Tebessümü tüketen komedi!
- GİRİŞ20.05.2012 10:14
- GÜNCELLEME20.05.2012 10:14
Gelin görün ki, 'tüketim' üzerine kurulu bir 'evrensel kültür' ile yetişen 'genel kitle', artık 'kolayca' güler hale geldi.
Ve bu manzaranın sinemadaki yansımasının son örneği olarak Diktatör vizyona girdi...
Önce filmden bahsedelim...
Babasının ölümünden sonra iktidara geçen Aladeen, ülkeyi 'demir yumruk' ile yönetmektedir. Aslında koltuk amcasının hakkıdır fakat fedakar amca feragat etmiştir. Daha doğrusu Aladeen öyle sanmaktadır. Zira amcası, yeğenini öldürtmek için türlü yollara başvurur. Aladeen ise bu arada nükleer silah yapmanın peşindedir. Bunun için BM'de bir konuşma yapacakken kaçırılır, yerine dublörü konuşma yapar, ülkesinde demokrasi ilan eder. Aladeen bunu engellemek için oyunu bozar. Ancak filmin sonunda kendisi yine serbest seçim yapılmasına müsaade eder.
Arap Baharı'na göndermelerle dolu filmde bir miktar Batı eleştirisi de mevcut. Lakin hemen her Hollywood filminde olduğu gibi 'lutfedip' de özeleştiride bulunduklarından dolayı, filmden çıkan sonuç; Araplar'ın (ve aslında Doğu toplumlarının) ilkel, vahşi, gayrimedeni, gayriinsani ve 'evrimini tamamlayamamış' canlılar olduğu yönünde. Yani, oryantalist bir bakış.
Komedi içine yedirilince ve bir miktar da özeleştiri baharatı katılınca oryantalizm tadı anlaşılmıyor değil. 'Arapça İngilizcesi' ile espriyi bütün filme yaymak mantıklı olmakla beraber, genele sirayet eden 'yetersizlik' havası sebebiyle hazzını alamıyorsunuz.
Mahiyetinin dışında şeklen de bir şey vaat etmeyen ve zaten öyle bir endişe ile de üretilmemiş 'Hollywood Komedisi' olarak Diktatör, 'gişe izleyicisi' için tercih edilebilir.
Böyle söylerken 'gidin' demek istemiyorum, elbette. Ancak 'Kolpaçino', 'Maskeli Beşler', 'Avanak Kuzenler' tarzı filmlerin bir 'kitlesi' olduğunu düşününce, Diktatör'ün de kayda değer miktarda izleneceğini söyleyebilirim.
Komedi tarzı olarak 'bize' çok yabancı olduğunu söylememe gerek var mı, bilemiyorum. -Daha öce Borat, Ali G ve Bruno'da gördüğümüz üzere- Sacha Baron Cohen, 'sınırları zorlayan' espri anlayışını büyük oranda 'cinsellik' ve 'belaltı' mevzular üzerine bina ediyor. İrrite olmaktan öte esprilerin birçoğu seviyesiz, beceriksiz ve başarısız.
Hiçbir önyargım olmadan ve gerçekten güleceğim ümidiyle gittiğim filmden kocaman hayal kırıklığım ile çıktım.
Evet, Borat'ta da tarzını görmüştük Cohen'in. Fakat bu defa mevzu çok derindi. Tam bir espri membaı bulmuştu. Ve fakat böylesine güncel ve evrensel bir mevzuyu basit bir aşk hikayesinin ortasında yok etmiş, Diktatör.
abdulhamitguler@gmail.com
twitter: @_hayirlisi_
Yorumlar1