'Sınırı aşma'nın yolu olarak sanat

  • GİRİŞ21.04.2013 09:27
  • GÜNCELLEME21.04.2013 09:27

Başta olumsuz gibi görünse de uzun dönem bu 'sınırlılık' hali müthiş kapılar açtı. 'İslami sanat' dediğimiz özgün kollar bu şekilde vuku buldu.

Ancak modern zamanda Müslümanların kendilerini ifade etmekten çok, 'kendilerini bulma' adına, farklı sanatları da hakkıyla icra etmek durumunda. Bununla da kalmayıp, kendine münhasır unsurlarla bu sanat dal/lar/ını geliştirmeli/dönüştürmeli, insan.

Sinema tam da bu noktada zaruri ve zengin bir alan ifade ediyor.

Müslümanlar uzun seneler sinemanın helal olup olmadığını tartıştı. Zira resim, heykel ve müzik gibi diğer sanat dallarıyla ilgili farklı görüşler söz konusu iken sinemaya müsamaha gösterilmesini (en azından başlarda)  beklemek hayalcilik olurdu.

Neyse ki sinemanın benimsenmesi -diğer sanat dallarına oranla- kısa zaman aldı.

Şimdi artık, 'nasıl sanat yapmalıyız' ile 'nasıl sinema yapmalıyız'ı tartışıyoruz.

Tam bu tartışma başlıklarının merkezinde yer alan bir konu İstanbul'da masaya yatırılıyor. Bu yazı yayına girdiği sıralarda ben de mevzubahis organizasyonun ikinci gün faaliyetine katılıyor olacağım.

'Siyer ve Görsellik'

Programı, Sonpeygamber.info düzenliyor. Genel başlık 'Siyer Atölyesi'. Organizasyonun bu seneki başlığı ise "Siyer ve Görsellik".

Mevzu ile ilgili olarak iki gün boyunca çok kıymetli isimler sunum yapmış olacak. En dikkat çeken kişi ise dünyaca ünlü İranlı yönetmen Mecid Mecidi. İranlı yönetmenin katılımıyla görsel sanatlar ile siyer ilişkisi ele alınacak.

20 Nisan Cumartesi ve 21 Nisan Pazar günleri Meridyen Derneği'nde gerçekleştirilen atölye toplantısına ayrıca Prof. Dr. Turan Koç, Yrd. Doç. Dr. Irvin Cemil Shick, Dr. Nur Kançal, Cihan Aktaş, Fahima S. Firouz, Enver Gülşen, İhsan Kabil, Fatih Okumuş, H. Hümeyra Şahin, Cemal Şakar, Uğur Mine Tamay, Ayşe Taşkent ve Hülya Yazıcı gibi isimler de katılıyor.

Belli bir kontenjan ile izleyici kabul edilen toplantılara katılma imkanı bulan isimlerdendim. Memnun oldum. Çok mühim başlıklarda kıymetli isimler tecrübe ve fikirlerini paylaşıyor.

Atölyedeki sunumlar daha sonra kitaplaştırılacak. Heyecanla bekliyorum.

Benim için mühim olan nokta, yazının başında ifade etmeye çalıştığım bakış açısı.

Sinema, dünyanın geldiği noktada kullanım alanı en geniş ve etkili sanat dalı.

Hal böyle olunca insanoğluna modern zaman insanının sinemayı hakkıyla idrak edebilmesi için çokça gemi yakması lazım.

Modern zaman ferdi, en başta itiraz etmeyi öğrenmeli.

Kendine sunulanı peşinen kabul edip, 'kitlesel doğrular' tuzağına düşmeden, 'tek tip' insan modelinin tehlikesinin farkına varıp, 'özgürlük' diye ifade edilen şeyin esasında 'yeni bir kölelik düzeninin nüvesi olmak' olduğunun idrakine varmalı, insan...

Ve haddini de bilmeli, insan. Bütün bir arayışının, hakikate ulaşmak değil, izini bulmak olduğunun farkında olmalı...

Hem itiraz edip, hem haddini bilmek bir arada olur mu?

Bal gibi olur...

Tam da ikisini bir arada tutabilenlerdir, 'sanatkar Müslümanlar'...

Özellikle vurgulanması gerekir ki; sanat, hakikatin izini arayan insanoğlunun en sağlam araçlarından biri olabilir.

Ne demiştik; modern zamanda Müslümanların kendilerini ifade etmekten çok, 'kendilerini bulmak' adına, farklı sanatları da hakkıyla icra etmek durumunda. Bununla da kalmayıp, kendine münhasır unsurlarla bu sanat dal/lar/ını geliştirmeli/dönüştürmeli.

İşte bu sanat sinemadır...

Müslümanlar, kendilerine çizilmeye çalışılan zihni, kalbi ve fiziksel sınırları aşmalı.

'Aşma'nın yegane yolu ise sanattır...

O halde yeniden düşünme ve harekete geçme vaktidir...

Abdulhamit Güler - Haber7

abdulhamitguleer@gmail.com

twitter: @_hayirlisi_ 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat