcılarına yapmıştı.
Hafta sonu bir gelişme yaşandı.
Bugün gazetelerde okuyacaksınız.
İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi, Ekrem İmamoğlu hakkında bu sözleri sebebiyle açılmış ceza davası için düşme kararı vermiş.
Düşme kararının sebebi ne?
Ekrem İmamoğlu hakaret ettiğini kabul etmiş, mahkemenin çıkarttığı ön ödeme cezasını ödemiş, mahkeme de davayı düşürmüş.
Ekrem İmamoğlu’nun, “ben yargılanmak istemiyorum suç işlediğimi kabul ediyorum, cezasını ödeyeyim, sabıkama suç işlenmesin” diyerek önerilen cezayı yatırması önemli.
İnternet siteleri, televizyonlar, bugünkü gazeteler, sanki bir suç yokmuş o sebeple dava düşürülmüş gibi algı oluştursalar da, işin gerçeği mahkemenin önerdiği para cezasını, Ekrem İmamoğlu kabul etmiş, bir anlamda suç işlediğini de kabul etmiş, bu sebeple dava düşürülmüş.
Diyeceksiniz ki vesayet sistemi bunun neresinde?
Vesayet sistemi yukarıya alıntıladığım hakaretleri iki meslektaşına yapan kişiye, işlediği suç ön ödemeye tabi olmadığı halde, bu kapsamda imiş gibi yorum yapıp para ödeterek düşüren hâkimin uygulamasında.
Ön ödeme müessesesi, çok basit hakaret suçlarında, mahkemeleri fazla meşgul etmemek için, cezayı kabul eden sanıkların bir miktar para ödeyerek davalarının düşürülmesini öngörüyor.
Ama ciddi hakaret suçlarında ön ödeme müessesesi yok.
Devletin savcısı, Türk ceza kanununa göre kamu görevlisi statüsündedir ve ona yapılan hakaret, önemsiz basit bir hakaret olmadığı için, ön ödeme kapsamında değildir.
Buna rağmen İstanbul gibi büyük bir şehirde hakimlik yapan ilgili kişi, aynı adliyede görev yapan iki savcıya birden, yukarıda aktardığım çok ağır hakaretleri yaptığı halde, ayak oyunlarıyla suç tanımını değiştirip, ceza almaması için operasyon çekiyor.
Sonra da solcu Kemalistler olsun, bizim dindar kardeşlerimiz olsun, “AK Parti 23 yıldır iktidarda niye her şeyi düzeltemiyor” diye algı yapıyorlar.
Hodri meydan.
Bir televizyon programında.
Arzu ederlerse bir panelde.
İsterlerse bir üniversite çatısı altında.
Yüreği yeten bir kişi çıksın bana söylesin: “Ekrem İmamoğlu hakkında iki savcıya hakaretten dolayı açılan ceza davası, ön ödeme kapsamında kalmaktadır”
Hiç kimse bunu diyemez.
Ama hemen her gün onlarca mahkeme kararına imza atan bir hakim, hiçbir hukukçunun iddia edemeyeceği bir varsayımla, suç tanımını bambaşka bir şekle çevirip Ekrem İmamoğlu’nu kurtarmaya çalışıyor.
Kurtulması mümkün değil.
Yapacağı sadece ve sadece beş ay, altı ay dosyayı sürüncemede bırakmaktan ibaret.
Şimdi bu hakim hakkında hakimler savcılar kurulu bir karar alacak olsa. “Hakim bey sen hangi suçların ön ödeme kapsamında olduğunu bilmiyorsan, kusura bakma seni biz İstanbul’da tutamayız. Eski yıllar olsaydı ceza mahiyetinde Güneydoğu’ya yollardık. Ama artık o devirler kapandı Güneydoğu’daki insanların da, en az İstanbul’daki insanlar kadar doğru hukuk uygulamalarına ihtiyaçları var. Onun için seni meslekten atıyoruz” dese.
Soldan çarklı Kemalist gazetelerin hepsi birden, “AK Parti hakimleri görevden alıyor” diye başlık atarlar.
İşin gerçeği ne?
Yolsuzluk yapan, rüşvet paralarıyla devasa bir bütçe oluşturan Ekrem İmamoğlu‘nun, önüne gelene hakaret edip, ardından da parayla suçunu örtbas etme girişimindeki hukuksuzluğun cezalandırılması.
İşin gerçeği bu ama.
Kamuoyundaki algıyı bambaşka bir şekilde oluşturacaklar.
Tıpkı, Ekrem İmamoğlu’nun bile, “Yargılanırsam mahkum olacağım. Mahkum olursam sabıkama işlenecek. Sabıkam olursa, işlediğim suçlar da daha ağır ceza alacağım. İyisi mi, suçu kabul edeyim, parayı bastırayım, yargılanmaktan kurtulayım” dediği bir olayda, medya organlarının, sanki bir beraat kararı varmış gibi, “dava düştü” diye başlık atabilmelerinde oluşturulmak istenen algı gibi.
Ben şimdi merak ediyorum, İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi hakimine, Ekrem İmamoğlu’nun iki savcı için söylediği o hakaret cümlelerini tekrarlasam, ve sonra bu suç ön ödeme kapsamındadır deyip, parayı yatırıp dosyanın düşürülmesini istesem, acaba ne olur?
Böyle bir gelişme yaşanırsa, kim neyi savunur.
O hakim buna razı olur mu?
Soldan çarklı medya, bir Akit yazarının hakime yaptığı hakaret sonrasında davasının düşürülmesine destek verir mi?
Yeni Akit
Yorumlar3