Yarışma, jüri ve siyaset...
- GİRİŞ29.07.2012 08:36
- GÜNCELLEME29.07.2012 08:36
Film yarıştırmak, aslına bakarsanız bir yanıyla sorun barındırıyor. On kişinin oluşturduğu bir kurul, onlarca film arasından eleme yapıyor ve sonuçta 'en'leri seçiyor. Kendi içinde bir disiplini ve kıstasları var elbet. On yıllardır böyle gelmiş ve böyle gitmesinde bir sakınca yok. Daha doğrusu, 'iyi bir alternatif' yok.
Dünyanın her yerinde film festivalleri kapsamında düzenlenen yarışmalar 'siyasi renk' barındırır. Bunun istisnası yoktur, olamaz da. Sinema veya sanata özel bir husus değil. Siyasetin tanımı ve kapsamı ile alakalı bir durum. Mahiyeti ne olursa olsun, 'mesele' bağlamında herhangi bir konu ele alınıyorsa, siyasi bakış barındırmaması ve yaklaşım ortaya koymaması mümkün değil.
Kaldırımın nasıl yapıldığı, taşlarının nasıl döşendiği, yol ile kaldırım arasındaki oranın ne miktarda olduğu konusundan tutun da, herhangi bir şahsın en temel gıda maddesi olan suya nasıl ulaşacağı, nasıl kullanacağı ya da suyun bizatihi kendisinin varlığı siyasi meseledir.
İnsana dokunan, insanla alakalı olan her ne varsa (ki, böyle olmayan hiçbir şey yok) siyasetin kapsamına girer.
Aynı şekilde insana dokunan, insanla alakalı olan her ne varsa (ki, böyle olmayan hiçbir şey yok) sanatın kapsamına girer. Ve hatta sanatın kapsamı, var olanı değerlendirmenin de ötesinde, -çok daha ağır bir yük olarak- 'olması gerekeni söylemek' temelinden başlar ve aslında aynı yerde devam eder ve kuvvetle muhtemel hep aynı yerde biter.
İşte bu çerçeveden baktığımızda, hiçbir 'yarışma'nın siyasetten uzak olduğunu düşünemeyiz. Siyasetin, kısır söylemlere ve 'partizan argümanlara' indirgendiği memleketimde ise sanat adına atılacak her adım, ince bir çizgi üzerinde 'sınırlar dahilinde' değerlendiriliyor.
Tam burada meseleyi somuta vardırıp sadede geleyim...
Altın Portakal Film Festivali'nin jürisi tartışma konusu oldu. Jüri başkanlığına Hülya Avşar'ın getirilmesi tepkilere sebep oldu.
Tepki gösterenlere katılıyorum. Fakat tepki gösterenlerin, gerek aynı listedeki bazı isimlere ve gerekse daha önceki jürilerin birçoğuna neden ses çıkarmadığını da merak etmiyor değilim.
'Mizah, Muhalefet ve Demokrasi' temalı yarışmada jüri başkanı Hülya Avşar oluyorsa, 'Hüzün, İktidar ve Eller Havaya' konulu bir yarışma düzenlendiğinde jüri başkanlığına pekala Nuri Alço getirilebilir.
Buradaki kıyas, herhangi birini bir yere koymak değil, birilerinin konulduğu yeri veya illa birilerini bir yere koyma arzusunu eleştirmek.
Oyunculuk elbette sinemanın çok önemli bir unsuru. Hülya Avşar, ülke sinemasına uzun süre ciddi 'emek vermiş' bir oyuncu. Ancak 'seçebilme yetisi', mevcut durum ve 'emek' kapsamıyla sınırlı olamaz. Sinemanın bütüncül yapısını 'özümsemiş', bir bütün olarak 'sinemaya hakkı ile bakabilme' şartı lazım gelir. Tam da bu sebeptendir ki, 'genelde' jüri başkanları yönetmenlerden seçilir.
Tüm bu izahat sonrasında asıl eleştiriyi Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Antalya Kültür ve Sanat Vakfı'na yöneltmek gerekiyor. Belediye, 'Mizah, Muhalefet ve Demokrasi' başlığını kullanarak politik tavrını ortaya koyuyor. Evet, hakkıdır; 'politikadan uzak olamaz' demiştim. Ancak jüri üyeleri öyle bir titizlikle seçiliyor ki, özellikle hükümete muhalif isimler seçiliyor.
Meseleyi özellikle 'partiler' bazından uzak tutmaya çalıştığımı sanırım anlamışsınızdır. Ancak öyle bir tavır var ki ortada, ister istemez konu buraya geliyor.
Baştan da söylediğim gibi isimler üzerinden gitmek maksadı çok farklı noktaya çekiyor. Bu yılki jüride bulunan Mine Kırıkkanat'ın ne bakımdan 'film festivali jürisi' olduğunu, Hülya Avşar'ın hangi yeterlilikle jüri başkanı yapıldığını veya onca isim dururken Ayşegül Aldinç'in ilgili temalı yarışmanın jürisinde ne işinin olduğunu ya da Levent Kırca'nın malum duruşunun jüri seçilmesinde etkisi olup olmadığını sorgulayabiliriz. Lakin böyle yaparak bir yere varamayız.
Daha temel bir sorunumuz var ki, sinemaya, 'sanat' bağlamında yeterli değer verilmiyor. Jüri oluşturulurken ortaya çıkan manzara sadece bunun göstergesi.
Hele hele 'Mizah, Muhalefet ve Demokrasi' başlığı altında bir tema oluşturup, böylesi bir jüri listesi sunmak gerçekten hali pürmelalimizi gösteren acı bir tablo.
Abdulhamit Güler - Haber 7
abdulhamitguler@gmail.com
Twitter: @_hayirlisi_
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol