Batı’dan ithal kanunları reddedelim, Kurtuluş Savaşı’na mevlidi okuyalım
- GİRİŞ09.11.2025 09:21
- GÜNCELLEME09.11.2025 09:21
“Diyanet’e ‘Atatürk’ demek zor geliyor” diyorlar..
Ben de size benzeri ile cevap vereyim: “Sözcü gazetesi’ne ‘İslam’ın emri tesettür’ demek zor geliyor..”
“Biz Atatürk’ün fötr şapka mecburiyetini, dans etmenin çağdaşlık olduğu iddiasını kabul etmek zorunda değiliz.. Siz de İslam gereği tesettürü uygulamaya mecbur değilsiniz..”
Ama biz böyle söylerken, karşımızdakiler hem Mustafa Kemal’in; “vatandaşları kul olmaktan çıkartıp, birey haline getirdiği”ni iddia ediyorlar..
Hem de biz; “Padişaha, halifeye, hatta peygamberlere bile kul değiliz, sadece Allah’a kuluz” der iken, onlar bizi Mustafa Kemal’e kul yapmaya çalışıyorlar..
M. Kemal’in her yaptığının doğru olduğunu iddia ediyorlar..
“Şunlar şunlar doğru idi, bunlar bunlar da yanlış idi” dersiniz..
Olur biter..
Öyle despotlar ki.. Öyle istismarcılar ki..
Sözcü’sünden Nefes’ine, Cumhuriyet’ine, Yeniçağ’ına kadar.. Hepsinde aynı zorbalık..
İmamlara verilen maaşın boşa harcama olduğunu iddia eden hokkabazlar, şimdi aynı imamlara zorla mevlit okutma peşindeler..
Bunların içinde Müsavat Dervişoğlu’nun ayrı bir yeri var..
“PKK sizi tükrüğü ile boğar” diyen PKKsever bir HDP’linin yerine kayyım atanamayacağını söyleyen, “Mustafa Kemal’in generali olsanız ne yazar, it sürüleri” diyenlerle kent uzlaşısı yapan bu sahte milliyetçi zat..
Şimdi partisinin Manisa il kongresinde konuşma yapmış ve demiş ki:
“Ben pazartesi günü sabah Anıtkabir’de, Mustafa Kemal’in huzurunda olacağım. Fatihamı orada okuyacağım. Öğleden sonra, ikindi namazı öncesinde de Hacı Bayram Camii’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhu için Mevlid-i Şerif okutulacak ve Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunulacaktır. Tüm siyasi partileri ve bütün siyasi parti genel başkanlarını da Ankara’da, Hacı Bayram Camii’nde, ikindi namazı öncesinde bekliyorum.”
İsterdim ki, Müsavat bey, önce altılı masanın tüm bileşenlerini çağırsın..
HDP’lileri, TİP’lileri çağırsın..
“Sussun artık şu ezanlar” diyen hadsiz milletvekillerinin parti yöneticilerini çağırsın..
Onları camiye soksun..
Sonra ordan çağrıda bulunsun..
“Siz de gelin, Türkiye sevdalıları. Siz de katılın camii cemaati” desin..
Ama, HDP’nin ateistleri ile ittifak yapıp.. TİP’in dine küfreden soytarıları ile ittifak yapıp..
Sonra “Biz TİP ile, HDP ile iktidar olmak için çabalayalım.. Ama Mustafa Kemal’i anmaya da, dindarları çağıralım. Enayiler de gelsin, biz de ertesi günü gövde gösterisi diyerek övünelim” diyorsanız..
Yemezler Müsavat bey, yemezler..
“En büyük çağrım Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yöneliktir. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda Recep Tayyip Erdoğan oturmaktadır. Hakaret onun koltuğuna yapılmıştır.” diyen Müsavat Dervişoğlu’na da sormamız lazım..
“İt sürüleri”nden rahatsız olmadınız da.. Diyenlerle ittifak yaparak seçime girdiniz de..
Erdoğan’a oy vermediniz, verenleri en ağır hakaretlerle, tehditler eşliğinde korkutmaya çalıştınız da..
Şimdi Tayyip Erdoğan’ı köşeye sıkıştırmak mı istiyorsunuz..
Müsavat Dervişoğlu’ndan şu sözleri de duyduk, not edelim:
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kıraate ne kadar hâkim olduğunu ve Kur’an-ı Kerim’i usulü erkânıyla ne kadar güzel okuduğunu ben iyi biliyorum. Bu işi en iyi onun yapacağını, her yerde gösteriyor. Bekliyorum: Hacı Bayram Camii’nde Kur’an-ı Kerim’i Sayın Recep Tayyip Erdoğan okusun.”
Çok güzel övgüler..
Çok güzel beğeniler, takdirler..
Çok önemli bir talep..
Peki bu teklifi yapma hakkını kazanmak için, Müsavat Dervişoğlu bugüne kadar ne yaptı?
Mesela, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ayasofya’nın açılışında Kuran-ı Kerim okuduğunda, Müsavat Dervişoğlu da “Ben de katılayım. Çok güzel Kuran-ı Kerim okuyorsunuz. Başbuğ Alparslan Türkeş de, Ayasofya’nın açılması için çok gayret etmişti.. Size nasip oldu.. Allah gayretinizi artırsın” demişmiş di?
Müsavat bey, 15 Temmuz hain darbe girişiminin seneyi devriyesinde, darbe girişimine karşı direnerek şehit olan vatandaşlarımızın anısına, Beştepe Millet Camii’nde okunan mevlid programına katılıp, Cumhurbaşkanı’nın okuduğu Kuran-ı Kerim’i dinlemiş miydi?
Yok.. Müsavat bey, o zaman TİP ile oyun kuruyordu.
“Dindar cumhurbaşkanı olur mu? Kuran-ı Kerim okuyan adamdan cumhurbaşkanı olur mu” diyen ateistlerle/komünistlerle/LGBTİ hayranları ile ittifak yapıyor, alnı secdeli cumhurbaşkanı seçtirmemek için çırpınıyordu..
Şimdi geldik, Mustafa Kemal’e mevlid okumaya..
O zaman Tayyip Erdoğan’ın Kuran’ı güzel okuyuşu aklına geliverdi, Müsavat beyin.. Ne kadar istismarcısınız. Ne kadar riyakarsınız.. Ne kadar ilkesizsiniz..
Bir de şantaj yapıyor.
Hem de Kuran-ı Kerim okuma üzerinden şantaj yapıyor:
“Her şey ona, onun üstüne kalıyor. Bu vesileyle de üzerinde bırakılmak istenen şaibelerden kurtulmuş olur.”
Ahlaksızlığa bakar mısınız.. Cumhurbaşkanı’nın üzerinde şaibe varmış..
Ne şaibesi?
Gece gündüz bu ülke için çalışan bu cumhurbaşkanı’na, böylesi bir sataşma, nasıl kabul edilebilir?
Ve tüm hayatlarını, “İnsanlarımızın padişaha kul olmaktan çıkartıp, birey haline getirdi..” diyerek kutsadıkları Mustafa Kemal’e kulluk içinde, haydi kulluk abartılı oldu diyelim; en azından kölelik içinde dizayn ettiklerini gösteren şu cümlelere bakar mısınız..
Dervişoğlu’nun yarı tehdit, yarı şantaj koksa da, teklifini vermeden geçemeyeceğim:
“Ha derse ki ‘Dervişoğlu, sen her zaman birilerini çağırıyorsun; gelen oluyor, giden oluyor’ diyecek olursa, ‘işte ben de cumhurbaşkanıyım, olur da gelemem..’ Sen Atatürk’ün ruhuna Fatiha’yı, Kur’an tilavetini, Mevlid-i Şerif’i külliyedeki camide yaparsan, ben söz veriyorum; milletin huzurunda, Hacı Bayram Camii’nden sonra külliyedeki camiye gider seni dinlerim. Milletin gönlünün ferahlatılması için böyle bir adıma ihtiyaç vardır. Sayın Erdoğan’ın bu adımı atmaktan geri durmayacağı kanaatini taşıdığımı bilmenizi istiyorum.”
O zaman ben de bir öneride bulunayım..
Mustafa Kemal’in şapka dayatmalarını, düşmanlardan ithal ettirdiği kanunları övme anlamına gelmemek kaydı ile..
Hatta “Bunlar da Mustafa Kemal’in yanlışlarıdır” dememizi kabul etmeleri şartıyla..
Külliye’de Kurtuluş Savaşı’ndaki tüm komutanlar için bir mevlid okunmasına.
Bugüne kadar smokini hiç üzerine giymemiş, Batılı devletlerin dayatmaları konusunda dik duruşunu sergilemiş Cumhurbaşkanı’nın da, Kurtuluş Savaşı’nda gösterilen gayretler sebebi ile tüm komutanlar için okunacak mevlide ev sahipliği yapmasını, öneriyorum..
Benim bildiğim, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Mustafa Kemal’e düşmanlığı yok.. Ama Erdoğan, fötr şapkaya karşıdır.. Smokin hiç giymemiştir.. Birçok “devrim kanunları” adı altındaki dayatmalara, Tayyip Erdoğan karşıdır..
Ama şunu da söyleyelim; Erdoğan’ın karşıtlığı, eylemlere yöneliktir. Aynı dayatmalar sebebi ile, örneğin II. Mahmut’a da itiraz gerektiğinde “Yok canım, o bir padişah. Ona eleştiri getirmem” demez..
İtirazımız, kişilere değil, eylemlere yöneliktir. Öyle de olmalıdır..
Belki bu karşılıklı adım sayesinde, Türkiye hem terör örgütünü tasfiye etme noktasında önemli bir birliktelik sağlar..
Hem de, İsrail’in karşısında çok daha güçlü bir Türkiye olur..
Belki bu sayede; Amerika’nın karşısında, Rusya’nın karşısında, tek yürek olmuş bir Türkiye görüntüsünün caydırıcılığını, muhataplarımıza hissettirmiş oluruz..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar5