Stoltenberg Erdoğan’ı anlatıyor, ulusalcılar altına kaçırıyor

  • GİRİŞ24.10.2025 09:36
  • GÜNCELLEME24.10.2025 09:36

Eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, anılarını yazmış. 10 yıllık görev süresinde yaşadıklarını, “Benim Dönemimde: Savaş Zamanında NATO’ya Liderlik (On My Watch/Leading NATO in a Time Of War)” kitabında aktarmış..

Stoltenberg’in kitabında aktardığı bilgiler çok ilginç..

Ulusalcı emekli generallerden tutun, ülkemizdeki diğer parti genel başkanlarının söylemleri ile kıyaslayarak değerlendirilmesi açısından, çok önemli bilgiler veriyor..

Hatırlayın, bizim ulusalcı emekli generaller, Ahmet Yavuz’lar. Türker Ertürk’ler. Naim Babüroğlu’lar. Haldun Solmaztürk’ler. Siyasetçi kılığındaki monşerler, Ünal Çeviköz’ler, Namık Tan’lar..

Siyasi parti genel başkanları, Meral Akşener’ler, Müsavat Dervişoğlu’lar, Yavuz Ağıralioğlu’lar, Ümit Özdağ’lar..

Suriye’nin kuzeyindeki oluşum ile ilgili neler dediler, neler..

Erdoğan’ın samimi olmadığını, YPG’ye onay verdiğini, ama kamuoyundan gizlediğini iddia ettiler..

Şimdi bile hâlâ, PKK’ya silah bıraktırma sürecinde, ahlaksızca, sahtekarca isnatlar yapılıyor, PKK’ya aslında silah bıraktırmak istenmediği, kamuoyunun gözünün boyandığı öne sürülüyor..

PKK silah bıraksa bile, YPG’nin devam edeceğini, bunun da Türkiye’nin onayı ile olacağını öne süren ahlaksızlar var..

Buyrun, Nato eski Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’den birinci ağızdan itirafları okuyun..

Batılılara, NATO’nun yetkililerine, kararlılık içinde, YPG hakkında neler söylenmiş, öğrenin.

Aksini söyleyenlerin de, yüzlerine tükürün..

Stoltenberg anlatıyor:

“Her defasında yüz yüze ya da telefonda yapılan görüşmelerde, Erdoğan aynı fikre dönüyordu: Suriye’de bir güvenlik bölgesi oluşturmak. Türkiye’yi farklı silahlı gruplardan koruyacak bir tampon bölge. NATO’nun ve ABD’nin desteğiyle kurulacak bir askeri bölge. Ancak ben ona sürekli olarak, İttifak’ın (NATO’nun) hiçbir zaman Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik bir ihlali onaylamayacağını hatırlatmak zorundaydım.”   

Stoltenberg’in çelişkilerini de not edelim..

Suriye’nin bütünlüğünü koruma amacı ile Türkiye’nin o bölgeye girmemesini isteyen bu adam, o bölgedeki, bizim için de tehlike oluşturan terör örgütleri için ise, kılını kıpırdatmıyordu..

Neyse ki, NATO’ya rağmen Türkiye, Suriye’ye istediği şekilde askeri varlığını soktu.. Ve orada kalmasını bildi..

Önceki gün TBMM’den, üç yıl için daha izin de alındı..

CHP’lilere rağmen.. DEM’lilere rağmen..

Hani nerdesiniz İP’liler?

Ortaklarınız Türk askerinin Suriye’de kalmasına onay vermiyorlar..

Ama siz, sabahtan akşama kadar saldırdığınız AK Parti ile birlikte oy kullanıyorsunuz.. 2023 seçimlerinde ittifak yaptığınız ortaklarınızı terk ediyorsunuz.. Mahalli seçimlerde muvazaalı desteklediğiniz CHP ile bu konuda yollarınızı ayırıyorsunuz..

Biz tekrar Stoltenberg’in anılarına dönelim..

Tayyip Erdoğan’ın, kapalı kapılar ardında, batılılara nasıl kök söktürdüğüne, kendilerinden okuyalım..

“Amerika’dan izin almadan, tuvalete bile gidemeyiz” küstah sataşmalarını yapan, emekli ulusalcı generallere söylüyorum..

Bakın, NATO’ya da, Amerika’ya da, bu ülkenin Çumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan nasıl posta koymuş..

Nasıl Türkiye’nin haklarını korumuş..

Stoltenberg, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın 2019’daki Barış Pınarı Harekatı öncesinde Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturma hedefine dair anılarını da şu ifadelerle kaleme almış:

“Her defasında yüz yüze ya da telefonda yapılan görüşmelerde, Erdoğan aynı fikre dönüyordu: Suriye’de bir güvenlik bölgesi oluşturmak. Türkiye’yi farklı silahlı gruplardan koruyacak bir tampon bölge. NATO’nun ve ABD’nin desteğiyle kurulacak bir askeri bölge. Ancak ben ona sürekli olarak, İttifak’ın (NATO’nun) hiçbir zaman Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik bir ihlali onaylamayacağını hatırlatmak zorundaydım.”

Ahmet Davutoğlu’na sesleniyorum..

CHP’in önceki genel başkanı, belki bugün çağrı heyeti başkanı olarak partisinin başına mahkeme kararı ile oturacak olan Kemal Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum..

O yıllarda, Amerika’daki Türkiye’ye ait kamu bankası aleyhine yürüyen dava ve daha başka iftira içerikli açılmış davalar olduğunu ve bunları Amerika’nın kullanarak, Türkiye’nin dış politikasına etki ettiklerini, Tayyip Erdoğan’ın da mecburen sessiz kaldığını iddia ediyorlardı..

Haydi bakalım, görelim sizi..

Stoltenberg, sizin iddialarınızın tam aksini söylüyor:

“Her defasında” diyor.. “Yüz yüze görüşmede de, telefonda da” diyor. NATO eski Genel Sekreteri, kendince, “hatırlatıyordum” diyor ama..

Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ahmet Davutoğlu’nun, hatta zaman zaman Saadet Partili yöneticilerin iftira içerikli iddialarının tam aksine..

Batı’nın o meşhur “Devletlerin toprak bütünlüklerinin dış müdahalelere kapalı olması” maskesi ile yaptıkları açıklamaları hatırlattığını söylüyor.. “Devletlerin toprakları”nın, dış müdahaleye kapalı olması güzel.. Peki, Batılı ülkeler, iç karışıklıklar ile o devletleri bölmeye çalışıyorlar.. İşte ona, Batı karışmazmış, NATO müdahil olmazmış..

Biz tekrar, Erdoğan hakkında yapılan tespitlere dönelim:

“Erdoğan, bu nedenle tek başına hareket etmeye karar verdi. Dönemin ABD Başkanı Donald Trump’a, Suriye’nin kuzeyinde büyük bir askeri operasyon başlatma kararını bildirdi. Bunun üzerine ABD, birliklerini bu bölgeden çekeceğini duyurdu.”

İyi okuyun İyi Partililer. İyi oku sahte milliyetçi Ümit Özdağ. İyi oku Yavuz Ağıralioğlu..

NATO eski Genel Sekreteri yazıyor bunları..

İyi okuyun ulusalcı emekli generaller..

Elleriniz bağlı durduğunuz ABD’ye, iftiralar savurduğunuz Tayyip Erdoğan, bakın nasıl, dediğini dinletmiş..

Siz oturun, “Aptal olma” dedi söylemleri ile kendinizi kandırın..

ABD, Türkiye’nin gireceği alandan askerlerini çekmiş..

Çekmek zorunda kalmış..

Bunu yaparken Trump, son bir hamle ile belki Türkiye’deki hainler de bana kuvvetli destek çıkarsa Erdoğan geri adım atabilir diye düşünerek, “Ferhat Abdi ile konuş. O iyi biri” dedikten sonra, sizin mal bulmuş mağribi gibi yapıştığınız o iki kelimeyi etmiş ama..

Sizin gibi vatanına ihanet edenler, ABD askerinin geri çekildiğini değil, o iki kelimeyi öne çıkarmışlar..

Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye YPG’yi ısrarlı bir şekilde Suriye’den silip atma konusunda kararlılığını sürdürüyor mu?

Evet..

Erdoğan’ın kapalı kapılar ardında söyledikleri ile kamuoyunda söyledikleri, bazen devlet adamı sıfatı sebebi ile söylemedikleri ama bizim aktardıklarımız arasında bir çelişki var mı?

Yok..

O zaman, yuhlar olsun size, ulusalcı emekli generaller..

Sözcü’sü, Cumhuriyet’i, Yeniçağ’ı, Halk tv’si, Tele1’i..

Yazıklar olsun sizlere..

Sözün özü..  İçimizdeki hainler kuduradursunlar..

Erdoğan dünyayı titretiyor..

Yüzlerine karşı, gerçekleri haykırıyor..

Stoltenberg’in anlattıkları da, ABD’ye hayatında iki sert cümle kuramamış ulusalcıları altına kaçırttırıyor. 

Yeni Akit

Yorumlar3

  • Orhan 2 hafta önce Şikayet Et
    İyiki varsın Ali bey. Bizim düşüncelerinize tercüman oluyorsun. Allah senden razı olsun.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Maraşlı 2 hafta önce Şikayet Et
    Ali bey içimizdeki hainlere karşı Devletimiz daha etkili tedbirler almalı. Haddini aşanlara neden hadleri bildirilmez. Bu kadar ihmal beka sorunu olmazmı.
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • EmekliVatandaş 2 hafta önce Şikayet Et
    Ali bey,yine hislerime tercüman oldun, eline gönlüne kalemine sağlık.Murat alan ile siz mükemmel ikilisiniz.iyiki varsıniz.sizler gibilerin çoğalmasını yuze Rabbimden niyaz ederim.Hayırlı cumalar .
    Cevapla Toplam 17 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat