İnanmak bu kadar kolay olmamalı, Scott!

  • GİRİŞ02.06.2012 18:39
  • GÜNCELLEME02.06.2012 18:39

Alien (Yaratık) filmi ile üne kavuştu. 30 yıldan fazla zamandır üretim yaptığı sinema alanında, akılda kalan birçok işe imza attı (Blade Runner, American Gangster vs) ve Oscar’a da uzandı.

İngiliz yönetmen, şimdi de Prometheus filmiyle karşımızda.

Açıkçası Scott’ın tarzı sinema algıma çok da uygun değil. Bir değişiklik yapıp bu hafta Prometheus’u izleyelim dedik. Filmin, Alien’ın doğuşuna doğru bir ‘geri dönüş’ olduğundan haberim yoktu. Filmin son sahnesini görene ve yazılanlara bakana kadar.

Başlarda, tarih ve teknoloji kolajıyla bir ‘inanç arayışı’ filmi olarak algıladım. Fakat mesele bir yerden sonra aynı sığlığa dayandı.

Alien'ın köklerine yapılan yolculuk, hayatın başlangıcına dair araştırma yürüten bir ekibin evrenin en karanlık noktasında yaşadıkları maceralara odaklanıyor. Ekibin insanoğlunun geleceğini korumak adına girdiği bu savaş, her şeyin sonu olabilir...

İtalik satırlar bana ait değil, filmin tanıtım metninden. Görüleceği üzere çok da olağanüstü bir mahiyeti yok. Çok çok iyi teknik kullanımı ile ‘görsel’ olarak başarılı bir eser ortaya konmuş. Bu adamların teknolojiyi sinemada ‘kullanabilme’ kabiliyetlerine bayılıyorum. Tarzlarına değil, yaptıkları işin kendi içindeki tutarlılığına ve başarısına bayılıyorum.

Zira memleketimde, teknoloji kullanılarak birçok ‘iş’ beyaz perdeye çıkarıldı/çıkarılıyor. Türkiye bakımından ‘son teknoloji eseri’ olan bu yapımları izledikçe genelde derin nefesler alıyorum. Son olarak Fetih 1453’te de gördüğümüz üzere, parayı bolca harcamak da çözüm olmuyor. Algı ve vergi meselesi.

Scott’ın Prometheus’u teknik olarak üst düzey bir iş. Ancak konusu ve içeriği vasatı aşamamış. Alien serisinin kendi içindeki kurgusuna uygun olabilir. Fakat bir filmi, sadece ve sadece kendi başına da ele alabilmeliyiz. Böyle olunca da Prometheus’un ‘sorgulaması’ temelsiz kalıyor.

Sorgulama olarak nitelendirmeye çalıştığım şey ‘inanç’ meselesi. Filmde, birkaç bilim adamı ‘inanmak için’ tehlikeli işlere kalkışıyor. Aradıkları ‘şey’ ise ‘somut bir gösterge’. Tam da modern zaman insanının kendini hapsettiği  karanlık; ‘somuta mahkumiyet’; duyulara mahpus bir algı sistemi.

Oysa ‘inanmak’, bu kadar kolay olmamalı. İnsanoğlu, ruhunu devre dışı bırakarak herhangi bir ontolojik (varoluşsal) arayışa giremez. Girerse de uğrayacağı hayal kırıklığı baştan hazırdır.

Aslına bakılırsa Prometheus’ta bazen tam da buraya varılacak gibi oluyor. Bir robot olan David tanımlanırken, onu insandan farklı kılan yegane şeyin ‘ruhsuzluğu’ olduğu vurgulanıyor. Ancak filmin bütününde bu hâli göremiyoruz.

Prometheus, Hollywood'un paranoyasını ortaya koyan, dünyanın yokoluşunu anlattıkları bilmem kaç milyonuncu film olmasına rağmen, hala aynı sonla bitmesi; baş karakterin -büyük bir saçmalıklar zinciriyle- hiçbir tehlikeye yenilmeden ve tek başına filmin sonunda kurtulduğu ama bu arada dünyayı da kurtardığı klişeye de işaret etmek isterim.

Acaba daha ne kadar bu mevzuyu işleyecekler. Hayır yani, bir gün gerçekten 'yabancı yaratıklar' gelip dünyayı istila etmek istediğinde, bu filmlerin tecrübelerinden mi faydalanacağız. Eğer bizi bir yerlerden izliyorlarsa emin olun 'onlar' da artık sıkılmış ve kendilerine 'istila edecek' başka bir gezegen arayışına girmişlerdir.

Teknik olarak güzel bir şablonla en bildik senaryoyu işlerken, karakterler arasındaki çatışmaların derinliksiz ve zayıf olduğunu da vurgulamak gerek.

Ve böylesine 'teknolojiye mahkum' bir 'iş' ile de 'inanç sorgulaması'na yelteniliyor. Bir filme 'zihinsel etkisi'yi böylesine 'serpiştirerek' koyarsanız, ortaya çıkan eser tipik popüler kültür malzemesinin ötesine geçemez.

Yani, Alien serisinin takipçisi, Scott filmlerinin müptelası iseniz Prometheus’a gitmenizde bir beis yok. Lakin, bu ‘tip’ izleyici profilinde dahi olsanız, ‘farklı’ şeyler izlemek için kuvvetli telkinler beklemeyin. ‘Gişe işleri’nden biraz uzak durun. Zorlayın kendinizi. Emin olun pişman olmayacaksınız. Sonuç her ne olursa olsun, pişman olmayacaksınız.

Abdulhamit Güler - Haber 7

abdulhamitguler@gmail.com

https://twitter.com/#!/_hayirlisi_

Yorumlar2

  • İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Et
    alien yaratık filmi... alien /yaratık filmini izlemeden önce birazda şöyle geriye doğru düşünüp - kendi yaratılış filminizi- izlemenizi tavsiye ederim.sanırım daha faydalı olacaktır.iyi tatiller..vesselam
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    allien ve evrenin ötesi beth revis. kozmosla ilgili terimlerin türk insanının bilincinde henüz bir karşılık bulmadığını herkes bilir. bilim/kurgu, fantastik ve macera romanlarının türkiyedeki satış rakmlarından bunu farkedebilirsiniz. sigourney weaverin üstün oyunculuk yeteneğini fazla sorgulamdım ama. allienin düşünce tarzımıza yeni bir dil getirdiğinide inkar etmem. çünkü çok değil 20 sene sonra ilk yakın yıldıza yolculukların başlayacağı ve içindeki insanların geri dönmesinin mümkün olmadığı ve belki yüzlerce yıl alabilecek kolonizasyon çağında, yeni gezegenlerde büyüme imkanı bulan yaşam formlarının ne olacağı hakkında tam bir fikre sahip değiliz. allien bize burada açılım yaparak fikirlerimizi yakınlaştırıyor. beth revis ise evrenin ötesinde. geri dönülmez yolculuğa çıkanların ruh halini işliyor. dondurulmuş insanları korumakla görevli mürettebat ve bilgeler, çıraklar ve aşk lar.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat