Papa Ankara’ya geldi..

Gelir gelmez, Anıtkabir’i ziyaret etti..

Anıtkabir’e çelenk koydu..

Anıtkabir’e girişte, görevli bir subayımız, protokol gereği, Papa’ya selam durdu..

İtirazlar var: “Subayımız, Papa’ya niye selam durdu?”

Cevabı basit, arkadaş..

Biz halifeliği sonlandırırken, adamlar laiklik histerisine tutulmadılar, Hristiyanlar için Vatikan Devleti’ni kurdular..

Vatikan devletinin başındaki kişi de, o selam durulan Papa işte..

Selam durulan, aslında herhangi bir Papa değil..

Papa olduğu için selam durulmuyor..

Vatikan Devlet Başkanı olduğu için selam duruluyor..

Ama devlet başkanı, aynı zamanda bir Papa olunca.. 

İşler karışıyor.

Daha doğrusu karıştırılması için, laikçiler sahneye çıkarılıyorlar..

Halifeliği kaldıranlar kendileri. 

“Laiklik var. Din ile devlet işleri ayrılmalı” deyip, dini görünürlüğü devletten uzaklaştıranlar kendileri..

Ama laikliği aldıkları Batı, Papa’yı devlet başkanı yapmış..

Devlet başkanı olunca da, diğer devlet başkanlarına uygulanan protokol gereği, Papa’ya da bir subayımız selam durmak zorunda kalmış..

Sanki, Papa’ya selam durduran, AK Parti imiş gibi, saldırıyorlar..

Ama aynı laikçilerin bir başka kesimi de, Papa’ya bir övgüler, bir övgüler düzdüler ki..

Nerede ise, Papa’yı kutsayıp, Türkiye’deki Müslümanları da hristiyanlığa çağıracaklardı..

Neydi kemalistlerin Papa’yı göklere çıkarmalarının sebebi?

Efendim, Papa ilk önce Ankara’ya gelmiş. Ve her şeyden önce Anıtkabir’i ziyaret etmiş..

İşte, bu çok önemli imiş..

Bir yandan, “Papa’ya nasıl selam durursunuz” diye itiraz ediyorlar..

Bir yandan da, “Bak, Papa bile, önce Ankara’ya geldi ki, ziyaretin ilk aşaması, Anıtkabir’i ziyaret olsun” dediler..

Hayırlı olsun, Papa’nız. Sizlere hayırlı işler..

Veee. Geldik Papa’yı, hepten göklere çıkardıkları noktaya..

Anıtkabir mozolesine çelengi koyduktan sonra, Papa’nın geri geri yürüyüşü, kemalistlerde bir sevinç bir sevinç yaşanmasına sebep oldu ki..

Sormayın, gitsin..

Halktv’de büyük bir alkış.

CHP milletvekili Yunus Emre’den şok açıklamalar:

“Papa, çelengi koyduktan sonra, bizim yöneticiler gibi arkasını dönüp gitmedi. Geri geri yürüdü!”

Ballandıra ballandıra Papa propagandası.

Ne diyelim, CHP’ye uğur getirsin, Papa efendi..

Öyle ya.

İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk’ü CHP’ye aldılar.. Dindarlarla aralarını düzeltemediler.

Üsküdar eski müftüsü İhsan Özkes’i partiye aldılar, bir faydasını görmediler..

Temel Karamollaoğlu’na, CHP’nin genel başkanını cumhurbaşkanı adayı ilan ettirdiler..

Yine olmadı..

Şimdi Papa’ya alkış tutuyorlar..

Belki dindarlarla aralarını düzeltirler.

Ama burada bir yanlışlık oldu..

CHP’nin hristiyanlarla zaten arası kötü değildi ki..

CHP’nin Müslümanlarla arası kötü idi..

Ezan yasağı-fötr şapka mecburiyeti-Adnan Menderes’i idam ettirme-Ayasofya’nın müze yapılması-başörtü yasağı ve diğer sebeplerle CHP’nin İslam dinine mensup vatandaşlarla, hatta tüm halkımızla arası açık idi..

Şimdi Papa’ya alkış tutmaları ile de, arayı düzeltebilecek değiller..

Ha kılçıklık olacak ya..

Külliye’de Papa’nın gelişi sebebi ile dini müzik eserleri icra edilmiş. Bu arada Talaal Bedru ilahisi de okunmuş ya..

Hemen kılçıklığı sergilediler..

Vaaay. Papa’ya mı okudunuz bunu..

Kemalistlerin yanısıra, bizim mahallenin insanları da, Papa’nın bulunduğu ortamda icra edilen ilahiye itiraz etmişler.

Niye Papa’ya atfediyorsunuz ki, ilahiyi?

Hz. Peygamberin izinden gitme iddiasındaki kendi ülkemizin yöneticilerinin, Hz. Muhammed’e bağlılık mesajı verdiklerini söylemek var iken..

Elin Papa’sına niye atfettiniz, ilahinin sözlerini?

Ve sonrasında Papa, düzenlenen ayinlere katıldı..

Tam o noktada, benim gözlerim, Ümit Özdağ’ı aradı.

Hani Cuma hutbesindeki imama, “Hoca hoca Atatürk’ten de bahsetsene” demişti ya..

Şimdi bekledim ki, Papa’ya da çıkışsın: “Papa.. Papa.. Atatürk’ten de bahset” desin..

Ümit Özdağ’ı göremedim..

Onun borusu, Müslümanların hutbesine ötüyor olmalı..

“Adam Müslüman.. Kilisede ya da ayinde ne işi var ki, Atatürk’ü hatırlatsın” demeyin sakın..

Cuma namazına da, “Atatürk’den bahset” demek için gitmişti.. Şimdi yine, Atatürk’ten bahset” demek için, buyursun ayine katılsın.. Desin, ve çıksın, korkmasın hristiyan olmuş sayılmaz..

Ama onda o yürek nerde?

Onun yüreği, Müslümanlara hakaret etmede var.. 

Sosyal medyadaki bazı arkadaşların uydurdukları bir şehir efsanesini gördüm ki, tam evlere şenlik..

“Atatürk, İznik’i ziyaret etmek isteyen Papa’ya izin vermemişti. Şimdi AK Parti bu izni verdi” diyorlar..

Gerçekten mi kemalistler?

Gerçekten, Papa Türkiye’ye gelmek istemiş de, Atatürk izin mi vermemiş?

Hani bir şey uyduruyorsunuz da..

Bari altyapısı olsun, uydurduğunuz şeyin..

“İzin vermedi” sizin rüyanız ama..

Şunu sorsak, belki uyanırsınız: “Megali Idea mimarı, İngilizlerin desteğiyle Türkiye ile savaşa giren Yunanistan Başbakanı Venizelos, 1930’da Ankara’ya, benim iznim ile mi gelmişti?”

Merak ediyorum, Anadolu’yu fiili işgalden daha ağır, Papa ne yapmıştı acaba?

Veya soralım..

Miralay Süleyman Fethi Bey ismini duydunuz mu kemalistler?

Yunan’ın İzmir’i işgalini içeriden destekleyen İzmir bölgesi Ortodokslarının baş din adamı Metropolit Hrisostomos, Aya Fotini Kilisesi’ni teşkilatlanma merkezi olarak kullanıp Yunanların Türklere saldırması için telkinlerde bulunup, büyük bir katliam gerçekleştirmişti.. O katliam sırasında, verilen emir gereği silahsız olarak kışlada bulunan Osmanlı askerleri esir alınmıştı. O askerlerin arasında bulunan Albay Süleyman Fethi de tüm zorlamalara karşı “Yaşasın Venizelos” demediği için defalarca süngülenerek şehit edilmişti.. 

O Venizelos’un Türkiye’ye gelmesine izin çıkıyor da..

Papa’ya niye çıkmamış acaba.

“Papa, Türkiye’ye gelirse, İslam dini’ne mensup insanlarımızın aklını çelecekti” demeyin sakın..

Papa’ya izin vermedik de, İslam dinine mensup insanların aklını çeldirmedik de, o Müslümanların kafasına, fötr şapka geçirmeyi niye mecburi ilan ettik..

Hepsi iyi güzel de..

Şu kemalistler bir de, “Her yerden rahibeler fışkırıyor. Buna Osmanlı izin vermedi! Atatürk izin vermedi! Ama 2025 Türkiye’sine nasip oldu ne diyeyim” paylaşımları yapmıyorlar mı?

Hayret etmemek elde değil..

Kuzum, siz değil misiniz, Batı’nın çağdaş medeniyeti diyerek, sahnelere iç çamaşırı ile çıkan teşhircilere belediye kasasından yüz milyonlarca para ödeyip, bir de utanmadan, “Bu ülkede özgürlük var” diyenler..

Ne oldu, şimdi tesettürlü kadın görünce, önceden sadece Müslümanlara karşı çıkıyordunuz.. Şimdi hristiyanlarına da mı alerji duymaya başladınız.

Batının çıplaklığı olursa, o güzel..

Batıdan tek tük giyinik biri gelirse, ona itiraz..

Çıplaklara “Burda özgürlük var” koruması..

Teslis inançlarını kabul etmesem de, “dinim İslam, başka dine ihtiyacım yok” desem de.. Başka inançtan giyinik olana, teşhircilik yapmayana, “Buna Osmanlı izin vermedi” demek!

Gerçekten akıl tutulması.. 

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi