Emekli çöpten meyve seçiyor, onlar 1.5 milyona damatlık alıyor
- GİRİŞ23.10.2025 09:40
- GÜNCELLEME23.10.2025 09:40
“İddianameyi açıklasanıza. Açıklasanıza..” diyorlardı..
Ekrem İmamoğlu hakkındaki iddianame yolda.. Ekrem’in prenslerinden Rıza Akpolat’ın içinde bulunduğu Aziz İhsan Aktaş iddianamesi açıklandı..
578 sayfalık iddianame sonrasında, Rıza Akpolat’dan içerik hakkında ne açıklama var?
Sıfır..
Ama şunu söyleyebiliyor: “Hakikat ve haysiyet için savaşmaya devam edeceğim.”
Haydi buyur savaş, 1,5 milyon TL’lik damatlık elbiseni açıkla. Kim verdi? nerden kazanmıştın?
Rıza Akpolat, iddialar hakkında cevap veremezken..
CHP İstanbul İl binası satın alınırken, valiz valiz taşınan milyon milyon paracıkların hesabını henüz veremeyen, milletvekillerinin meclisteki odalarında poşete konulmuş 250 bin dolar unutulunca ortaya çıkan düzenbazlıkları izah edemeyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili Murat Emir, yolsuzlukları aklayabileceğini zannederek, “10 maddede konuyu açıklayayım” demiş..
İlk maddede, “Aziz İhsan Aktaş soruşturmasında iddianame değil, siyasal kurgu metniyle karşı karşıyayız.” cümlesini kurmuş..
İddianame değil, siyasal kurgu olsa..
Amaç Rıza Akpolat’ı tasfiye etmek ise.. 15 tane, 25 tane suçlama yapmaya hiç gerek yoktu. iki suçlama yaparsınız, ki suçlamaların tamamı gerçekdışı diyorlar.. İki tane suçlama yaparsınız.. Onlarca suçlama ile, karşı tarafa bunların aksini ispatlama imkanına zemin hazırlamamış olursunuz..
Bu suçlamalar doğru ki, suçlanan kişiler de, sadede gelmeden, “siyasi suçlama, cumhurbaşkanı adayı olduğum için tutuklandım, siyasi rekabetten kaynaklı ihtilaf” savunmaları yapıyorlar da..
İşin özüne hiç gelmiyorlar.
Murat Emir devam ediyor:
“Bu metin, delil ve zaman çizelgesiyle kurulmak yerine, manşetlerle bir hikâye inşa ediyor.”
Ne delili istiyorsunuz Murat bey?
Ekrem İmamoğlu orda. Partinizin genel başkanı Özgür Özel orda. Suçlanan Rıza Akpolat orda. Ve 1.5 milyon TL’lik damatlık kıyafet orda..
Hep birlikte fotoğraf da çektirmişsiniz..
Daha ne delili istiyorsunuz?
Devam ediyor Murat bey:
“Kim itiraf etti, kim ne dedi sorularıyla kamuoyu meşgul edilirken, asıl mesele yani olmayan fiil, fail, zaman ve delil bağı görünmez yapılmaya çalışıldı.”
Buyrun olan fiili söyleyelim: “26 Şubat-19 Ağustos 2024 tarihleri arasında 633 bin dolarlık tatil ödemesi..”
Murat bey diyorsa ki, “633 bin dolar ne ki.. Bizim tüm belediye başkanlarımız, her yıl benzer miktarlarda harcama yaparak, ailecek tatile çıkarlar..”
Buyursun söylesin.
Bunların İBB sözcüsü Murat Ongun’ları, “Uludağ’da tatil pahalı. Onun için ailecek Cenevre’yi tercih ediyoruz” dememiş miydi?
Şimdi ortaya çıkıyor, ucuz tatillerin fiyatları..
Ama daha önemlisi..
Bundan sonraki seçimlerde, meydanlarda sergiledikleri halkçılık edebiyatı sırasında, bir Köroğlu çıkıp hatırlatacaktır artık: “Siz, sadece altı ayda 25 milyon lirayı tatilde harcayan hokkabazlarsınız.”
Murat Emir bey iddianamenin içine girmeden, soyut tanımlamalara devam ediyor:
“Dosya belirli isimler etrafında kuruldu; psikolojik üstünlük kurma yükü iftiracılara, cezai ağırlık CHP belediyelerine yüklendi.”
Eğer haksız bir suçlama var ise..
Bir iftira var ise..
Bunu ortaya koymak çok basit..
Çünkü suçlamalar net: “Beykoz evlerinde bir daireyi, rüşvet olarak sahiplenmek.”
İddia edilen dairenin tapusu ile ilgili bilgileri yalanlarsınız.. İlginiz olmadığını söylersiniz. Ya da, yapılan ödemenin makbuzunu çıkartırsınız.
Ondan sonra, “iftira” dersiniz.. “dosya belirli isimler etrafında kuruldu” dersiniz..
“Niyet yargısı’yla fiil yerine düşünceyi yargılamaya kalkıyorlar, hukuk böylece siyasetin sopasına dönüşüyor.” diyor Murat bey..
“Düğüne 327 bin dolar. Damatlık kıyafete 16 bin dolar. Altı aylık tatil için 633 bin dolar. Beykoz evlerinde bir daire” diyoruz.
Düğün için yapılan harcamadan bahsetmeden, damatlık kıyafetten bahsetmeden, Beykoz Evleri’nden bahsetmeden, tatil için yapılan ödemeden bahsetmeden, yüzbinlerce dolarlık harcamaların “yeşil’inden hiç bahsetmeden..
“Hukuk siyasetin sopasına dönüştü” diyor..
Kuru gürültü ile, yolsuzluğun üzerini örteceğini zanneden, sadece Murat Emir değil..
578 sayfalık iddianamenin tek bir satırına cevap vermeden, “her satırına kanıtlı yanıt” başlığı attırılarak, Cumhuriyet gazetesi manşetinden, milletin aklı ile alay ediliyor..
Her satırına kanıt istemiyorum..
578 sayfadan seçmece usulü, başlıklar çıkarttım..
Damatlık kıyafet.. Düğünde astronomik harcama.. Tatil için yapılan 25 milyon TL’lik harcama.. Beykoz evlerinden para ödemeden alınan tapu..
Bakın, aşevine yardım adı altında, üç kişiye yemek verip, 5,500 kişiye yemek dağıtılıyormuş gibi numaralara hiç girmedim bile..
İhale dosyalarına konulan tekliflerin imzalayıcılarına sorulduğunda, “Hayır ben o ihale dosyasına teklif vermedim. İmza bana ait değildir” yolsuzluklarına hiç girmedim bile..
Olayı basitleştirdik..
Küçülttük..
Ki, cevap vermeleri kolay olsun.
Bunlara cevap verebilirlerse, cevapları ile kamuoyunu ikna edebilirlerse..
Diğer iddiaların da benzer şekilde cevapları olduğunu, ispatlamış olacaklar..
Ama cevap nerde?
Kendilerini rezil ediyorlar.
Emekten yana olduğunu iddia eden Birgün gazetesi bile, insanların geçinemediği söylemleri ile sayfalarını dolduran sosyalist gazete bile, 633 bin dolarlık tatil için bir tane soru yönelteceğine, “Sarayın elinde tek bir silah kaldı. Yargı sopası” manşeti atarak, rezilliklerine tüy dikiyorlar..
Hani siz gelir adaletsizliğinden şikayetçi idiniz.
O paralar rüşvet parası ama..
Bir anlığına, rüşvet değil, alın teri ile kazanılmış olduğunu varsayın..
633 bin doları tatilde harcamak neyin nesidir arkadaş? Harcanan rakam, Türk lirası ile tamı tamamına 25 milyon TL..
1000 insanın 30 gün boyunca çalışıp, ay sonunda alabildiği maaşı siz, bir çırpıda harcayabiliyorsunuz.
Ve sonra bizim karşımıza çıkıp, “gelir adaletsizliği”nden bahsediyorsunuz..
Haydi göstersenize, AK Partili bir belediye başkanının da, 1.5 milyon TL’lik damatlık elbisesini..
Göstersenize, AK Partili bir ilçe belediye başkanının, 327 bin dolar harcama ile düğün yaptığını..
Göstersenize, Beykoz Evleri’nde, AK Partili belediye başkanlarının da, benzer şekilde edindikleri tapuları..
Gösteremiyorlar..
Gösteremezler..
Pisliğin altında kalmışlar, “Biz temiziz” diye bağırarak, kurtulacaklarını sanıyorlar..
Ve tabii ki bu milyon milyon harcamaların kaynağı, ne belediye başkanı maaşı, ne de resmi bir kazanç..
Rüşvet ağı ile toplanan paraların kendi hisselerine düşen miktarları..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar4