El'e yazılamayan mektuplar

  • GİRİŞ25.03.2012 09:33
  • GÜNCELLEME25.03.2012 09:33

Gönderilmemiş, yola çıkamamış, yolda kalmış, varmış ama okunmamış ama illa da hedefine bir türlü ulaşamamış mektupların peşinde geçiyor hayatımız. Daha doğrusu aşk, böylesi bir 'yolda kalma' hali. Bir mektubu kaleme almamak, yola çıkmasından, ulaşamamasından, anlaşılamamasından daha mı yüktür. Bilinmez. Ya da bilinir de, herkes kendi 'olamadığı'nı bilir. Mektup, olamamanın kağıda düşmesi değilse, oldurabilmenin manifestosudur aslında. 

Bu satırları yazdıran film Ali Vatansever'in yazıp yönettiği ve ilk uzun metraj filmi olan El Yazısı. Satırlara bakınca duygusal olarak çok etkili, sinemasal manada üst düzey bir filmden bahsedeciğimi düşünebilirsiniz. Fakat pek öyle sayılmaz...  

Filmin konusu kısaca şöyle: 

1998 yılının yaz döneminde, kasabalılar okullarına gelecek ilk yabancı İngilizce öğretmenini karşılamaya hazırlanmaktadır. Fakat yanlışlıkla kasabaya yolu düşen Fransız turist Julie'yi öğretmen sanınca işler karışır. El Yazısı, kasabanın olaylarla dolu bugününü üç kişinin gözünden anlatır.

Hikayesine bir türlü başlayamayan ve hikayesini başlamadan bitirebilen bir senaryo örneği olarak El Yazısı, zenginlik olabilecek küçük öykülerin büyük hikayeyi 'oluşturma gerekliliği'ni başaramamış. 

Sıcaklık oluşturma gayesiyle 'yerleştirilmiş' sahneler ters etki yapıyor (sürekil uyuyan dede, sinirli babanın tavırları, çocukların 'şirinlik alma' gayeli halleri). Görselliğin zaman zaman oluşturabilecek kıvama geldiği sıcak hava, 'zorlama' diyaloglar ve senaryonun geneline ağır gelen metaforlar sebebiyle dağılıp gidiyor. 

Çok fazla hikayenin bir arada olduğu ve bütün bir hikayeye evrilemediği El Yazısı'nın çok uzun süre ne demek istediğini anlayamıyorsunuz. Bunun sebebi, hikayenin merak uyandırmayı başarması değil, aksine, merak beklentisinde olan seyircinin beklediğini alamaması. 

'Resim oluşturabilme' endişesiyle yerleştirildiği anlaşılan sahneler de bir 'yapaylık' hissi veriyor.

Yönetmen Ali Vatansever,  görselik konusunda başarılı bir uygulama ortaya koymuş (Özellikle 'arabanın yan aynasından mezopan' bir resim vardı ki, görülmeye değer. Zaten yönetmen aynaları bol bol kullanmış). Bazı mesajları bir tek sahnede vermeyi de başarmış. Daha sade bir senaryo ile çalışsaydı belki Vatansever için daha iyi olacaktı. 'Kalabalık' senaryonun dezavantajlarını yüksek dozda yaşamış. 

Oyunculuklara gelince...

Cansu Dere dışındaki bütün oyunlar/oyunculuklar sırıtmış. Filmin genel diline uygun tek oyunu ortaya koyan Cansu Dere'nin yanında bir miktar da Baran Akbulut'un oyunculuğu 'uygun' görünüyor. Bu, diğer oyuncuların kötü olduğu manasına gelmiyor. Aksine, "oyunun/oyunculuğun senaryonun içselleştirilmesi ve yönetmenin de 'oyun verdirme' yoluyla katkısını sağlayarak film diline uygun olanı ortaya çıkarması" olarak tarif edebileceğimiz noktanın eksik kaldığı manasına geliyor. 

Ilginç olan bir şey var ki; filmin senaryosu ödüllü. Film, 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Senaryo Geliştirme Ödülü" kazandı. Buna rağmen film için kaynak sağlanamıyor ve 'halkın desteği' ile çekilebiliyor. Bazı tüzel kişiliklerden şahıslara kadar yüzlerce kişinin, açılan kampanyaya destek vermesiyle film hayata geçiriliyor.  Açıdan bakınca film daha bir özellik kazanıyor. Ve 'keşke senaryosu daha iyi olsaydı da tadından yenmez bir eseer ortaya çıksaydı' demeden de kendinizi alamıyorsunuz. 

Sonuç olarak El Yazısı, senaryosunun yetersizliği sebebiyle bütün olarak başarı çıtasının altında kalan bir yapım. Bir ilk film olarak yönetmenin başarısız olduğunu söyleyemeyiz. Ilk olduğundan 'teşvik maksatlı' güzellemeler de pek tarzım olmadığından, genel olarak bu minvalde bir yazı ortaya çıktı. 

Ve evet, halktan destek almış bir ilk film olarak El Yazısı, gidilesi, izlenesidir...

Abdulhamit Güler - Haber 7
abdulhamitguler@gmail.com

http://twitter.com/_hayirlisi

Yorumlar1

  • İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Et
    EL YAZISI VE HAYAT FİLMİ..-1. El yazsını izlemeden ,kendinin geçmişini şöyle bir geriye doğru gözden geçiriver.Film izlemekten farkı var mı?Hayat sanki,kısa bir film gibi .VesSelam
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat