Her Türk çocuğu 4.600 $, ABD çocuğu 100.000 $ borçla doğuyor

  • GİRİŞ23.11.2025 09:09
  • GÜNCELLEME23.11.2025 09:09

Solcu Kemalist gazeteler olsun muhafazakar geçinen, ama alnı secdeli Tayyip Erdoğan yerine ateistlere bile göz kırpan kesimin gazeteleri olsun.

Dün hepsini didik didik ettim. 

Bir gün: “Türkiye hukuk endeksinde 150. sırada.”

Ertesi gün: “Son dakika, Türkiye ekonomi endeksinde 250. sırada.”

Daha ertesi günü: “Son dakikanın son dakikası.. Türkiye, yargı’ya güven endeksinde 2555. sırada.” (Dünyada o kadar ülke yok ki, Türkiye’nin de sırası bu olsun, demeyin. O kesimin maksadı Türkiye’yi kötülemek. Onun için de 2555. sırayı da icat ederler 32.555. sırayı da)

Ve bu minvalde devam eden haberleri günübirlik yapanların hiç birisinde, ajanslardan da geçen bir sıralama haberi yoktu.

IMF, devletlerin dış kamu borç sıralamasını yapmış.

Birinci sırada kim var?

34 trilyon dolarla, Amerika Birleşik Devletleri. 

Diyebilirsiniz ki Türkiye’ye göre nüfusu dört misli. Haliyle borcu da dört misli olabilir. 

Şimdilik sıralama üzerinden gidelim, miktar üzerinden de, nüfusa oranlama üzerinden de, üretim üzerinden de ayrıca bir değerlendirme yaparız.

Çin’in nüfusu Amerika’nın dört misli olmasına rağmen, bu ülkenin ABD’den daha az borcu var: 17 trilyon dolar.. Ama nihayetinde o da ikinci sırada. 

“Türkiye’nin dış borcu, iflasın eşiğinde olduğumuzu gösteriyor” başlığı atan Kemalist gazeteler.. 

Kemalist solcuların uzattığı hıyara koşarak, “bizim de tuzumuz var” diyen Milli Gazetesi, Karar’ı, Yeni Asya’sı..

Açıklayan kuruluşun IMF olduğundan mıdır bilmiyorum, dış borcu olan ülkelerin dünya sıralaması haberine hiç rağbet etmemiş.

Açıklayan kuruluş IMF de olsa, resmi rakamları önümüze koyuyorlar. Rakamlarda bir yanlışlık varsa, çok bilmiş ekonomistlerini de arkalarına alıp, nerede yanlışlık varsa söylesinler.

Ama haberi gizlemek de neyin nesi? 

Tam aksi yönde yaptıkları günübirlik haberlerdeki çarpıtmaların ifşa olacağı korkusuyla, dış borçta tüm dünya ülkelerinin sıralamasını okuyucudan saklamak da neyin nesi?

Uyanık Kemalistler, “sadece dış borca bakma, bir de gayrisafi yurt hasılasına da bak” diyecekler. 

Ona da bakalım.

Amerika’nın dış borcunun GSYH’ye oranı %125 .

Yani ABD, dış borçlarını ödemek için, bir yıl çalışsa, yine tamamını ödeyemiyor. 

Çin’in de durumu benzer. Onlarda da dış borcun GSYH ile oranlaması %100.

Çin de, bir yıl boyunca, ürettiklerinin hepsini kullansalar ancak dış borçlarını bitirebiliyorlar.

Devam edelim, ülkelerin dış borçlarının sıralamasına.

Üçüncü sırada da ilginç bir ülke var: Japonya!

9,8 trilyon dolarlık kamu borcu ile üçüncü sırada yer alan Japonya’nın Borç/GSYH oranı;  yüzde 230 ile dünyadaki en yüksek seviyelerden biri.

İngiltere ve Fransa, yaklaşık 4 trilyon dolarlık kamu borçlarıyla listede ilk beşi tamamlıyor.

İlk 10’da yer alan diğer ülkeler ise İtalya, Hindistan, Almanya, Kanada ve Brezilya olarak sıralanıyor.

Hala Türkiye’ye gelemedik.

“Türkiye, hukuka güven endeksinde bilmem kaçıncı sırada” diyen Kemalistlerin, muhafazakar geçinenlerin kıskançlıkları da işte bu yüzden.

Devletlerin dış borç sıralamasını haber yapmamalarının arkasında yatan sebep de, Türkiye’nin diğer ülkelere göre  dış borç konusunda çok daha iyi bir konumda olması.

Nedir o konum?

Türkiye’nin dış kamu borç miktarı 380,4 milyar dolar.

Buna göre Türkiye, dış borç konusunda dünya geneli ile kıyasladığınızda hem rakamsal olarak iyi bir durumda.

Hem de dış borç ile GSYH oranlamasında çok iyi bir durumda.

Dış borcumuzun GSYH’ye oranı ne kadar?

Amerika’daki %125, Çin’deki %100, Japonya’daki %290 oranları, Türkiye’de %24.

“Bu rakamlarla, emekliler ayın sonunu artık getirirler” demiyorum.

“22.500 TL’lik asgari ücret, yeni evlenmiş gençlerimize yeter de artar” demiyorum.

Ama “torunlarımızı bile borçlandırdılar” şeklinde yaygara kopartanların yalanlarını da yüzlerine vuruyorum. 

“Yeni doğan her çocuğumuz, binlerce dolar borç ile gözünü dünyaya açıyor” şaklabanlığı yapanlara, yeni doğan her Amerikan çocuğunun, 100.000 dolar borçla dünyaya gözlerini açtığını hatırlatıyorum.

Şunu da kabul ediyorum; tek başına kamunun dış borç miktarı veya onun GSYH’ye oranı bir ülkenin ekonomisinin çok iyi veya çok kötü olduğunu göstermez. Daha onlarca veriyi birlikte değerlendirmemiz lazım ki nihai bir kanaate varabilelim.

Ama karşımızdaki cenah, tam da bu  nokta üzerinden çarpıtmalarını yapıyor.

Bir tane rakamı alıyor, onun dünya genelindeki kıyaslamasını yapmadan, Türkiye’nin iflasın eşiğinde olduğunu iddia ediyorlar.

Aynı konuda, diğer devletlerin durumuna baktığınızda, daha sıhhatli bir değerlendirme yapabiliyorsunuz.

Hatta dönemsel olarak da bazı rakamların inişli çıkışlı seyirde olması, Kemalistler tarafından istismar ediliyor. 

Bir gün bakıyorsunuz CDS primi 750 olduğunda, “battık, bittik, iflas ettik” diyorlar. Ama CDS primi 270’e indiğinde, “tamam kurtulduk, düzlüğe çıktık, refah içindeyiz, katkıda bulunanlardan Allah razı olsun” demiyorlar.

Çünkü tek başına CDS primi ile (belki bazı açılardan bir kriterdir ama) ne başımız göğe erer, ne de batıp gideriz.

O açıdan Türkiye’nin ekonomide olsun, hukukta olsun, diğer alanlarda olsun, tüm verilerini diğer ülkelerle kıyaslamamız, hatta bütüncül şekilde kıyaslamamız gerekir.

Ki sıhhatli bir değerlendirme yapmış olalım.

Bir fabrikamıza dış ülkelerden ortak aldığımızda, “ Katar Katar satıldık” manşeti atanların ahlaksızlıklarına ise asla prim vermememiz gerekir.

Daha üç gün önce, Trump ile görüşen Suud Veliaht prensi Selman, 1 trilyon $ yatırım yapmayı vadetti.

İngiltere’nin futbol kulüpleri bile Orta Doğu petrol zengini iş adamlarının sahipliğinde.

Sıra bize gelince.

Arap düşmanlığı, gırla.

Hem nasıl düşmanlık.

“Birinci Dünya Savaşı’nda arkamızdan vurmuşlardı” şeklinde, 100 yıllık yalanlarla sergilenen bir düşmanlık.

Sorsak, “birinci Dünya Savaşı’nda biz Araplar’la mı savaştık, yoksa Yunan‘la, İngiliz, Fransız’la mı?”

Ne cevap verebilirler?

Yunan’la, İngiliz, Fransızla şimdi dostlukları pekiştirmeye çalışan hokkabazların, “ama biz Yunan‘la, İngiliz’le, Fransız‘la savaşırken, Araplar bize ihanet etmişlerdi. Yunan’ı biliyoruz, Fransız’ı biliyoruz, İngiliz’i biliyoruz. Ama Araplar niye öyle yaptı ki?” cevabı vereceklerinden eminsinizdir mutlaka.

Yeni Akit

Yorumlar2

  • İbrahim 1 saat önce Şikayet Et
    Hırsız Ekremin Holdingi CHP iflas ettiği ve onun Çalışanları Kemalistler işten kovuldukları zaman.İNANIN TÜRKİYE DAHA MÜREFFEH VE DAHA ÖZGÜR BİR ÜLKE OLACAK.BU MİLLET GERÇEK ÖZGÜRLÜĞÜ O ZAMAN TADACAKTIR.VE HİÇBİR COCUGUMUZ 4600,DOLARİN ÜZERİNDE BORÇLU DOĞMAYACAK.
    Cevapla
  • Misafir 5 saat önce Şikayet Et
    IMF ülkelerin ekonomik verilerini kimden alır? IMF ülkelerin ekonomik verilerini o ülkenin hükümeti ve merkez bankasından alır.. Bu yüzden IMF'nin Türkiye ile ilgili verileri sağlıklı değil doğru değil. Bir tek veri söylüyorum Yılda 100 milyar dolar dış ticaret açığı olan bir ülkenin %4-5 büyümesi mümkün değil
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat