Sinemanın ateşini çıkaran 'ödül'

  • GİRİŞ08.09.2012 10:09
  • GÜNCELLEME08.09.2012 10:09

'Siz', 'onlar', 'kesim'...

Bizi böyle parça parça bölen sisteme lanet olsun...

Ki sinema, sanattır. 'Kendi gibi olmayan' kıstasını koyanların olması ne acı...

Elbette herkesin bir dünya görüşü var. Sanat değerlendirmesi de o minvalde olacaktır. Lakin bunu yaparken 'hak' ve 'hukuk' gözetilmelidir.

Bu nâhoş manzaranın son örneğini, İsmail Güneş'in yönettiği Ateşin Düştüğü Yer filminde gördük. Geçtiğimiz yıl düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde film, ön elemede yarıştan koptu ve üstelik 0.01 puan 'verildi'.

Filmin kötü olduğunu, 'hak ettiği için' o puanın verilmiş olabileceğini ve nesnel yaklaşımların bu sonucu doğurmul olabileceğini düşünebilirsiniz.

O halde bir haberden haberdar olmanız gerekiyor; Antalya'da 0.01 puan 'alabilen' Ateşin Düştüğü Yer, Montreal'de 'büyük ödül' aldı.

Haydaa!!!

Perhizi ve turşuyu arayasım var...

Ancak hiç kendimizi yormayalım, yazının girişindeki izaha bakalım. Deyim de, turşu da, perhiz de orada.

Film ile ilgili ilk değerlendirmemi yine bu sayfada yapmıştım ( http://www.haber7.com/abdulhamit-guler/haber/877267-atesi-dusen-sinema-ve-yersiz-tore ). İşin bu kısmına dönmeyeceğim.

Burada dikkat kesilmemeiz gereken mesele; 'bir takım insanların', 'bir takım insanlar' tarafından, 'bir takım sebepler'le, 'birçok durumdan mahrum bırakılması'...

İsmail Güneş çoğu kimse tarafından 'sivri dilli', 'sözünü esirgemeyen' biri olarak nitelendirilir. Düşüncelerine katılmayabilirsiniz. Hakikaten 'dili'ndan rahatsız olabilirsiniz. Söyledikleri 'canınızı sıkabilir'.

Lakin Güneş'in bir özelliği daha var. Kendisi 'mütedeyyin'dir. Bu yanıyla bilinir ve eserlerinin hemen tamamında bu dokuyu görürsünüz.

Aslında İsmail Güneş'e reva görülen muamelenin altında yatan en önemli sebeplerden biri de budur.

Ama hiçbir şart altında ortaya konan emeğe saygısızlık yapamazsınız.

Hiçbir gerekçeniz, bir eserin değerlendirilmesinde 'hak yemenizi' haklı göstermez.

Şimdi memleketimin 'sinema ustaları' oturup düşünsün; Montreal'den 'fazlanız' neydi ki, Antalya'da Ateşin Düştüğü Yer'in 'puanını' oradan çok çok farklı verebildiniz.

Allah aşkına, bir filme yüz üzerinden "0.01" vermek ile "büyük ödül" vermek arasındaki fark, ayan beyan ortadan duran bir "haksızlık"tır.

Şimdi sinema camiamızın ateşinin çıkma zamanı...

 Sektörün ciddi sağlık sorunları yaşadığına işaret ede ede dilimizde tüy bitti ya, neyse ki böyle musibetler yaşıyoruz.

Sinema camiasının ne denli garip bir çark ile döndüğüne güzel örnek olarak Ateşin düştüğü Yer'in Antalya ile Montreal arasındaki değerlendirme farkını, derin düşünceler ve aşikar tespitler eşliğinde hâlkımın takdirine bırakıyorum.

Abdulhamit Güler - Haber 7

abdulhamitguler@gmail.com

twitter: @_hayirlisi_

http://www.facebook.com/ahg13

Yorumlar1

  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    sanat ve ideoloji... sanatın dayandığı ideoloji sadece evrensel olacaktır bir yadsımanın içine girmek çokda sağlam bir duruş değildir. tamam evrensellik bu akışın ana caddesini oluşturduğu dünyadaki örneklerden görüyoruz. ama farklı renklerede açılım kaynağı sağlayarak ruhu din yada benzeri şeylere ihtiyaç duyan insanlarıda tek doğru bu, başkası yanlıştır diye empoze etmek.türkiye gibi batısal anlamda açık toplum derecesi kazanmış bir ülkedeki insanların özgürlüklerini doğru kullanacağına artık inanmamız gerekmektedir. mevcut sinema anlayışını geri götürecek endişesi taşımak yanlıştır. dindar insanlara kendilerini kanıtlamaları ve güzel eserler sunması yolu açılırki. şikayetçi olduğun bu kesim niye sanatta, mimaride, teknikte ve sosyal hayatta yok gibi endişe veren tarzlarını, önünü açarak, yanına alarak ve yarışarak.düştüğümüz yanlışlarıda görebilelim.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat