Bir plan dahilinde yaptığımız bu konuşmalar, film okumaları ve teorik değerlendirmelerle zenginleşiyor.
Çok önem verdiğim bu konuşmalarda, hangi konudan başlarsak başlayalım, hangi okumayı bir yere vardırmaya çabalarsak çabalayalım, vardığımız nokta hep 'sanat nedir' sorusu oluyor.
Bu aslında bir başlangıç noktası da...
Sadece sinema için değil, kültür adına yola çıkılan her düşünüş ve fikredişin temel sorusu bu. Ve aslına bakarsanız bu hayatımızın sorusu olmalı.
Hayatı, sadece 'zaruri ihtiyaçların karşılanması' olarak tanımlamanın basitliği yaşayışa etki edince; 'garanti maaş', 'kesin bir iş', 'güzel/yakışıklı bir eş', 'emeklilik' ve benzeri aşamaları halleden kişi, bütün emeline ulaşmış gibi oluyor.
Fazla basit veya 'avam' bir yaklaşım gibi gelebilir. Fakat dünyaya böyle bakan insanların çokluğunu hangimiz inkar edebilir?
'Avam' gerçekten çoğunluk mu?
Peki bu 'avam çoğunluk'un varlığı, sanat değerlendirmemizin neresinde duracak?
'Sanat'ı tarif ederken 'çoğunluk' veya herhangi bir miktar derdimiz olacak mı?
Tarif bireysel mi olacak?
Sanat bireysel bir şey midir?
Algısını 'duyularına hapsetmiş' zamane insanının sanat tarifi nasıl olabilir?
Ya, duyu dışında 'duygu', 'sezgi', 'his'si önemseyen yaklaşımın yapacağı herhangi bir tarifin kapsama alanı ne olacak?
Ve bütün bu soruları elbette sinemaya da uyarlamalıyız...
En başta, sinema bir sanat mıdır?
Kitle iletişim aracı olarak, bir 'sanat organı'nı nereye oturtacağız?
Ya da sinema, sanat için sadece bir 'organ' veya 'araç' mıdır?
Başlı başına bir 'sanat alanı' olarak kabul edersek, sinemayı hangi temeller üzerine bina edeceğiz?
Bir sanat eseri eğlendirmez mi?
Bir sinema filminin 'güldürmesi' veya 'ağlatması' ya da 'korkutması', sanat özelliğine halel getirir mi?
Ve dahî; sanat, nicelikle mi nitelikle mi ilgili bir mesele?

Soruları çoğaltmak mümkün...
Sorulara cevap vermeye çalışmaksa mümkün de öte kolay...
Fakat bence biraz düşünmeliyiz? Sorular üzerine, sorular üzerinden düşünmeliyiz?
Cevap bulmaya çalışmanın aceleciğiline bir şeyleri kurban etmeden, doğru zihin yapısını, hakiki sezgilerimiz veya hislerimizle harmanlama noktasına varabilmek için düşünmeliyiz?
Nasıl olsa cevap veren çok...
Biz şimdi sadece soralım ve düşünelim...